Kültür Sanat
Hovardalığın aşırı kısa tarihi - Gökhan Özcan
Kalemler var, yazdığından habersiz. Kelamlar var, mânâsından habersiz. Konuşan var, dediğinden habersiz.
Gidenler var, vardığından habersiz. Bakanlar var, gördüğünden habersiz. İnanan var, kandığından habersiz. Kavrulan var, yandığından habersiz. Kırılan var, solduğundan habersiz. Sıkılan var, darlığından habersiz. Yorulan var, kaldığından habersiz. Ağlayan var, ciğerini dağlayandan habersiz. Boğulan var, derinlere daldığından habersiz. Savrulan var, dağ başında kaldığından habersiz. Nice saz var, çaldığından habersiz. Nice derde düşen, dermanından habersiz. Nice arayan var, bulduğundan habersiz.
“Hafızam çok kötüleÅŸti, hiçbir ÅŸeyi doÄŸru dürüst hatırlayamıyorum” dedi solda oturan. “Belki de hafızan yaÅŸadıklarını saklamaya deÄŸer bulmuyor” dedi saÄŸdaki.
Sanki başa çıkamadığımız bir üryanlık içinde üşüyerek yaşıyoruz her şeyi ve günler giyilmemiş esvap gibi bir köşede beyhude birikip duruyor.
“Dünya bir sınıra varmış durumda: Bu sınır aşılınca her ÅŸey çılgınlığa dönüşecektir: Ä°nsanlar ellerinde unutmabeni çiçekleriyle dolaÅŸacak ya da birbirlerini görür görmez ateÅŸ etmeye baÅŸlayacaklardı. Vazodaki suyun taÅŸması için birkaç damla yetecekti: Sözgelimi yolda fazladan bir araba, bir insan, bir desibel. Aşılmayacak bir nitelik vardır: Ama kimse gözetmiyor bu sınırı, hatta belki kimse farkında deÄŸil bu sınırın” diye yazmış Milan Kundera, 'Ölümsüzlük'te.
Bir tabak çekirdek, bir grup insanı saatler boyunca çitledi durdu. Sonra çekirdeklerden biri dayanamayıp isyan etti: Hastalık gibi bu insanlar, çitlemeye bir başladın mı, bir daha bırakamıyorsun!
Kendini bütün tutmayı beceremiyorsan, elbette bozuk para gibi harcanır gidersin, hayat böyle!
Bir gün gelecek, bütün vakitlerini whatsappta geçiren insanlar, orada olmayan az sayıdaki insanın dünyada mahsur kaldığını zanneder hale gelecek.
Bir gün gelecek, şifresini unuttuğu için hayatlarına giremeyen insanlar olacak.
Bir gün gelecek, insanlar telefonlarının onlarla daha fazla vakit geçirdiğini düşünerek şarj cihazlarını kıskanmaya başlayacak.
Bir gün gelecek, insanlar ekranlardan kafalarını kaldırıp o güne gelemeyecek.
“Sanki hayatın bir yerinde donup kalmış gibiyim” dedi kederle biri. “F5 tuÅŸuna bas!” dedi hiç bakmadan diÄŸeri.
Her Allahın günü her şeye yeni baştan başlamaya ihtiyacı olmayan, insanlığını her dem taze tutan insanlar da var.
“Hasret ateÅŸiyle sarardım soldum/ Muhabbet bezminde niÅŸane oldum/ Peymaneler gibi boÅŸalıp doldum/ Gelir mi zevkimiz cânân olmasa” diyor Zileli Aşık Ceyhunî, rahmet olsun.
Hâla hiç belli olmuyor insanlığımızın sağı solu, ne diye kan ter içinde koşup geldik o zaman bunca yolu?
Saatinin ayarının bozulduğundan bihaber olan, zamanın sirkinde ancak maskara olur!
“Hesabını parmakla yapan tacir” dedi meczup, “parmağı bitince dükkânı kapar!”
YENÄ° ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.