Sosyal Medya

Güncel

Kibir insanı yalnızlaştırıyor - Fatma Tuncer

Kibir insanın kendi elleriyle kazdığı karanlık bir kuyudur. Bu kuyuya düşen insan bilinç körlüğüne yakalanır ve ne önünü görebilir ne de arkasını… Artık o yolunu şaşırmış bir yolcu gibidir, varoluş mahiyetini unutur ve kendini yetkin bir noktada görüp insanlara tepeden bakmaya başlar. Mahpus kaldığı o karanlık hücreyi özgürlük ülkesi olarak görür ve hayata “ben” gözü ile bakmaya başlar.



Ä°nsanlara deÄŸer vermez, onları varlığını onaylayacak birer nesne olarak görür. Olayları “ben” olgusu üzerinden deÄŸerlendirir. Çünkü yalnız ve yalıtılmış yaÅŸamında ötekine hiçbir yer vermemiÅŸtir. Bütün deÄŸerleri kör nefsinin potasında eritmiÅŸtir ve artık sadece kendini görebilmekte ve kendini sevebilmektedir. Ä°nsanların haklarına saygı göstermeyi, karşılıksız sevmeyi, fedakârlığı bir zayıflık olarak algılamakta ve bu deÄŸerleri yermektedir. Kendini üst bir konumda deÄŸerlendirdiÄŸinden insanları küçümsemekte ve onlarla saÄŸlıklı iletiÅŸim kuramamaktadır. Bu durum onu ötekiler üzerinden elde edebileceÄŸi doyum ve kazanımlardan mahrum bırakmakta ve yalnızlaÅŸtırmaktadır. 
 
Kibrinin esiri olan kiÅŸi ıssız bir vadide tek başına yaÅŸayan yalnız bir adamdır. Bütün ilgisini kendi yörüngesine çevirdiÄŸinden insanlarla yakınlık kuramamaktadır. Allah’ın bahÅŸettiÄŸi imkânları kendine hasredip insanlar üzerinde tahakküm kurmaya çalışmakta fakat kazdığı kuyuya ne yazık ki kendisi düşmektedir. 
 
Dünyayı, bir ürün devÅŸirme alanı, konaklama mekânı olarak deÄŸil, güç göstergesi olarak algılamakta ve elde ettiÄŸi makam ve mevkii üzerinden kendine pay çıkarmaya çalışmaktadır. Oysa büyüklenmeci tavırları ile kendini dar bir çukura hapsetmekte ve günbegün yalnızlaÅŸmaktadır. Yorucu bir maratonun yalnız bir koÅŸucusudur o ve yarışı hep önde götürme çabası gütmektedir. Ona göre iyi olan doÄŸru olan üstün olan deÄŸerli olan tek kiÅŸi kendisidir. O yüzden her fırsatta kendini yüceltmekte ve deÄŸerinin bilinmediÄŸini ima etmektedir. 
 
Bilinmelidir ki, hayatta hiçbir şey karşılıksız değildir ve insan ancak verdiği kadarını alabilir. Evren büyükçe bir şantiyedir ve bu şantiyede yaşam kesintisiz devam eden bir alış verişe tanıklık etmektedir. Kibirli kişi ise her zaman alan taraftır ve fedakârlığı ahmaklık olarak görmektedir. Ruhunu ve bedenini esir alan kibri onu dibi görünmez bir çukura itmiştir. Fakat bu çukurdan nasıl çıkabilirim diye sormak yerine insanları suçlamakta ve kıymetinin bilinmediğinden söz etmektedir. Oysa yapılması gereken şudur: farkına varmak ve harekete geçmek. Kişi öncelikle kendisini bulunduğu konumdan alaşağı eden o kör kuyunun farkına varmalı ve buradan çıkmanın yollarını aramalıdır. Aksi takdirde bütün yaşamını bu karanlık dehlizde geçirmek zorunda kalabilir.
 
***
Not: Geçen yazımızda Suriyeli Cemal ‘den bahsetmiÅŸ ve bütün yakınlarını Suriye’de savaÅŸta kaybettiÄŸini ifade etmiÅŸtim… Åžu anda Ä°stanbul’da insanların yardımıyla geçinmeye çalışmakta olan kardeÅŸimizin acil iÅŸe ve desteÄŸe ihtiyacı vardır. Yardımcı olmak isteyenlerin mail yoluyla benimle irtibata geçmelerini istirham ederim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.