Sosyal Medya

Güncel

Üniversitede Müslüman Olmak - Ramazan Kayan

Üniversite denildiğinde yıllarca zihinlerimizde, ideolojik savaş kamplarına, toplumsal statü basamaklarına, egemen sistemin nesilleri tektipleştirme çiftliklerine çağrışım yaptı… Kimileri için ise gelecek güvencesi, ekmek teknesi, ikbal ve istikbal arayışı olarak algılandı… Üniversiteler imaj, prestij, karizma, kariyer ve konforlu bir yaşamın kapısı olarak algılandığı için yer yer fetişleştirildi.



Ãœniversiteler imaj, prestij, karizma, kariyer ve konforlu bir yaÅŸamın kapısı olarak algılandığı için yer yer fetiÅŸleÅŸtirildi…
Bunun sonucudur ki, ilkokuldan itibaren baÅŸlayan amansız ve acımasız bir yarışa dönüştü… Milyonların katılımda bulunduÄŸu bu maraton, yaÅŸamın en büyük gayesi oluverdi…
Tek derdi, test kitapçığı olan nesiller oluÅŸtu…
Her ideolojik ve politik yapı dikkatini bu alana çevirmiÅŸtir…
Tabii ki, tüm olumsuzluklarına ve zorluklarına raÄŸmen üniversite sınav alanlarımızdan bir alandır…
Ä°slami mücadelemizin üniversite ayağı yoksa hareketimiz güdük ve sönük kalır…
Bu alanın amaç deÄŸil araç olduÄŸu bilinci ile oralarda var olmanın mücadelesini verebilmeliyiz…
Toplumsal deÄŸiÅŸimin ana dinamiÄŸi olan üniversitelerde örgütlenmeyen yapıların yarını yoktur…
Ãœniversitelerde risk analizi yapacağız ama risk alacağız… Yeni süreçte üniversite ortamlarındaki zafiyet ve acziyetlerimizi görebilmeliyiz…
Üniversitelerde İslami kimliğimizi daha fazla nasıl görünür kılabiliriz?
İslami şahitliğimizi daha güçlü nasıl sürdürebiliriz?
Örgütlülüğümüzü nasıl etkinleştirebiliriz?
İçinde bulunduÄŸumuz koÅŸulların olumsuzluklarından yakınmak yerine, yapılması gerekenleri öncelememiz gerekiyor…
En iyi imkân eldeki imkandır… GeçmiÅŸimizle kıyasladığımızda hiçbir dönemde üniversite ortamlarında bu kadar fırsatımız olmamıştı… Gel gör ki, imkanlara raÄŸmen ihmallerden kurtulamıyoruz…
Atılım ve açılım imkanlarına raÄŸmen atıllaşıyorsak suçu baÅŸkasına atma hakkımız yoktur…
Öncelikle üniversitelerde kırmızı çizgilerimizi netleÅŸtirmeliyiz… Anın fıkhının idrakinde olmalıyız…
Mezuniyetten önce mesuliyetimiz ve meÅŸruiyetimizin önemli olduÄŸunu unutmamalıyız…
Öncelikli derdimiz diploma deÄŸil davamız ve deÄŸerlerimizdi… Aksi taktirde üniversitelerin yozlaÅŸma zeminlerinde nasıl korunabiliriz?
Çağın en sinsi hastalıkları bireyselleşme, bencilleşme, dünyevileşmeye en müsait ortamlar üniversitelerdir.
Bilgi ve baÅŸarının getirdiÄŸi büyüklenme ve büyülenme nesilleri sarıyor… Kibir ve kompleksler akademik kariyerin önüne geçiyor…
Ä°ÅŸte bu türden olumsuzlukları aÅŸmak, gençlerin yozlaÅŸmasını önlemek için üniversite yapılanmalarımızın güçlenmesi kaçınılmazdır. Alternatif ortamlar sunamadığımız vakit, savrulma hızlanacaktır…
“Okuldan eve, evden okula” bir mantıkla bir yere varamayız… akademik baÅŸarı ile kendimizi sınırlayamayız… ÇaÄŸa tanıklığımızı en zor ÅŸartlarda nasıl sürdürebiliriz, anlayışında ve arayışında olmalıyız…
Çünkü üniversite yıllarımız, üniversite sonrası yaşamımızın belirleyici ana unsurudur.
Evet, üniversite bir imtiyaz deÄŸil, ağır bir imtihan…
Biz üniversiteden ne aldık? Ãœniversite bizlerden ne aldı? Envantere biz göz atalım…
Girdiğimiz bu kapıdan acaba nasıl çıkacağız?
Şımarmadan, şaşırmadan özgünlüğümüzle mezun olabilecek miyiz?
Malik b. Nebi ne demiÅŸti?
“Ãœniversitede açılan bir mescid, bin camiden hayırlıdır.”
Bakalım biz üniversitede çığır açanlardan mı olacağız yoksa üniversitenin çukurlarına düşenlerden mi olacağız?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.