Güncel
Başbakan KHK'lar konusunda uyardı:''Maalesef bazı yöneticiler geçmiş hesaplarını görüyor'
Başbakan Binali Yıldırım, OHAL kapsamındaki KHK ile bazı akademisyenlerin ihracı konusunda ''Maalesef bazı yöneticiler geçmiş hesaplarını görüyor'' dedi. Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı ''bozkurt işareti'' için ise, "Herkesin işaretini yaparız. Türkiye'nin bütün renkleri bizim için aynıdır. 80 milyonu kucaklayacağız derken, bunda tek istisna olan terör örgütleridir" ifadesini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde bir araya geldiği televizyon, gazete ve haber ajanslarının genel yayın yönetmenlerine açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Başbakan Yıldırım, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda ''bozkurt işareti'' yapmasına ilişkin, "Herkesin işaretini yaparız. Türkiye'nin bütün renkleri bizim için aynıdır. 80 milyonu kucaklayacağız derken, bunda tek istisna olan terör örgütleridir" dedi.
"MHP Ä°LE YAPACAÄžIMIZ Ä°ÅžLERÄ° ALENÄ° YAPIYORUZ"
Binali Yıldırım, "Grup toplantısında bozkurt işareti yaptınız. Sürecin başından bu yana MHP ile ortak hareket ettiniz. Nasıl bir mesaj verdiniz. Bazı kişiler tarafından bu işaretiniz tartışıldı. Kürt oyları etkileyecek mi, Kürtlerin referanduma katılımını etkileyecek mi?" sorusu üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
"MHP ile yapacağımız işleri işaret dili kullanarak yapmıyoruz, aleni yapıyoruz. Başından beri anayasa değişikliği kararından uzlaşma içinde bir yola girdik. Bu bir sır değil, bütün kamuoyunun bilgisi dahilinde yürüyen bir mesele. Dolayısıyla, bu kampanya döneminde MHP ile ortak etkinlik yapma konusu şu anda karara bağlanmış bir şey değil. Şunu unutmamak lazım, MHP ayrı bir tüzel kişilik, ayrı bir parti, ayrı bir siyasi programı var. Bizim de ayrı bir siyasi programımız var ama burada bir hedef birliği var. Referanduma yönelik bir amaç birliği var dolayısıyla her iki partinin de söylemlerinin 'Evet' yönünde olması doğaldır. Buna uygun olarak da programları AK Parti olarak biz ayrı yapacağız, onlar ayrı yapacaklar. Belki süreç içerisinde bir iki programda, hangi formatta olacağını şu anda söyleyemem ama bir iki programda beraber olabiliriz. Bu da yine karşılıklı mutabakat çerçevesinde olacak ama prensipte kampanyayı her iki parti de ayrı sürdürecek. Bilinen bu şu anda."
Dünkü AK Parti Grup Toplantısı öncesinde kendisine, "Salonda işitme engelliler var. Onlara da bir mesaj verir misiniz?" denildiğini dile getiren Yıldırım, konuşması esnasında işitme engellilere de işaret diliyle "Tabii ki evet" mesajı verdiğini anımsattı. Yıldırım, bu sırada, salondaki bir izleyicinin bozkurt işareti yaptığına aktararak, şöyle devam etti:
"İzleyici, 'Biz ülkücüleri de unutmayın Sayın Başbakanım' diye bağırınca, ben de ülkücülerin işaretini yaparak karşılık verdim. Hepsi o. Bunda yanlış bir şey var mı Herkesin işaretini yaparız. Türkiye'nin bütün renkleri bizim için aynıdır. 80 milyonu kucaklayacağız derken bunda tek istisna olan terör örgütleridir. Bu ülkenin bölünmesini, parçalanmasını isteyen, bu ülke için kötü emelleri olanlar dışında herkesle beraber oluruz, birlikte oluruz. Yeter ki demokrasi içinde, ülkemizin birliği, beraberliği, kardeşliği, üniter yapısını özümsemiş, içselleştirmiş kim varsa onlarla bir oluruz, her türlü ortak çalışmayı da yapabiliriz."
"VATANDAÅž 'HAYIR' DA VERÄ°R, 'EVET' DE VERÄ°R"
Başbakan Binali Yıldırım, "Başlangıçta, 'PKK, FETÖ ve diğerleri 'hayır' veriyor, 'hayır' verenler bölücüdür, vatan hainidir, teröristtir' gibi söylemler vardı. Daha sonra bu söylem değişti. Söylemde değişiklik var mı?" sorusu üzerine, başından beri söylemde bir değişiklik olmadığını vurguladı.
Konuşmalarının yalnız bir kısmının alındığına dikkati çeken Yıldırım, "Benim dediğim şu; Bölücü örgütler 'hayır' kampanyası yapıyor, CHP de bu kafileye katılarak onları sevindirmesin. İlk söyleme şeklim bu. Yoksa vatandaş 'hayır' da verir, 'evet' de verir, canı ne isterse onu yapar. Vatandaşın ne vereceğine biz karar verecek değiliz ki zaten öyle bir imkan olsa referandum olmazdı. Demokrasinin en güzel tarafı, en son kararı vatandaşın vermesi. Biz vekiller olarak vatandaşın önüne teklifi götürdük, bize verilen görev bununla sınırlı. Bundan sonrası seçmenin, vatandaşın işi. Burada adil olmak lazım" açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Evet çıkarsa ülke bölünür" sözünü değerlendiren Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ben de 'evet çıkmazsa ülke bölünür' dedim, kıyameti koparttı. Burada maalesef böyle bir çifte standart oluyor. Benim söylememin de sebebi şuydu; Ülke daha güçlenecek, dolayısıyla birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi çok daha kolay temin edeceğiz, daha kucaklayıcı olacağız. Cumhurbaşkanı yüzde 50 artı 1 oyla seçileceği için temsilde adalet daha yüksek olacak, istikrar sürekli olacak. Bunları anlattıktan sonra bunun olmaması halinde Türkiye'nin bölünme riski vardır dedim. Ama bunu her gün tersinden Sayın Kılıçdaroğlu söylüyor, 'Evet çıkarsa ülke bölünür.' Çıksa da çıkmasa da bu ülkeye bir şey olmaz. Türkiye bölünmez, Türkiye'yi bölmeye kalkanlar boyunun ölçüsünü aldı, bundan sonra da almaya devam edecek. Bizim milletimize güvenmemiz lazım. En büyük tehlike 15 Temmuz'du, 15 Temmuz'da da bu milletin neler yapabileceğini hep birlikte gördük. Genciyle yaşlısıyla kadın ihtiyar demeden herkes meydanlara indi ve alçaklara karşı göğsünü siper etti, hayatlarını ortaya koydu. şehitlerimiz, gazilerimiz var ama bayrağımızı yere düşürmedik, alçakları sevindirmedik."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anayasa değişikliğine ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun "Bu teklif yüzde 98'le kabul edilse bile tanımıyoruz" sözüne kendisinin "Millet de onu tanımaz. Önemi yok, tanısın tanımasın." karşılığını verdiğini hatırlattı.
"Şu anda CHP, kampanyasını yumuşatmış görünüyor" diyen Yıldırım, bunun daha parti kimliği dışında bir kampanya olduğunu ifade etti.
Yıldırım, CHP'nin bu tavrının nedeninin sorulması üzerine, "Bilemiyorum. Bir taktik veren, bir kampanya aklı var diye düşünüyorum ama bu kötü bir şey değil böyle yapılmış olması. Bence kucaklayıcı olmak yani ayrıştırmadan, sertleştirmeden insanları... İşte kandı, hainliktir gibi hiçbir şekilde vatandaşın hoşuna gitmeyen, vatandaşın hiç hak etmediği söylemler olmaması iyi bir gelişme. Demokraside ve ülkenin birliğinin, beraberliğinin muhafazasında bu söylemin daha doğru bir söylem olduğunu düşünüyorum ama ne kadar sürecek bilmiyorum. Onu da zaman içerisinde göreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Manisa İl Başkan Yardımcısı'nın referanduma ilişkin açıklamalarıyla ilgili soru üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bunun çok yanlış olduğunu düşündüğümüz için hemen istifasını istedik ama ondan sonra tartışmayı sürdürdüler, benim üzüldüğüm o. Belki Kılıçdaroğlu bir şey söylemedi ama altındaki arkadaşlar sürekli onu tekrar gündemde tutmaya devam ettiler. Burada demokraside kalite problemi var. Bir konu söylendi ve anında gereği yapıldıysa artık onu sürekli tekrarlamanın anlamı yok. Öbür t
Henüz yorum yapılmamış.