Kürsü
Ahmet Taşgetiren: İki önemli konu
Follow @dusuncemektebi2
Referandumla ilgili iki konuya temas etmek istiyorum bu yazıda: 1- Kampanyanın dili 2- Hayır çıkma ihtimali İlk konudan başlarsak, daha şimdiden çok çok keskin bir propaganda kampanyası gerçekleşeceği görülüyor.
“Beka meselesi”zaten 15 Temmuz'da yaÅŸananlar yüzünden bir süredir CumhurbaÅŸkanı'nın ve Hükümetin gündeminde. PKK ile mücadele çerçevesinde bu noktada MHP ile de yakınlaÅŸmak zor olmadı. KuÅŸkusuz 15 Temmuz da çok hayati bir meseleydi, terörle mücadele de... O alanda yardımlaÅŸmakta da sorun yok. Her ne kadar Ak Parti, PKK ile mücadele ederken, Kürt vatandaÅŸların hassasiyetine dikkat ederek, MHP'den farklı bir dil ve yöntem kullanageldiyse de, hendek - barikat çılgınlıklarından sonra mücadelede MHP ile aynı dili kullanmakta beis görmemeye baÅŸladı. Bu yaklaşım, Bahçeli'nin sistem deÄŸiÅŸikliÄŸine iliÅŸkin destek açıklamasından sonra çok daha belirgin hale geldi. Burada araya, MHP tabanının Bahçeli'ye ve referandumda “Evet”e yönelik destekte tereddüdünün izalesi gibi bir hassasiyet de girdi.
Bunlar Türkiye siyasetinde izah edilebilir ÅŸeyler. Benim dikkat çekmek istediÄŸim husus, Evet-Hayır'ı “ihanet ayrışması” tarzında projelendirmekle ilgili. Bir süre önce CumhurbaÅŸkanlığı BaÅŸdanışmanları arasında yer alan Özlem Zengin'in “Evet diyen de hayır diyen de vatanını seviyor” sözü yansıdı bir mülakata ve ben onu önemsediÄŸimi yazdım. Bir kere daha yazıyorum: Bir hassasiyeti yansıtan bu söz önemli. Dilerim Ak Parti'nin kampanya koordinatörleri, bu yaklaşımı “Naif” bulmaz.
Neden böyle düşünüyorum?
Bir referandum söz konusu. Ä°kili bir ayrışma. “Evet” diyenler vatansever, ülkenin beka meselesini anlamış ve ona göre konuÅŸlanmış, “Hayır” diyenler de FETÖ'cü, ya da PKK'cı kabul edilirse, ortaya çıkan sonuç diyelim, Ak Parti ve MHP'nin en yüksek beklentisi olan yüzde 60'a 40 olsun, burada bile yüzde 40'lık bir “Ne” grubu oluÅŸmuÅŸ oluyor? Bu ülkeyi diyelim bir BaÅŸkan yönetti, bu yüzde 40'ı ne yapacak? O BaÅŸkana oy vermese bile “BaÅŸkanım” diyecek bir toplum olması saÄŸlıklı deÄŸil mi?
Ä°kinci konu daha hassas.
Acaba CumhurbaÅŸkanlığı ve Ak Parti nezdinde “Hayır çıkma ihtimali” diye bir ÅŸey deÄŸerlendiriliyor mu?
Ona dair bazı kulis notları yansıyor medyaya. Ä°ÅŸte “Hayır çıkarsa seçime gidilir vs.” türünden.... Yine Ak Parti cenahından “Hayır'ı akla bile getirmemeliyiz” türünden söylemler de yansıyor. “Süreç baÅŸladı, hayır çıkma ihtimali varsa bile bundan sonra ne yapılabilir ki, CumhurbaÅŸkanı Meclis'e geri mi gönderir?” gibi de sorulabilir. Hukuk olarak hala geri göndermek de mümkün ama onun da ayrı problemli bir anlamı olur.
Ben şunu söylemek isterim:
Hayır çıkarsa siyaset çok sıkıntılı bir zemine girer. Seçimin onu rayına oturtacağını söylemek zor. En azından referandumda reddedilen bir ÅŸeyi Meclis'le hangi oy oranı ile nasıl gerçekleÅŸtireceksiniz? Orada TuÄŸrul TürkeÅŸ'in bir süre önce Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'e söylediÄŸi sözler, bir “UYARI” halinde yanıp sönmeye devam ediyor.
Halkla temaslarımda ÅŸunu görüyorum: Ä°nsanların bir kısmı “Hayır”ın getireceÄŸi türbülansı görerek oy verecek. Muhtemel ki, Ak Parti de, belki “Hayır çıkarsa”yı aÄŸzına almadan, vatandaşı türbülansa karşı uyararak “Evet” vermesini isteyecek.
Bir süre önce “Referandumda risk alanları”nı yazmıştım. Dün Abdülkadir Selvi, Ak Parti'nin “Ä°kna edilmesi gereken gruplar üzerinde durduÄŸu”nu yazdı. “Yüzde 9'luk kesim, gençler ve Kürt oyları”ndan sonra bir madde de ÅŸu: “FETÖ’cü olmadığı halde yakın çevresinde FETÖ operasyonlarından olumsuz etkilenenler. Bu kesim ilk kez gündeme geliyor. Ağırlığı geçmiÅŸte AK Parti’ye oy vermiÅŸ seçmen kitlesinden oluÅŸuyor. Aileleriyle birlikte sayılarının bir hayli fazla olduÄŸu düşünülüyor. ‘FETÖ’cü olmadığı halde çevresindeki FETÖ operasyonlarından maÄŸdur olanların bulunduÄŸu kesim nasıl kazanılacak’ diye fikir jimnastiÄŸi yapılıyor.”
Bir ara CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan “Biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz” diyordu ya, bence kampanya dili de bununla birebir iliÅŸkili.
Henüz yorum yapılmamış.