Sosyal Medya

Kürsü

Abdullah Yıldız: Günümüzde İslâm ümmetinin başındaki en tehlikeli hastalık uzlaşmazlık ve ihtilaftır

Bu anlamlı cümle Ashâb-ı Kiram’ın âlimlerinden Abdullah b. Mes’ûd’a (r.a) ait.



Elbette burada sözü edilen ihtilâf; bakış açılarını geniÅŸleten ve “rahmet” vesilesi olan görüş farklılıkları deÄŸil, karşılıklı tartışma, suçlama ve nizalaÅŸmalara varan -Ä°bn Hazm’ın “belâ” dediÄŸi- uzlaÅŸmazlıklardır. Onun bu sözü Efendimizin (s) ÅŸu hadis-i ÅŸerifi ışığında anlaşılmalıdır: “Ä°srailoÄŸulları, sorularının çokluÄŸu ve Peygamberlerinin emirleri üzerindeki ihtilâfları yüzünden helâk oldular.” (Müslim, Nesâi, Ä°bn Mace, Ahmed)

Bu ara, Müslümanlar arasındaki ihtilafların derin ayrılıklaraaykırılıklara ve hatta Ã§atışmalara dönüşmesi vakıası üzerine okumalar yapıyorum. Elimde Taha Cabir Alvani’nin “Ä°htilaf / Farkın Farkındalığı” isimli kitabı var. Alvani’nin tespitleri, üzerinde ciddiyetle düşünmeyi hak ediyor doÄŸrusu:

‘Günümüzde Ä°slâm ümmetinin başındaki en tehlikeli hastalık uzlaÅŸmazlık ve ihtilaftır. Bu hastalık her bölgeyi, her ÅŸehri, her toplumu etkileyecek hale geldi. Zararlı etkisi fikirlere, inançlara, ahlâka ve davranışa, konuÅŸma ve etkileÅŸim biçimlerine nüfuz etti. Hem kısa hem de uzun dönem hedefleri ve amaçları dönüştürdü. Tıpkı karanlık bir hayalet gibi insanların ruhunu kuÅŸatıyor, atmosferi zehirliyor ve sonunda kalpleri kısır ve ıssız yerlere dönüştürüyor. Birçok insan birbiriyle ihtilaf içinde. Bu durum, tüm Ä°slâm esaslarının, emirlerinin ve yasaklarının, yalnızca insanları anlaÅŸmazlığasevk ettiÄŸi ve onları Ã¶ldürücü bir çatışmaya sürüklediÄŸi izlenimini doÄŸuruyor.’ (s.14) 

Alvani, kitabın önsözünde; sayısız Ä°slâmî grup ve hizbe bölünen Müslümanların çoÄŸunun Ã¶nemsiz fıkıh ve ilahiyat konularına dalıp anlaÅŸmazlığa düştüklerini ve “hakiki Ä°slâm”ı temsil etme iddialarını desteklemek için diÄŸerlerini kâfirlikirtidad ve sapkınlıkla suçladıklarını, böylece “ÅŸeriatın yüksek ilke ve amaçlarını” kaçırdıklarını gören halkın hayâl kırıklığına dikkat çeker ki, en yaman gafletimiz budur.

“Allah’a ve Resulüne itaat edin; Ã§ekiÅŸmeyin, yoksa yılgınlığa düşersiniz ve kuvvetiniz gider” (Enfal 46).

“Allah’a yönelerek O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoÄŸru kılın; dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olan, her hizbin de kendinde olanla Ã¶vündüğü müşriklerden olmayın” (Rum 31-32).

“Kendilerine ilim geldikten sonra, sırf aralarındaki ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler” (Âl-i Ä°mran 19).

Bu âyetler baÄŸlamında, peygamberlerin ümmetlerinin çöküşünün; dar görüşlü hizipçiliÄŸinihtilafın ve uzlaÅŸmazlık hastalığının doÄŸrudan sonucu olduÄŸunu hatırlatan Alvani, “Fırka fırka olup dinlerini parçalayanlarla senin hiçbir iliÅŸiÄŸin olamaz.” (Enam 159) âyetinin; hoÅŸgörüsüz, diÄŸerlerini dışlayıcı, ‘ilâhî vahyin tek gerçek sahipleri’ olma iddiasından doÄŸan bütün hizipçilikleri lanetlediÄŸini söyler (s.16).

Åžu tespitler ne kadar manidar: ‘Dar bakış açıları meselelere dengeli ve bütüncül bakışı engelliyor ve yalnızca küçük bir yönü görmelerine neden oluyor. Bu yön her açıdan ÅŸiÅŸirilip büyütülüyor ve diÄŸer tüm yönlerin ve sorunun tamamının dışlanmasına yol açıyor; baÅŸkalarını yargılama, reddetme veya kabul etmenin temeli haline geliyor. Bu yönü güçlendirmek için farklı görüşe sahip Müslümanlara karşı din düşmanlarından bile yardım alınabiliyor’ (s.18).

Müslümanlar arasındaki ihtilafın etkileri ve nedenlerinin sürdürülmesinin, Ä°slâm davasına büyük ihanet olduÄŸunun altını çizen Alvani, der ki: ‘Bu tavır, Müslümanların umutlarını ve beklentilerini yeniden canlandıran çaÄŸdaÅŸ Ä°slâmî uyanışı yok etmeye eÅŸtir; Ä°slâm’ın ilerlemesine ket vurur; Ä°slâm davası uÄŸruna mücadele edenlerin samimi çabalarını boÅŸa çıkarır ve Allah’ın gazabını doÄŸurur.’

Bu ortamdaki Ã¶ncelikli görevimizi ise şöyle özetler: ‘Günümüzde genel olarak Müslümanların ve özel olarak Ä°slâm’a hizmet edenlerin -Allah’a imandan sonra- en önemli yükümlülüklerinden biri, tüm Ä°slâmî gruplar ve unsurların birleÅŸmesi ve bu gruplar arasındaki ihtilafa neden olan tüm faktörlerin ortadan kaldırılması için gayret göstermektir. EÄŸer bu hedefe ulaşılması imkânsız görülüyorsa, o zaman gelin ihtilaflarımızı en aza indirelim ve atalarımızın koyduÄŸu davranış adabı ve normlarının sınırları içinde kalalım’ (s.139-140). 

Ä°slâmî diriliÅŸi gerçekleÅŸtirme amacı ile bir araya gelip, büyüklerimizin edep sınırları -ki haftaya bundan söz etmeliyiz- içinde birlikte yürür isek, iÅŸte o zaman Allah’ın yardımına lâyık olabiliriz.

YENÄ° AKÄ°T

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.