Sosyal Medya

Güncel

Haydar Cemal: Rusya’da Müslüman Bir Fikir Adamı

Sovyetler Birliği’nin kurulmasından sonra Kafkasya, Orta Asya ve Rusya’nın farklı bölgelerindeki milyonlarca Müslüman, 70 yıl boyunca komünist rejimin din düşmanlığı ve zulmü altında yaşadı. Bu süreçte izlenen siyaset ve uygulanan baskıların temel hedeflerinden biri toplumu dinden tamamen koparmak olsa da 1990’ların başında SSCB’nin yıkılmasından sonra bu politikada hedeflenen başarının sağlanamadığı ortaya çıktı. Bunda insanların hem bir yolunu bulup dinlerini yaşamaları hem gizlice yapılan tebliğ çalışmaları hem de zaman zaman açıktan yapılan başkaldırılar ve kişisel ihya harekeleri ile verilen mücadeleler etkili oldu.



SSCB’nin çöküşünden sonra günümüze kadar Rusya’da Ä°slami düşüncenin geliÅŸimi ve ihyası sürecinin seyrini en açık ÅŸekliyle Haydar Cemal’in hayatı örneÄŸinde görebiliriz. Aslen KarabaÄŸlı olan bu Azeri Türkü, Moskova’da yaÅŸamasına raÄŸmen sadece Rusya ve Azerbaycan’da deÄŸil, tüm eski Sovyet ülkelerinde tanınmaktadır. Cemal, Müslümanlar tarafından sevilip sayılan, fikirleri ve çalışmaları ile toplumda nüfuz sahibi olan biridir.

Haydar Cemal’in hayatı

Bu geniÅŸ coÄŸrafyadaki Ä°slami uyanışın ve ihyası sürecinin önde gelen isimlerinden olan Haydar Cemal, 1947’de Moskova’da doÄŸdu. Babası Prof. Cahit Cemal ünlü bir ressamdı ve Moskova Güzel Sanatlar Ãœniversitesi’nde hocalık yapıyordu. Genç Cemal’in ailesi ve Moskova’daki çevresi ateistlerden oluÅŸuyordu. Ancak o, Azeri köklerinden uzaklaÅŸmamak adına halkının tarih ve medeniyetini, geleneklerini öğrenmek için gayret gösteriyordu. 1965’te lise eÄŸitimini tamamladıktan sonra büyük baÅŸarı ile Moskova Ãœniversitesi DoÄŸu Dilleri Fakültesi’ni kazandı. Ancak üniversitedeki komünist hocaları, “devlete zararlı milliyetçi fikirleri” gerekçesi ile onun eÄŸitimine engel oldular ve üniversiteden atıldı. Fakat Haydar Cemal bütün engellemelere raÄŸmen kendisini yetiÅŸtirmek ve geliÅŸtirmek için çok çalıştı. Ä°lk olarak da dünya edebiyatı, tarih ve felsefe alanlarında kaleme aldığı eleÅŸtirel yazıları ile komünist rejim karşıtı çevrelerde ün kazanmaya baÅŸladı.

Haydar Cemal aynı zamanda rejim aleyhtarı fikirleri sebebiyle gizli çalışmalarda bulunan farklı ideolojik yapılarla da temasa geçmeye ve onlar arasında koordinasyon saÄŸlamaÄŸa çalışıyordu. SSCB’nin Müslüman bölgelerine (Azerbaycan, Güzey Kafkasya, Orta Asya) seyahatler yapıyor ve insanları cesaretlendirerek eyleme geçmeleri için teÅŸvik ediyordu. Bu çalışmalarından dolayı İçiÅŸleri Bakanlığı onun ismini devlet aleyhinde faaliyette bulunan kiÅŸiler özel listesine alarak hakkında takibat baÅŸlattı. Hatta onu ruhi dengesi bozuk olduÄŸu iftirasıyla (ÅŸizofreni teÅŸhisi ile) zorla hastaneye yatırıp hapsetmekle tehdit ettiler.

Haydar Cemal 1980 yılında Tacikistan’daki Müslümanların “Ä°slami Hareket” adıyla kurdukları gizli bir yapıya üye oldu ve 1987’de hareketin siyasi ÅŸurasına seçildi. 1990 yılında, perestroyka rüzgârlarıyla Tacikistan, Dağıstan ve Çeçenistan’ın önde gelen Müslümanları ile birlikte buralarda Sovyet egemenliÄŸini sürdüren Komünist Parti karşısında “Ä°slami Ä°hya Partisi” adlı partiyi kurdular. Parti, 1992’de SSCB’nin çökmesi ve cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını kazanmasından sonra bölgelere göre farklı yapılara bölündü. Ayrı bir devlet olan Tacikistan’daki Ä°slami Ä°hya Partisi bu tarihten sonra Haydar Cemal’i kendi teÅŸkilatının genel ÅŸurasına kurucu üye seçti. Cemal birkaç yıl partinin Rusya temsilcisi statüsünde bulundu. Parti, koalisyon hükümetine dâhil olduÄŸunda Haydar Cemal de baÅŸbakanlıkta danışman görevinde çalışmalarını sürdürdü. Tacikistan’da iç savaşın baÅŸlaması üzerine Ä°hya Partisi yöneticileri farklı ülkelere siyasi muhaceret etti. Cemal bundan sonraki yaÅŸamını Moskova’da geçirdi ve burada Rusya’daki Müslümanlara yönelik çalışmalarda bulundu.

1993 yılında Sudan Ä°slami Hareketi ve Hasan Turabi’nin fikirlerinden ve taktiklerinden ilham alarak Moskova’da “Ä°slam Komitesi”ni kuran Haydar Cemal, kısa sürede birçok büyük ÅŸehirde bu yapının ÅŸubelerini açtı. Rusya dışında Kazakistan, Kırgızistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Gürcistan’da da ÅŸubeleri bulunan Ä°slam Komitesi, bugüne kadar konferanslar, televizyon programları, açık oturumlar ve din eÄŸitimi için yurt dışına öğrenci gönderme gibi çeÅŸitli etkinlikler organize etti. Komite çok farklı konularda faaliyet gösterse de temel hedefi ateist rejimden yeni kurtulan Rusya’daki ve diÄŸer post Sovyet cumhuriyetlerindeki toplumlara Ä°slam’ı doÄŸru biçimde anlatmak ve Müslümanları kendi dinleri hakkında bilinçlendirmek.

1990’lı yılların ortalarında Ä°slam Komitesi’nin ve bilhassa Haydar Cemal’in teÅŸviki ile Seyyid Kutub, Hasan Turabi, Ali Åžeriati ve baÅŸka birçok önemli Müslüman fikir adamının eserleri Rusçaya çevrilerek basıldı. Bu eserler eski Sovyet coÄŸrafyasında yayılmaya baÅŸladı. Cemal’in çıkarttığı VahdetTevhitNıne adlı gazete ve dergiler oldukça popüler oldu, hatta ünleri Rusya sınırlarını aÅŸarak diÄŸer ülkelere yayıldı.

1996 yılında Çeçenistan’da BaÅŸkan Mashadov’la Moskova’yı temsilen General Lebed arasında imzalanan barış anlaÅŸmasında da Cemal’in önemli rolü vardı. Haydar Cemal, Çeçen direnişçilerin haklı davasını korkmadan açık ve net mesajlarla Rus televizyonlarına taşıyordu. General Lebed’e danışmanlık yapan Cemal, o görüşmeler sırasında Moskova’nın taleplerini yumuÅŸatmasında etkili olmuÅŸtur. Aslan Mashadov ve Åžamil Basayev’le de samimi ve saygılı bir iliÅŸkisi olan Cemal, Çeçenlerin ve Kafkasyalıların sevgisini kazanmıştır.

1998’de Nelson Mandela’nın dava arkadaÅŸları tarafından Güney Afrika’ya davet edilen Haydar Cemal, Cape Town Ãœniversitesi’nde ders verdi ve burada kendisine fahri doktora unvanı verildi.

Ãœnü sınırları aÅŸan Cemal, Müslüman dünya dışında da saygın bir yere sahiptir. Ãœnlü Fransız düşünür Roger Garaudi, Rus Aleksandr Dugin, Ä°ranlı din âlimleri ve daha pek çok önemli ÅŸahsiyet onun fikirleri ve çalışmaları hakkında övgü dolu sözler söylemiÅŸ, cesaretine hayran olduklarını ifade etmiÅŸtir. Ancak bu arada elbette onun görüşlerine karşı çıkıp eleÅŸtiren ve onun tehlikeli ve susturulması gereken biri olduÄŸunu söyleyenler de az deÄŸildi. Bunlar da genellikle Ä°slam karşıtları ve Moskova’nın siyasi eliti arasından kimselerdi.

Haydar Cemal’in gazeteleri kapatıldı, televizyon programları kaldırıldı, evine defalarca baskın yapıldı, öğrencileri hakkında karalama kampanyaları yürütüldü, aile fertlerine karşı zor kullanıldı; ancak bütün bu baskılara raÄŸmen o, yılmadan ve hiç yavaÅŸlamadan Müslümanları siyasi anlamda bilinçlendirmek için yoÄŸun bir ÅŸekilde çalışmalarına devam etti. GeliÅŸen teknolojik imkânları da kullanan Cemal, birkaç web sitesi kurarak çalışmalarını internet üzerinden de sürdürdü. Çevresindeki Müslümanlarla dayanışma içerisinde, video konferanslarını ve yazılarını geniÅŸ toplum kesimlerine ulaÅŸtırmayı baÅŸardı.

Haydar Cemal’in farklılığı, tebliÄŸ ve daveti klasik usul ile sadece hadis ve ayetler üzerinden yapmak yerine güncel meseleleri akide ve siyasi prizmadan geçirerek halka sade bir dilde anlatmasından kaynaklanmaktadır. Bütün yazıları ve konuÅŸmaları, Müslümanların siyasi bilinçlenmesi ve bu bilinci pratik eyleme dönüştürmeleri üzerinedir.

Cemal’in meÅŸhur bazı temel siyasi ve dinî görüşleri aÅŸağıdaki gibi özetlenebilir:

Müslüman, kaybedenlerden olmamak için hayatını eyleme çevirip Rabbine yönelmelidir.
 
İslami olmayan tüm sistemler iblisin hizmetindedir ve insanlığa zararlıdır.
 
Mezhep düşmanlığı Müslümanlara olan düşmanlıktır.
 
Cihat, Müslümanları ayakta tutan ve geliştiren bir eylemdir.
 
Kafkasya halklarının bağımsız olma hakları vardır ve Kremlin bu hakkın uygulanmasına zor kullanarak veya silahla engel olmamalıdır.
 
Putin Rusya’yı diktatörlüğe taşıyor; Rusya halkı ve elitleri onu istifaya zorlamalılar.
 
Ä°ÅŸgal devleti Ä°srail’in Nazi yönetiminden bir farkı yoktur. Bu devlet iÅŸlediÄŸi cinayetler sebebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalıdır.
 
Siyonizm’le mücadele her alanda yürütülmelidir.
 
Fetullah Gülen ve taraftarları ümmetin göğsünde kendilerine yer edinmiş zehirli yılanlardır ve Müslümanların iyi niyetini suistimal ederek dini tahrif etmektedirler. Onlarla mücadele edilmeli ve ümmetin göğsünden sökülüp atılmalıdırlar.
 

Her zaman Müslümanların birliÄŸi için çalışan Haydar Cemal bir Åžii idi. Ancak kendisini tanıyan ve takip eden Sünni, Åžii, Selefi bütün Müslümanlar tarafından sevilirdi. Suriye’deki iç savaÅŸ ilerledikçe ümmetin içinde bulunduÄŸu durumdan duyduÄŸu büyük üzüntüyü her fırsatta dile getiriyordu. O, Åžiilerin aşırı mezhepçi taassubunu ve Ä°ran’ın tutumunu her ortamda eleÅŸtiriyordu. Bilhassa Müslümanların Batı’nın emperyalist politikalarına alet olmaması gerektiÄŸini vurguluyordu. Hayatının son yıllarında Ä°ran etkisindeki Åžii cemaat liderleri, bu görüşlerinden dolayı onunla iliÅŸkilerini kesmiÅŸti.

Haydar Cemal’in Osmanlı ve Türkiye’ye de ayrı bir hayranlığı vardı. Konferanslarında Osmanlı’nın ümmete yüzyıllarca liderlik yaptığını ve hizmette bulunduÄŸunu anlatıyordu. Ayrıca günümüzde de Türkiye’nin Müslümanların sığınabileceÄŸi tek izzetli ülke olduÄŸunu dile getiriyordu. Türkiye’de gerçekleÅŸen 15 Temmuz darbe giriÅŸimini de hemen ertesi gün katiyetle lanetlemiÅŸ ve bütün Müslümanlara Türkiye’nin istikbali için ellerinden geleni yapmaları çaÄŸrısında bulunmuÅŸtu.

5 Aralık 2016 tarihinde, 70 yaşındaki Haydar Cemal’in bu dünyadaki yolculuÄŸu sona erdi. Vasiyeti üzere Almaata’da (son aylarda Kazakistan’da yaşıyordu) Sünni geleneklere göre defnedildi. Eski SSCB ülkelerinden birçok Müslüman lider ve önde gelen ÅŸahsiyet, cenazesinde hazır bulundu. Onu son yolculuÄŸa dualarla uÄŸurlayanlar arasında Åžiiler de vardı, ama liderlerinden gelen olmamıştı…

Haydar Cemal şimdi yok; lakin mirası, onun ismini en güzel şekilde yaşatacak. Yetiştirdiği insanlar, kurucusu olduğu ve hâlihazırda çalışmalarına devam eden teşkilatlar, yazdığı maneviyat dolu şiirler ve yolumuzu aydınlatan kitaplar kendisinden sonraki nesillere kalan en kıymetli eserler.

Kaynak: insamer.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.