Güncel
Ya yeni muhalefet ya da rejimin sonu
Mısır
Eymen Nur, Mısır yakın siyasi tarihi için önemli bir isim. Zira Mısır’da henüz Hüsnü Mübarek rejimi hüküm sürüyorken cesur bir hamle ile 2004 yılında El Ghad Partisi’ni kuran Eymen Nur, 2005’teki cumhurbaÅŸkanlığı seçiminde Mübarek’e karşı yarışmıştı. 30 yıllık yönetimi boyunca Mübarek’e rakip olmaya teÅŸebbüs eden ilk kiÅŸi olan Nur, –hiç de adil koÅŸullarda geçmeyen seçimler sonucunda- seçimi kazanamasa da ülkede yeni bir dönemin ve demokratik taleplerin önünün açılması bakımından önemli bir rol oynamıştı. Fakat bu rol aynı zamanda kendisine hapiste geçen yıllar olarak döndü.
Demokratik ve liberal diyebileceÄŸimiz bir duruÅŸla rejime muhalif çizgisini hep sürdüren ve 2009 yılında -Batı’dan gelen yoÄŸun ısrarın da etkisiyle- serbest kalan Nur, 2011 yılında Mübarek’in devrilmesinin ardından yine cumhurbaÅŸkanlığına adaylığını koymak istemiÅŸ ancak Yüksek Seçim Komisyonu tarafından buna vize verilmemiÅŸti. 2013 yılında yaÅŸanan darbeden sonra ise Nur, Mısır’ı terk etmek durumunda kaldı. O tarihten bu yana Türkiye’de ikamet eden ve medya aracılığıyla (kendisinin başında olduÄŸu Elsharq isimli TV kanalının yayın merkezi Türkiye) faaliyetlerini sürdüren Nur, KARAR’a konuÅŸtu.
2013’teki darbeye giden süreçte Mursi yönetiminin de hataları oldu denebilir mi? Mesela, ‘ordunun verdiÄŸi 48 saatte bir ÅŸeyler yapılabilirdi’ söylemi hep var.
Darbe öncesi süreçte politika sahnesinde çok fazla hata gördük. Son 48 saatte yapılmamış olanlardan çok daha büyük hatalar. Mursi dönemini ikiye ayırabiliriz. İlk altı ay, onların diğer siyasi kanatların hiçbiriyle güçlü bir işbirliğine yanaşmama eğilimini içeren bir süreçti. Halbuki seçim sonuçlarına göre yapmaları gerekirdi fakat ellerindeki sonuçlara çok fazla güvendiler.
Ä°kinci altı ay ise bunun tam tersi oldu, diÄŸer siyasi kanatlarla bir koalisyon için çok uÄŸraÅŸtılar ama karşılık bulamadılar. Hatta o dönem Dr. Mursi benden de yardım istedi, arabulucu olmamı talep etti. Ben de yardım ettim lakin o noktaya varıncaya kadar Mısır’daki diÄŸer siyasi cepheler çoktan karşı pozisyona yerleÅŸmiÅŸti. Geç kalınmıştı, bir yere varılamadı. Tabi bunda derin devletin ve dış odakların devreye girmesinin de rolü vardı. Muhalif durumdakiler artık farklı baÄŸlantılar kurmuÅŸlardı.
Peki, darbeye giden yolda Mursi yönetimini protesto eden halk kitlelerinin ve muhalefetin suçlanmasına ne diyorsunuz?
Bu suçlamalara katılıyorum diyebilirim. Birçok yanlış yapılmış olsa da nihayetinde Mursi demokratik yollarla seçilmiş bir liderdi ve bu gerçeğe ihanet edildi. Fakat bu ihanet kavramını kullanırken meseleyi İslamcılar ve diğerleri gibi ayırdığım zannedilmesin. Örneğin, Selefi Nur Partisi de tam olarak siyasal İslamcı lakin aynı şekilde hareket etti. Mesele, demokratik ilkelere sadık olanlar ve olmayanlar meselesi.
Mısır’da Mursi yönetimi devrildikten sonra kurulan yeni rejim sizinle irtibata geçti mi?
Geçmeye çalıştılar, zaten herkesle diyalog kurmaya çabaladılar. Ä°lk giriÅŸimlerinde ben Kahire’de deÄŸildim ancak dönünce de bu diyalog çabasına karşılık vermedim. Çünkü iletiÅŸim kurma çabalarının arkasındaki niyetlerinin iyi olmadığını biliyordum.
Neden Türkiye’ye gelmeyi tercih ettiniz?
Esasında bu tamamen benim tercihim deÄŸildi. Ä°lk olarak Lübnan’a gittim, bir süre orada kalıp olacakları izlemeyi planlıyordum. Ancak oradayken pasaportumun süresi dolmak üzereydi ve Mısır BüyükelçiliÄŸine baÅŸvurdum. Fakat Mısır DışiÅŸleri Bakanlığı pasaportumun yenilenmesini engelledi. Ben de hakkımın verilmesi için o dönem dava açtım ve bu dava hâlâ sürüyor ama pasaport problemi neticesinde gelebileceÄŸim yer Türkiye’ydi. Öte yandan şüphe yok ki Türkiye hepimiz için güvenli bir liman. Darbeye karşı saygın bir tavır alan nadir ülkelerden biri. Bu baÄŸlamda ErdoÄŸan’a olan takdirimi de belirtmek isterim. Ben, Mübarek’e karşı aday olduÄŸumda ErdoÄŸan’ı ve onun Türkiye deneyimini kendime örnek olarak almıştım. Kendisi Mısır’a geldiÄŸinde de görüşme imkânı bulmuÅŸtum ve saÄŸlık, eÄŸitim, ekonomi gibi alanlara dair sorularıma çok faydalı yanıtlar vermiÅŸti. Tabi oldukça verimli bir sohbetimiz olsa da bunları Mısır’da hayata geçirecek fırsatımız olmadı.
Mısır’da politik ve ekonomik anlamda durum kötüye gidiyor. Bunun bir hareketlenme getirmesini bekliyor musunuz?
Mısır çok zor bir yüzleÅŸmeye doÄŸru gidiyor. DoÄŸum sancıları çekiyor diyebiliriz. Bu sürecin sonu ya yeni bir muhalefetin ortaya çıkışı ile sonuçlanacak ya da daha ötesinde, doÄŸrudan rejimin sonu gelecek. Bu baÄŸlamda iki faktörü göz önünde tutabiliriz: Birincisi, Mısır Ulusal BirliÄŸi (Egyptian National Association) isimli, dünyanın birçok yerinden muhalifi ve farklı siyasi kanatları bir araya getiren oluÅŸumun medyada ilan edilmesi. Ä°kincisi de Mısır’daki yıkıcı durumun yanısıra Sisi’nin en yakınındakilerin dahi bu durumdan onu sorumlu tutmaya baÅŸlaması.
Politikada bu aşamaya gelindiğinde genelde rejim, muhalefetle müzakere yolu arar. Mısır için böyle bir beklentiniz var mı?
Mısır’da rejimle müzakere etme fikri birçok soru iÅŸareti içeriyor. Sisi de muhalefetin müzakere yapmayı kabul edeceÄŸine inanmıyor diye düşünüyorum. Nitekim Sisi burada meselenin kilit noktası. O olmazsa rejim ve muhalefet arasında müzakere baÅŸlayabilir lakin Sisi baÅŸtayken zor.
TÃœRKÄ°YE’NÄ°N DURUÅžU UNUTULMAYACAK
Peki, Mısır’daki Türkiye algısı nasıl ÅŸu an? Zira, Türkiye’nin tepki verirken ileri gittiÄŸini iddia edenler oldu...
Ben fazla ileri gittiÄŸini düşünmüyorum. Ä°lkelere baÄŸlı kalma anlamında en katı tutumu Türkiye sergiledi. DoÄŸru, doÄŸrudur ve Türkiye doÄŸru tavrı ortaya koydu. Bakın Mısır’ın bu dönemi her ÅŸeyiyle beraber tarihin çöplüğüne gidecek ve gelecek nesiller Türkiye’nin duruÅŸunu hatırlayacak. Türkiye’nin Mısır ile sınırı yoktu, spesifik çıkarları da yoktu ancak zoru seçti ve çıkar yerine ilke odaklı bir tavır sergiledi.
O halde Türkiye ve Mısır’ın son dönemdeki ekonomik iliÅŸkiler odaklı yakınlaÅŸmasını bu tavra aykırı mı görüyorsunuz?
Burada çıkar söz konusu ancak şu da hâlâ geçerli ki Erdoğan, darbe rejimine karşı net bir duruşu temsil ediyor ve bunun değişmesi zor.
Körfez ülkeleriyle mevcut ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mısır’da Sisi rejiminin temel kolonu olan iki nokta var. Birincisi, halkın belli bir kesimi. Bu kesim, Sisi’nin kendilerini içerisinde bulundukları darboÄŸazdan kurtaracağına inanan kesimdi. Artık bu inanç kayboluyor.
İkinci faktör ise Körfez ülkelerinden Sisi yönetimine gelen ekonomik destekti. Bu da sona eriyor.
Ne denebilir ki (kendi kuyusunu kazan baÅŸarısızlığı için) Sisi’ye teÅŸekkürler.
DENÄ°Z BARAN / KARAR
Henüz yorum yapılmamış.