Sosyal Medya

Kültür Sanat

İnsan aklı nasıl işler? - Murat Güzel

Darülfünün felsefe tarihi hocalığı yaptığı 1914-1917 yılları arasındaki derslerinin notlarından oluşan Darülfünun



Geç Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet dönemine Türk düşünce hayatının çok yönlü ve seçkin simalarından biridir Mehmet Ali Ayni Bey. Ä°dareci, fikir adamı, münekkit kiÅŸiliÄŸiyle olduÄŸu kadar tasavvuf üzerine eserleriyle tanıdığımız Ayni, 1914 ila 1935 yılları arasında Darülfünun’dan Harp Akademisi’ne dek çeÅŸitli yüksek öğretim kurumlarında da felsefe tarihi, siyasi tarih, dinler tarihi, tasavvuf tarihi, ahlak felsefesi gibi dersler de vermiÅŸtir.

II. MeÅŸrutiyet döneminin muhasım fikir akımları olan Batıcılık, Ä°slamcılık ve Türkçülük’ün her üçünü de kendi ÅŸahsiyetinde buluÅŸturan, eserlerinde bu akımları çatıştırmaksızın uzlaÅŸtırmaya gayret eden bir düşünürdür Mehmet Ali Ayni. Tasavvufi eserlerinde Ä°slamcı yönü ön plana çıkar, yaptığı tercümeler ve Batı felsefesine duyduÄŸu ilgiyle Batıcılar arasında addedilir ve eserlerinde benimsediÄŸi telif siyaseti ve son eseriyle de milliyetçi bir portreye sahip olduÄŸu belirtilir. Uluslararası felsefe kongrelerine katılan ilk Türk fikir adamı olan Mehmet Ali Ayni, 1926’da Harvard, 1930’da da Oxford’da toplanan felsefe kongrelerinde bildiriler sunmuÅŸtur. M. Ali Ayni’nin Türk düşünce hayatı açısından en mümeyyiz taraflarından birini onun felsefi düşünce münekkitliÄŸinde aramak yanlış olmayacaktır. Özellikle II. MeÅŸrutiyet’ten itibaren hızlanan Batı’dan tercüme faaliyetleri neticesinde Batı’dan aktarılan pozitivist ve materyalist bazı düşüncelerin oluÅŸturduÄŸu aşırılıkları eleÅŸtiren Ä°. Ali Ayni, aynı zamanda bu tercümelerdeki dil ve içerik yanlışlıklarına da deÄŸinmekte, bir nevi “ilmi kontrol vazifesi” görmektedir.

Üç büyük dönem

Darülfünün felsefe tarihi hocalığı yaptığı 1914-1917 yılları arasındaki derslerinin notlarından oluÅŸan Darülfünun Tarih-i Felsefe Dersleri’nin giriÅŸi bölümünde Ayni “felsefe tarihi” disipliniyle ilgili bilgiler veriyor. Birbirini takip eden ve biri diÄŸerinden meydana gelen düşünce akımlarını sıralayarak insan aklının nasıl iÅŸlediÄŸini bize göstermeyi amaçlıyor.

Ayni felsefe tarihi yazım yönetimi konusunda Victor Cousin’in eklektisizm ve panteizmini “mahirane” bir tasnif görerek bu iki yaklaşımı birleÅŸtirecek bir usulün geliÅŸtirilmesi gerektiÄŸini düşünür. Cousin’e göre felsefe her dönemde maddeci eÄŸilimlerle baÅŸlar, ardından yerini ruhiyatçı görüşlere bırakır. Bu iki tarz felsefenin birbiriyle karşılaÅŸması ise agnostisizm ve şüpheciliÄŸi doÄŸurur. Felsefi dönemlerin de ışığı altında hem materyalist hem de ruhiyatçı felsefe yapma yöntemlerinin felsefe tarihi yazımı içinde birbirine yaklaÅŸtırılması gerektiÄŸine iÅŸaret eden Ayni, felsefeyi üç büyük döneme ayırıyor: Antik felsefe (Felsefe-i Kadime), OrtaçaÄŸ Felsefesi (Kurun-u Vusta), Modern Felsefe (Kurun-u Cedide).

Elbette felsefenin baÅŸlangıcı (orijini) problemi felsefe tarihyazımının en önemli problemlerindendir; Mehmet Ali Ayni, her ne kadar “felsefenin ilk tohumlarının Åžark akvamının dinlerinde” bulunduÄŸuna iÅŸaret etse de yaygın kanaate yaslanarak felsefeyi eski Yunan ve hatta Sokrates’le baÅŸlatıyor.

Türk düşünce hayatının kayıp halkalarını ortaya çıkaran Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisinin 51. kitabı olan eseri yayına hazırlayan Yakup Yıldız’ın sunuÅŸu da ayrıca okunmaya deÄŸer.

[email protected]

Selçuklularda başarı askeri değil, ideolojik!

Anadolu (Rum) Selçuklularının ideoloji ve zihniyet tarihinin izine düşen bu kitap, bugüne kadar tarihin bu bölümü için yapılmış yorumlardan ve gözlemlerden farklı bir deÄŸerlendirme ortaya koyuyor. Anadolu Selçuklu sultanlarının göçebe beylerden Pers-Ä°slâm hükümdarlarına dönüşmelerini inceliyor. Özellikle, “cihat” kavramının, Anadolu Selçukluları için, politikalarına ÅŸekil verecek kadar önemli olup olmadığını masaya yatırıyor. Bunu yaparken Bizans ve Anadolu Selçuklu kaynaklarını, günümüze ulaÅŸan sikkeleri ve kitabeleri kullanan Mecit, kitap boyunca Anadolu Selçuklularının baÅŸarısının askerî deÄŸil, ideolojik olduÄŸunu gösteriyor.

(Anadolu Selçukluları, Songül Mecit, çev. Özkan Akpınar, İletişim, 2017)

Yasak olanından olmayanına hazlar

Ä°taat, özeleÅŸtiri ve hayatın yaÅŸamaya deÄŸer olup olmadığı gibi yakıcı meseleleri, yasak olan ve olmayan hazlar baÄŸlamında ele alıyor Adam Phillips kitabında. Ä°taatsizliÄŸin yasak hazzının yanı sıra, itaatin yasak olmayan hazzı hakkında düşünmeye teÅŸvik ediyor bizi. ÖzeleÅŸtirinin sık sık insanın kendini haksız yere mahkûm etmesi anlamına geldiÄŸini, oysa acımasız özeleÅŸtirinin ta kendisinin bir haz, yasak olmayan bir haz olabildiÄŸini söylüyor. Ve ÅŸunu soruyor hepimize: “Hayat katlanılmaz mıdır yoksa ondan keyif almak bize yasaklanmış mıdır? Ve ÅŸayet hayat aynı zamanda yasak bir hazsa, onu kim ve neden yasaklamıştır?”

STAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.