Sosyal Medya

Güncel

Mete Yarar: Küçük dokunuşlar büyük değişimler

Sıklıkla bahsetmeye çalışıyorum; Anadolu’yu gezmemin bana en büyük faydalarından bir tanesi yaşanan güzellikleri, sıkıntıları, özverileri, kahramanlıkları yerinde görme fırsatı vermesi. Konferanslarım dolayısıyla yaptığım gezilerim sırasında en çok rastladığım insanlar da, tabii ki meslekleri gereği polisler. Polisler çoğunlukla sır vermeyi sevmez, problemlerini içlerinde yaşamayı tercih ederler. Ama hem barikatlar döneminde hem de daha öncesinden aramızda oluşan ağabey-kardeş ilişkisi nedeniyle zaman zaman dertleşme fırsatımız oluyor. Bu fırsatlar sırasında edindiğim bilgileri de sizlere aktarmak benim boynumun borcu. Sizler de bu muhabbetlerden ortaya çıkanları okuyup, bilgi sahibi oluyorsunuz.



GeçmiÅŸ yıllarda özellikle PKK’nın yapılanmasının farklı olması nedeniyle ÅŸehir merkezlerinde terör olayları bu kadar yüksek boyutta deÄŸildi. ÇoÄŸunlukla daÄŸlık arazide TSK ve jandarma unsurlarıyla bu operasyonlar yürütülüyordu. Zaman zaman özel harekat polislerinin desteÄŸini de daÄŸlık arazide görüyorduk. Ama PKK’nın özellikle Suriye ve Irak’ta öğrendiÄŸi meskun mahalde çatışma kültürünü yansıtma durumu açıkçası polislerin mesleki yüklerini anormal ÅŸekilde artırmış durumda.
 
Yine PKK’nın Suriye ve Irak’ta ele geçirdiÄŸi, bir kısmını da müttefik dediÄŸimiz ülkelerden aldığı silahlarla ateÅŸ gücü de, kullandıkları teknikler de, malzemeler de ciddi anlamda farklılaÅŸmış durumda. Bu farklılaÅŸma polisi çok daha fazla terör tehdidinde birinci öncelikli hedef haline getirmiÅŸ durumda. Bunları birçok yerde gördük. Bir de buna son yıllarda çıkan ve Türkiye’de bombalı saldırılarına sıklıkla rastladığımız DAEÅž terör örgütünü kattığımızda açıkçası ne söylemek istediÄŸimi sizler çok daha net olarak anlayacaksınız.
 
Sanki baÅŸka sorun yokmuÅŸ gibi 17-25 Aralık süreci öncesinden baÅŸlayarak FETÖ’nün polis içine sızma giriÅŸimiyle karşılaÅŸtıkları zorluklar, sürgünler, soruÅŸturmalar, görevden alınmalar, atılmalar ve iftiralarla yaÅŸadıkları dönemi söylememe hiç gerek bile yok. Hepsi hafızalarınızda. 15 Temmuz’dan sonra bu örgütün mensuplarının birer birer Emniyet teÅŸkilatından atılmasıyla beraber personel açığı olduÄŸu da net bir durum. O zaman arkadaÅŸlar bazen 2-3 kiÅŸinin iÅŸini yapmak zorunda kalabiliyorlar. Polisin ÅŸu andaki artan yükünü neden anlatıyorum: Çünkü bu artan yük nedeniyle çok daha fazla yoÄŸun bir iÅŸ trafiÄŸi, mesai ve tehditle yüzleÅŸmiÅŸ durumdalar. Bunu anlamadığımızda bundan sonra söyleyeceklerim de çok net anlaşılmayabilir. Tabii ki polislik mesleÄŸi bunları bilerek ve isteyerek yapılan bir meslektir. Tabii ki sevgiyle yapılacak bir meslektir. Ama bu demek deÄŸildir ki artan yük, çalışma saatleri, tehditle beraber bu arkadaÅŸların sosyal imkanları ve diÄŸer hakları artırılmasın. Yani birileri bizim için daha fazla enerji harcıyor, hayati risk taşıyorsa otomatikman onlarla ilgili düzenleyici tedbirler almak hem siyasilerin hem de bunu hatırlatmakla ilgili yazı yazan bizlerin boynunun borcu. Sizlerden istediÄŸimiz tek ÅŸey, polislerimize verebileceÄŸimiz bu destekle ilgili düzenleme konusunun siyasilere aktarılabilmesi.
 
Sözünü ettiğim gezilerim sırasında o kadar ilginç polis aileleri ile karşılaştım ki. O zaman anladım; bu bir mesleğin ötesinde, sevgi ile yapılan bir görev. Çünkü baba veya aileden en az birkaç kişi polis, kardeşler polis veya kız kardeşlerden birkaçı polislerle evlenebiliyorlar. Doğudaki bir konferans sırasında aynen bu bahsettiğim olayla karşılaştım. Baba polis, emekli oluyor. Çocuklardan üçü polis. İki kız kardeşin ikisi de polislerle evliler. O zaman anladım ki, bu şahısların bu mesleğe bakış açıları farklı. Başka bir şekilde seviyorlar, bütün zorluklarına rağmen işin içinde yer almaya çalışıyorlar. Para için yapılmayacağını net olarak söyleyebilirim. Aldıkları maaşlara baktığınızda ve bunun karşılığında risklerini karşılaştırdığınızda birçoğunuz bu mesleği seçmezsiniz. Bu mesleği seçenlerin ayrı bir duygusu olduğunu bir kez daha hatırlatalım. Sevgi, içinden geliyor. Bu bir meslek değil onlar için. Severek yaptıkları bir iş. Çünkü başka türlü yapılması da mümkün değil.
 
Biz çoÄŸunlukla polislerle çok da hoÅŸ olmayan ortamlarda bir araya geliyoruz. Ya bir gösteri sırasında ya bir terör saldırısında ya suç iÅŸlediÄŸimiz ya da yardım istediÄŸimiz anda… Yani çoÄŸunlukla sinirlerin gerildiÄŸi ortamlarda karşılaşıyoruz. Bu ÅŸahıslar da çoÄŸunlukla bizim sokakta kafamızı çevirip bakmaktan bile imtina ettiÄŸimiz insanlarla uÄŸraÅŸmak zorunda kalıyorlar. SoruÅŸturmalar, yaptıklarıyla ilgili alabilecekleri cezalar ve yine söylüyorum hayati tehlikeleri baÅŸka bir yana… Ä°stedikleri çok da fazla bir ÅŸey yok. KonuÅŸtuÄŸum neredeyse bütün polislerin söylediÄŸi 3600 ek gösterge ile ilgili talepleri. Çok mu ÅŸey istiyorlar? 3600 ek gösterge ne demek diye lütfen açın bakın ve hayatlarına ne kadar küçük bir dokunuÅŸ yapacağını görün. Onların hayatlarında o küçücük dokunuÅŸ birçok ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirecek. Hem emeklilik hayatlarında hem de ÅŸu anda yaÅŸadıkları hayatta. Bu kadar küçük bir fırsatla bu kadar büyük bir özveriyle çalışan insanları mutlu edebiliyorsak, neden bunu yapmıyoruz? 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.