Güncel
Trump yönetimiyle görüşmelerden ne çıktı?
20 Ocak’ta Başkanlık koltuğuna oturan Trump’ın dış politika ekibi, son bir haftada Ankara ile temaslarını sıklaştırdı. Görüşmelerde Suriye’de yapılacak olası işbirliğinin detayları konuşulurken, İran’ın bölgede artan etkisinden duyulan rahatsızlık da önemli bir gündem maddesi oldu.
Trump yönetiminden Ankara’ya ilk ziyaret, ErdoÄŸan ve Trump’ın 8 Åžubat’taki telefon görüşmesinden bir gün sonra, CIA Direktörü Pompeo tarafından yapıldı. Ä°ki gün boyunca Ankara’da Hakan Fidan, ErdoÄŸan ve BaÅŸbakan Yıldırım’la görüşen Pompeo’ya çeÅŸitli dosyalar verildi.
Bunlardan ilki, Suriye’de PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG’ye verilen desteÄŸin kesilmesi, bu güçlerin Menbic’den çekilmesi ve Rakka’da YPG yerine Ankara ile iÅŸbirliÄŸi yapılması oldu.
Ä°kinci dosya Gülen’in iadesiyle ilgiliydi. 15 Temmuz darbe giriÅŸiminde Gülen’in rolünü ortaya koyan kanıtlar Obama döneminde Adalet Bakanlığı’na sunulmuÅŸ olsa da bir kez de Pompeo’ya aktarıldı.
Pompeo’nun Ankara ziyaretiyle aynı gün Binali Yıldırım da ABD BaÅŸkan Yardımcısı Mike Pence ile telefon görüşmesi yaptı. Pence görüşmede ‘ABD-Türkiye iliÅŸkileri için yeni bir gün’ ifadesini kullandı.
Görüşmelerden birkaç gün sonra DışiÅŸleri Bakanlık MüsteÅŸarı Ãœmit Yalçın, Washington’a gitti. ABD’nin yeni yönetimiyle iliÅŸkilerin geliÅŸtirilmesi için dosyalar üzerine çalışan Yalçın, yakın zamanda yapılması planlanan ilk Trump-ErdoÄŸan buluÅŸması için de takvim üzerine çalıştı.
Üç günde dört üst düzey görüşme
Liderlerin telefon görüşmesinden iki hafta sonra görüşme trafiÄŸi sıklaÅŸtı. Önce 15 Åžubat’ta Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları toplantısında Fikri Işık ve James Mattis bir araya geldi. Mattis, Trump’ın IŞİD’le mücadele stratejisi geliÅŸtirmesi için Åžubat sonuna kadar tam yetki verdiÄŸi iki kiÅŸiden biri.
Mattis, Fırat Kalkanı Operasyonu’nda Türkiye’ye verilen desteÄŸin artacağını ifade etti. Işık, YPG’ye verilen destekten duyulan rahatsızlığı bir kez daha dile getirdi. Zira Obama döneminde verilen yetki kapsamında YPG’ye silah desteÄŸi sürüyor. Yine aynı dönemde YPG’nin baÅŸlattığı Rakka’yı kuÅŸatma operasyonu da sürüyor. YPG, Rakka’ya 9 km yaklaÅŸmışken ABD jetleri de ilerleyiÅŸi hızlandırmak için Rakka çevresindeki IŞİD mevzilerini bombalıyor.
Mattis ve Işık görüşmesinden sadece bir gün sonra, Almanya’nın Bonn ÅŸehrinde 16 Åžubat’ta yapılan G20 DışiÅŸleri Bakanları toplantısında iki ülke dışiÅŸleri bakanları, ÇavuÅŸoÄŸlu ve Tillerson ilk yüz yüze görüşmelerini yaptı. Gündemde yine IŞİD’le mücadelede iÅŸbirliÄŸi ve Gülen’in iadesi vardı.
Yine bir gün sonra, 17 Åžubat’ta ABD Genelkurmay BaÅŸkanı Dunford, Türk mevkidaşı Hulusi Akar’la görüşmek üzere Ä°ncirlik’teydi. Dunford, Trump’ın Mattis’le birlikte tam yetki verdiÄŸi ikinci kiÅŸi.
Görüşmenin ardından TSK’dan yapılan açıklamada “PKK ve DAEÅž’le mücadelede fikir birliÄŸi olduÄŸu teyit edildi” açıklaması yapıldı.
18 Åžubat akÅŸamı da Münih Güvenlik Konferansı’na katılan ABD BaÅŸkan Yardımcısı Pence ile Binali Yıldırım, ilk yüz yüze görüşmelerini yaptı. PYD’ye verilen destek ve Gülen’in iadesi yine gündemdeydi. Pence, bu konuların dikkatle incelendiÄŸini Yıldırım’a söyledi.
Rakka planları
Çavuşoğlu, Dunford-Akar görüşmenin ardından ABD'den özel kuvvetlerin de Rakka'da sahaya inmesi talep edildiğini belirtti. Türk ve ABD özel kuvvetlerinin, yerel güçlere destek vermek için sahada olması üzerine yapılan planlar için iki yol var.
Birincisi El Bâb üzerinden gidilmesi, ancak bu yol yaklaşık 180 km ve IŞİD'in kontrolü altında. Rusya da Ankara'yı "El Bâb'dan daha güneye inmemesi" konusunda uyarıyor.
Diğer yol ise PYD kontrolündeki bölgeleri kullanmak. Bu plan da gündemde. Ancak Rakka'ya ulaşmak için PYD güzergâhını kullanma ihtimali dışında Ankara, PYD'nin plana dâhil olmasını istemiyor.
Washington henüz kararını vermedi. Türkiye'nin rahatsız olmayacağı en uygun plan için görüşmeler sürüyor.
El Bâb’da ise TSK destekli Özgür Suriye Ordusu birlikleri temkinli ve yavaÅŸ ÅŸekilde ilerliyor. ABD öncülüğündeki koalisyonun desteÄŸi hâlâ kısıtlı. Pentagon, desteÄŸi artırmak için Trump’ın karar vermesini bekliyor.
“Fırat’ın doÄŸusunda olanlara dokunmayacağız”
CumhurbaÅŸkanı’nın baÅŸ danışmanlarından Ä°lnur Çevik, ABD’de yeni yönetimle Rakka ve güvenli bölge konularında iÅŸbirliÄŸi yapılırken, bazı ÅŸartlar dâhilinde PYD’ye yaklaşımda deÄŸiÅŸiklik olabileceÄŸinin sinyallerini de verdi. New York Times’a konuÅŸan Çevik, Trump’ın, Obama’nın Rakka için YPG’yi destekleme planını durdurduÄŸunu ve Ankara’nın memnuniyetini anlattı.
Henüz kesinleÅŸmese de Trump’ın planı doÄŸrultusunda “Suriye’nin kuzey doÄŸusunda Kürt varlığının bir yere kadar tolere edilebileceÄŸini” belirten Çevik, Fırat’ın batısında Arapların çoÄŸunlukta olduÄŸu bölgelerde ise bunun kabul edilemeyeceÄŸini söyledi.
“Fırat’ın batısından, Menbic’den onları atacağız. Fırat’ın doÄŸusunda olanlara dokunmayacağız” ifadesini kullanan Çevik, PYD’nin PKK ile atasına mesafe koymasının önemli olduÄŸunu söyledi ve ekledi: Onlar da bir baÅŸka Barzani olamazlar mı? Barzani’nin Türkiye ile mükemmel baÄŸları var.”
Güvenli bölge için detaylar da görüşülüyor
Güvenli bölge fikrini Trump sıklıkla dile getiriyor. Trump’ın asıl amacı, mülteci akınını engellemek. Türkiye için önemli olan ise PYD’nin kontrol ettiÄŸi bölgeleri kapsamaması. Bu konuda görüşmeler sürüyor.
Ankara, Fırat Kalkanı Operasyonu’yla ele geçirilen bölgeleri yeniden inÅŸa ederek ve tam güvenliÄŸi saÄŸlayarak, güvenlikli bir bölge yaratmayı da Washington’a teklif etti. Ancak güvenliÄŸin saÄŸlanması için Washington’dan yerel güçlerin eÄŸitilmesi ve silah desteÄŸi verilmesini talep ediyor.
Riyad dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan ErdoÄŸan, Washington'la yürüttükleri güvenli bölge görüşmeleri için "Åžimdi Trump, ‘Ben bu iÅŸin mali olayını çözerim’ diyor. Ä°kili görüşmede, bu iÅŸte herhalde bizim önümüzü açacaktır" dedi.
Trump ve ErdoÄŸan’ın Körfez ülkelerinden destek talebi
Bunun için Körfez ülkelerinden de destek isteniyor. ErdoÄŸan’ın 12-16 Åžubatta yaptığı Körfez turunda bu konu da gündemdeydi. BirleÅŸik Arap Emirlikleri merkezli El Arabiya’ya verdiÄŸi röportajda ErdoÄŸan, "Tabii burada özellikle baÅŸta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin de ciddi desteÄŸine ihtiyacımız var. Diyoruz ki Suriye'nin kuzeyinde Cerablus ile El-Rai arasında güneye doÄŸru şöyle bir 30-40 kilometre, bu bölgede bir terörden arındırılmış güvenli bölge ilan edelim. Orayı aynı zamanda uçuÅŸa yasak bölge ilan edelim. EÄŸit-donat yapmak suretiyle de oradaki milli orduyu yetiÅŸtirelim. Ben Suudi Arabistanlı kardeÅŸlerimle de bu konuları görüştüm. Bunları ABD’yle de görüştüm” ifadelerini kullandı. ErdoÄŸan, Riyad dönüşünde de PYD ve terörden arındırılmış bölge konularında Kral Selman'la 'tam bir dayanışma içinde' olduklarını söyledi.
Trump da 30 Ocak’ta Suudi Kral Selman’la yaptığı telefon görüşmesinde güvenli bölge konusunda destek istemiÅŸti. Görüşme sonrası Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “iki liderin Suriye dâhil bölgedeki güvenlik sorunlarında birlikte hareket etme konusunda uzlaÅŸtıkları” belirtildi.
Trump döneminde İran faktörü
Ankara-Washington hattında sıklaÅŸan görüşmelerde Türkiye’nin gündeminde olan PYD’ye destek ve Gülen’in iadesi konularının yanı sıra, ABD’nin de bir gündemi vardı: Ä°ran’ın bölgede artan etkisi.
Pence-Yıldırım görüşmesine kadar yapılan hiçbir açıklamada, Türkiye’nin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak bu konuya yer verilmedi. Ancak Yıldırım görüşmesinin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ilk kez “Her iki lider de Ä°ran’ın bölgede istikrarı baltalamasına izin vermeyecekleri konusunda mutabık kalmışlardır” ifadesi yer aldı.
Trump, Ä°ran ile imzalanan nükleer anlaÅŸmayı ve yaptırımların kaldırılmasını sert bir dille eleÅŸtiriyor. Göreve geldikten sonra da “Gördüğüm en kötü anlaÅŸmalardan biri” demiÅŸ, Ä°ran’a yaptırımların sürmesi gerektiÄŸini söylemiÅŸti. Trump, Ä°ran’ı terörü desteklemekle suçluyor.
Bölgedeki en büyük müttefiki olan Ä°srail’le iliÅŸkilerini Obama dönemine kıyasla daha ileri düzeye taşıyacağını belirten Trump, Ä°srail BaÅŸbakanı Netanyahu’yu da geçen hafta Washington’da ağırladı. Ä°kilinin görüşmesinden ‘iki devletli çözümden vazgeçilebilir’ mesajı çıktı. Trump, ABD BüyükelçiliÄŸi’ni de Ä°srail’in istediÄŸi gibi Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyabileceÄŸini söylemiÅŸti.
Ä°srail’in bölgedeki en güçlü düşmanı olan Ä°ran, Lübnan ve Filistin’de desteklediÄŸi gruplar aracılığıyla Ä°srail güvenlik güçlerine de saldırılar gerçekleÅŸtiriyor. ABD’nin Ä°ran’a yönelik söyleminde en önemli faktör de bu.
Trump’ın bu sebeple Suriye dâhil bölgedeki siyasi süreçlerde Ä°ran’ın etkisini kırmaya yönelik bir politika izleyeceÄŸi, bunun için de Körfez ülkeleri ve Türkiye ile iÅŸbirliÄŸini artıracağının iÅŸaretlerini veriyor.
Göreve gelmesinin ardından ilk telefon görüşmelerini Körfez ülkelerinin liderleriyle yapmasının ve güçlü işbirliği mesajını vermesinin altında aslında bu sebep yatıyor.
Obama döneminde imzalanan anlaÅŸma sonrası Ä°ran’la uzun yıllardır süren düşmanlıkları sebebiyle baÅŸta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri, Washington’a mesafe almıştı. Trump, iliÅŸkileri yeniden eskiye döndürmek için ilk telefon görüşmelerini Körfez liderleriyle yaptı. Suriye krizini çözmek için de Körfez ülkelerinin desteÄŸinin önemine iÅŸaret etti. Kral Selman’la yaptığı görüşmede de "Ä°ran'la nükleer anlaÅŸmanın dikkatli ÅŸekilde takibinin önemine ve Ä°ran'ın bölgedeki istikrarsızlaÅŸtırıcı eylemlerine" dikkat çekti.
Adeta bir tampon bölge olarak diÄŸer Arap ülkeleriyle Ä°srail arasında kurulmuÅŸ olan, Ä°srail’le ateÅŸkes anlaÅŸması da bulunan Ãœrdün Kralı da, 20 Ocak’tan sonra Washington’ı ziyaret eden ilk lider olmuÅŸtu. Trump, Obama döneminde azalan askeri desteÄŸin yeniden artırılacağı sözünü vermiÅŸti.
Bu geliÅŸmelerin Rusya, Ä°ran ve Türkiye’nin Suriye için iÅŸbirliÄŸi yaptığı ve ülke genelinde kısmen stabil bir ateÅŸkese varılmasıyla aynı zamana denk gelmesi dikkat çekici. Zira CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan da, Trump yönetimiyle temasların arttığı bu dönemde çıktığı Suudi Arabistan, Katar ve Bahreyn turunda Suriye’de iÅŸbirliÄŸini masaya yatırdı.
Görüşmeleri takip eden Türk yetkililerin Al Jazeera'ye verdiÄŸi bilgiye göre, Suriye savaşında muhalifleri destekleyerek Türkiye ile aynı pozisyonda yer alan Riyad ve Doha’nın yanı sıra, Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı dönem baÅŸkanı Bahreyn’de de hem güvenli bölge için hem de Suriye’de süren operasyonlar için destek istendi. Liderler, siyasi süreçlerde de Körfez ülkelerinin katkısının artması gerektiÄŸini görüştü.
Washington ile görüşmeler sıklaÅŸmışken Ankara’nın Suriye konusunda Körfez ülkeleriyle iÅŸbirliÄŸini artırma önerisi tesadüf deÄŸil.
Henüz yorum yapılmamış.