Trump'a karşı da konuşur - Ahmet TAŞGETİREN

Ben “Hayır, dedim, Davos planlı deÄŸildi. Öylesine bir durumu planlamak kolay da deÄŸildi. Hem moderatörü, hem diÄŸer katılımcıları (mesela Ä°srail CumhurbaÅŸkanı'ını) öyle davranmaya sevk etmek ve Tayyip ErdoÄŸan'ın “One Minute” gibi bir jestle tarihe not düşecek bir tepki vermesini kurgulamak imkansıza yakın ölçüde zordu.”

O zaman “Bu, dedim, Tayyip ErdoÄŸan'a has bir reflekstir. O programı planlayanlar, Tayyip ErdoÄŸan'ın böyle bir refleks sergileyeceÄŸini hesap edemediler. Ya da, onun damarına basıp dünya kamuoyu önünde küçük düşeceÄŸi bir tavır sergileyeceÄŸini beklediler. Ama bekledikleri olmadı. Tayyip ErdoÄŸan o refleksi gösterdi, dünyanın önünde 'Siz kadınları ve çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz' diyerek, Filistin'deki zulmün evrensel boyutta kayıt altına alınmasını saÄŸladı.”

Benzeri bir “ErdoÄŸan refleksi” en son Merkel ile görüşme sırasında gerçekleÅŸti. Planlı mıydı? Hayır. Merkel “Ä°slamcı teröristler” diye bir ifade kullanınca, Tayyip Bey'in damarı kabardı ve “anında” müdahale etti: “Ä°slamist terör' ifadesi Müslümanları üzüyor. Böyle bir ifade kullanılamaz. Ä°slam'la böyle bir ifade yan yana gelemez çünkü Ä°slam'ın kelime anlamı barıştır. Çünkü DEAÅž'a karşı bizim verdiÄŸimiz mücadeleyi veren ikinci bir ülke yok. Müslüman bir CumhurbaÅŸkanı olarak bunu kabul edemem.”Tayyip Bey açısından mesele bu kadar basitti: “Müslüman bir CumhurbaÅŸkanı olarak bunu kabul edemem.”

Konu,“Ä°kinci bir One Minute” oldu böylece. 

Şimdi gelelim güncel konuya.

BaÅŸkanlık yoluna çıktığından beri, ana misyonunu Ä°slam karşıtlığına odaklayan bir Trump fenomeni var ortada. Neredeyse pozitif tek bir cümle kurmadı Ä°slam ve Müslümanlar hakkında. Hatta seçim stratejisini “Ä°slam alerjisi” Ã¼zerine kurduÄŸu bile söylenebilir.

Meselenin bize yansıyan boyutu, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın bugüne kadar Trump'a dair negatif bir cümle kurmaması, hatta bir ölçüde onun “milli irade ürünü” olduÄŸunu ifade ederek, tepkilere “hazımsızlık” nitelemesi yaparak göreceli bir kredi açması.

Soruluyor:

- ErdoÄŸan Trump'ındevir – teslim törenindeki konuÅŸmasında “Ä°slami terörizm” ifadesini kullanması, o yetmezmiÅŸ gibi “Müslümanları Amerika'ya almayacağım” gibi okunan 7 Ä°slam ülkesinin vatandaÅŸlarına ambargo koyması konusunda neden susuyor? Amerika'da, Avrupa'da insanlar “Müslümanların hukukunu savunmak için” ayaklanmışken bu konulardaki duyarlılığı bilinen ErdoÄŸan neden bir ÅŸey demiyor? 

Kuşkusuz üzerinde durulan bazı gerekçeler var: Peşin tavır alınmasın, işbirliğinin yolu kapanmasın, Erdoğan'la Trump'ı kapıştırmak, Erdoğan karşıtlarının hesabıdır, Trump'ı yıpratmak Türkiye'de başkanlık referandumunu etkilemeye yöneliktir vs.. gibi.

Bu deÄŸerlendirmenin, Türkiye – ABD iliÅŸkilerini daha saÄŸlıklı hale getirmek için peÅŸin olarak Trump'a kapıları kapatmama boyutu, evet, bir hassasiyeti yansıtıyor ve haklıdır.

Ama buradan yola çıkarak Trump'ın yanlışlarına göz yumma sonucuna varılacaksa bu, baştan problemli bir yaklaşımdır.

Diyelim ABD yargısı Trump'a “Yanlış yapıyorsun” diyor ve “Ä°slam karşıtı uygulamalar”a fren koyuyor. Olayın “BaÅŸkanlık sisteminde yargı freni” boyutunun bizde de karşılık bulacağı bellidir ve bu, yadırganmamalıdır.

Ama bir mesele daha var ki, bence o da Tayyip Erdoğan özelidir.

Yazının giriÅŸinde Davos'ta Åžimon Peres ve Ankara'da Merkel karşısındaki ErdoÄŸan tavırlarının bir “Refleks” olduÄŸuna iÅŸaret ettim. Refleks, yani spontane, yani içinden geldiÄŸi gibi.

Şöyle bir sahne düşünün: ErdoÄŸan'la Trump, ÅŸu sıralar gerçekleÅŸmesi için çalışılan ilk buluÅŸmada bir araya geldiler, konuÅŸuyorlar ve Trump, meydanlardaki gibi “Ä°slamcı terörizm”den bahsetti. Ne yapar Tayyip Bey? Amerika ile iliÅŸkiler hatırına susar mı? Hiç zannetmiyorum.

Onun için birileri Trump'a, aÄŸzına asla “islamcı terörizm” ifadesini almamasını tembih etmeli ya da Tayyip Bey'in itirazına hazır olmasını hatırlatmalı.

STAR