Sosyal Medya

Güncel

'EVET' nasıl kazanır?

Yeni Şafak Gazetesi yazarı ve iletişim uzmanı olan Ali Saydam, 16 Nisan’da yapılacak referandumda “Evet” kampanyasını tek başına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğünü söylüyor. Saydam’a göre, bu durum karşı tarafın anti-propagandasının etkili olmasına yol açıyor. “Evet” cephesinin, “Sayın Cumhurbaşkanı çıkar sahalara bir konuşur, yüzde 52 alırız” rehaveti içinde olduğunu savunan Saydam, bu durumun tehlikeli olduğu görüşünde.



Ä°letiÅŸim danışmanı Ali Saydam, Yeni Åžafak Gazetesi yazarlarından. Uzun yıllardır iletiÅŸim danışmanlığı yapan ve üniversitelerde ders veren Ali Saydam ile 16 Nisan’da yapılacak referandumda “Evet” oylarının kazanmasını isteyen siyasilerin nasıl bir iletiÅŸim stratejisi izlenmesi gerektiÄŸini konuÅŸtuk. Saydam,  “Evet” taraftarlarının, anayasa deÄŸiÅŸikliklerini topluma bir kampanya stratejisi ile anlatabileceÄŸi görüşünde. Saydam, her hafta bir maddenin gündem yapılarak bunun baÅŸarılabileceÄŸini söylüyor. Saydam’a göre, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan dışında “Evet” propagandası yürüten yok. 

"AK Parti tarafında güçlü kampanya görmedim"

16 Nisan’da yapılacak olan Referandum öncesi anketlerde ciddi bir kararsız seçmenden bahsediliyor. Sizce “Evet” propagandasını yürütecek olanlar nasıl bir kampanya yapmalı? Hangi söylemleri öne çıkarmalı?

Muhalefet, bu deÄŸiÅŸikliÄŸin Tayyip ErdoÄŸan kiÅŸiliÄŸinde bir tek adam iktidarını saÄŸlamak için yapılan bir anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi olduÄŸu algısını oluÅŸturmaya çalışıyor. DeÄŸiÅŸikliÄŸi yapan ve “evet” oyu çıkmasını isteyen AK Parti ise bunun bir sistem deÄŸiÅŸikliÄŸi olduÄŸunu bunun CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan ile bir alâkası olmadığını anlatmaya çalışıyor. Tayyip Bey’in ÅŸahsına kilitlenmiÅŸ bir antipropaganda, “hayır” propagandası daha güçlü ifade edilebilir halde. “Evet” tarafı da “hayırcı”ların terör gruplarıyla iÅŸbirliÄŸi halinde olma durumuna düşeceÄŸini ifade ediyor. Ben bu stratejilerini ikisinin de doÄŸru olmadığı düşüncesindeyim. Ä°ktidar tarafının kendisini ifade ediÅŸ biçiminde iki tane temel unsurdan hasarlandığını düşünüyorum. Bir tanesi “evet” tarafının çok güçlü bir lideri var ve bu güçlü lider bütün propaganda tarafını baskılıyor. Tayyip Bey’in tarzı üslûbu öne çıkıyor, bu nedenle muhalefetin ekmeÄŸine yaÄŸ sürüyor. Muhalefet, “Tayyip Bey her ÅŸeyi seçecek” diyor. Oysa hesap var; Anayasa Mahkemesi’nin tamamını ErdoÄŸan’ın belirlemesi için 183 sene gerekiyor. Ama bir tek Tayyip Bey öne çıkıp da siyasi propagandayı yürüttüğü zaman bu öbür tarafın iddiasını doÄŸrular mahiyette bir hava oluÅŸturuyor. Ben AK Parti tarafında çok güçlü bir kampanya görmedim. Oysa bu referandum Türkiye’nin yeni bir kırılma meselesidir. AK Parti’nin bunu anlatabilmesi lazım. Türkiye’nin demokrasinin önünü hız baÄŸlamında kesen, nepotizme izin veren milletvekillerini iÅŸ takipçileri haline gelmesini saÄŸlayan parlamenter yapı yerine bürokratik oligarÅŸiyi de ortadan kaldıran bir yapıya geçiÅŸin hikâyesinin doÄŸru dürüst anlatılmadığı kanaatindeyim.

Söylemlerde sistem tartışmaları pek öne çıkmıyor. Neden?

“Hayır” tarafının sistemi konuÅŸmamasını anlamak mümkün. Tayyip ErdoÄŸan kendi çıkarı için anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi yapıyor algısı yaratmak kolay. “Parlamentonun idaresi bir tek kiÅŸiye baÄŸlanmak isteniyor” “rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi olacak parlamenter demokrasiden kraliyete padiÅŸahlığa geçiÅŸ olacak” denmesi kolay.

"Kampanyayı AK Parti'nin götürmesi lazım"

 


 
 
 

“Evet” tarafının söylemlerinde öne çıkan olgu “Hayır”cıların terör örgütleriyle aynı safta kalacaklarına dair sözler. Sizce bu doÄŸru bir söylem mi? 

CumhurbaÅŸkanının konuÅŸmasını tane tane okursanız CumhurbaÅŸkanı “her ‘hayır’ diyen terörist veya 15 Temmuz darbe destekleyicisi” demiyor. “Teröre destek verenler ‘Hayır’ diyor” diyor. “EÄŸer sende ‘hayır’ dersen onlarla aynı cephede olmak durumunda olursun bunu bilesin” diyor. CumhurbaÅŸkanı bunu dedikten sonra CumhurbaÅŸkanı’nın bu lafının eÄŸilip bükülmesine engel olmayan AK Partili siyasilerin büyük sorumluluÄŸu var burada. Åžunu da söylemeliyim. “Evet” kampanyasını AK Parti götürmüyor ÅŸu anda, CumhurbaÅŸkanı götürüyor. Oysa geçmiÅŸte olduÄŸu gibi AK Partinin götürmesi lazım. Tek siyasi iletiÅŸim yapan lider eÄŸer CumhurbaÅŸkanı olarak devam edecek olursa öbür tarafın getirdiÄŸi her antipropaganda etkili olur. Oysa bu adem-i merkeziyetçi bir ÅŸekilde olmalı. AK Parti’nin bir sürü hatibi, konuÅŸmacısı var bunlar dört bir koldan kalkıp anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini seçmene anlatmalılar.

Ne demeliler, Neyi öne çıkarmalılar?

Åžu yapılmalı bir hafta mesela bir madde üzerine gündem oluÅŸturulmalı. Hepsini birden konuÅŸmak yerine mesela bir hafta boyunca yeniden seçilme durumu konuÅŸulmalı. Sonraki hafta denge denetleme, kontrol mekanizmaları gündem olmalı. Ä°kna edilmeyi bekleyen yüzde 15’lik bir kesim var. Her hafta bir maddeyi anlatan bir kampanya yapılabilir. AK Parti’nin ittifaklarını ikna etmesi gerekiyor. 

İttifaklarından kastınız nedir?

AK Parti’nin kemik oyu ne kadardır diye bana sorulursa derim ki yüzde 18-22 arasında bir yerdedir. Fakat parti yüzde 49-52 alıyor. Bunu ittifaklarla alıyor. Türkiye’nin gelecek tasarımı ile ilgili AK Parti ile ittifak eden Türkiye’nin istikrarını isteyen hatta milli bağımsızlık noktasında AK Parti ile aynı düşünen müttefikler var. Bu oranlar bunların ikna edilmesi ile oluyor. Bu ittifakları hamasi propaganda araçlarıyla tutmak mümkün mü? Bence hayır.

"Rehavet var"

AK Parti’nin iletiÅŸim araçlarına bir hâkimiyeti var. BahsettiÄŸiniz konular “evet” yönünde buralarda iÅŸleniyor. Sizce yeterli deÄŸil mi?

Bu iletiÅŸim araçları için ben farklı düşünüyorum. Ä°letiÅŸim araçlarına 1950’de Demokrat Parti, 1983’de Anavatan Partisi, 2002’de de AK Parti hakim deÄŸildi ama kazandılar. Bir fikrin, bir dünya görüşünün halk tarafından benimsenmesi ve sizi iktidara taşıması için iletiÅŸim araçlarına hâkimiyet gerekmiyor. Marka yönetiminin iki kavramı vardır biri vaat biri güven. Bir vaatte bulunacaksanız ve o vaadi yerine getireceÄŸinize dair güven saÄŸlamalısınız sadece vaat yetmez. Bu vaadi ve güveni saÄŸlamak lazım. Bu dengeyi kurduÄŸunuz zaman o zaman medya size istediÄŸi kadar saldırsın bazen medyanın saldırması avantaja bile dönebilir. Åžu andaki rehaveti çok tehlikeli buluyorum ben.

Nedir rehavetten kastettiÄŸiniz?

Sayın CumhurbaÅŸkanı çıkar sahalara bir konuÅŸur TV’lerde yayımlanır zaten biz yüzde 52’yi almışız bir yüzde 52 daha alırız.

AK Parti’de böyle bir hava mı gözlemliyorsunuz?

Ortada. Sayın CumhurbaÅŸkanı’nından baÅŸka kampanyayı kim götürüyor? Birileri var da ben mi görmüyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sahalara inecek il il mitingler yapacak. Bu aslında meselenin bir noktada Erdoğan üzerinden tartışılmasına da mahkûm olmak değil mi?

En büyük tehlike o. Bir adamın sırtına bu kadar yük nasıl yüklenir? AK Parti böyle deÄŸildi. Åžu anda AK Parti içinde siyasi figür, aktör olarak sayacak olursak kimleri sayabilirsiniz. Ben bir tek Enerji Bakanını görüyorum. BaÅŸka kim var? Eskiden AK Parti içinde 10 tane falan Berat Albayrak vardı. Eski AK Parti kadrolarını hatırlayın çıkıp inandırıcı ve ikna edici siyasi iletiÅŸim çalışmaları yapanları. Åžu anda bütün gözler CumhurbaÅŸkanı’nda. Numan KurtulmuÅŸ’u Hükümet sözcüsü olarak Pazartesi akÅŸamları görüyoruz. BaÅŸka kim var? Muhalefete bakmıyorum muhalefet zaten çok feci. Muhalefetin öne çıkan isimleri siyasi iletiÅŸimde neyin olmayacağına örnek olan isimler.

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.