Özel / Analiz Haber
Nedir bu Varlık fonu? Ne işe yarar?
Kamuoyu tarafından yakından bilinen şirketlerin de aralarında bulunduğu bazı firmalara ait hisseler Varlık Fonu'na devredildi.
VARLIK FONU NEDÄ°R?
Ekonomist Mahfi Eğilmez ise Varlık Fonu'nu şu şekilde anlatıyor ve eksilerini sıralıyor;
Ulusal Varlık Fonları, çeşitli finansal varlıklara yatırım yaparak gelirini artırmayı hedefleyen, devletin sahipliği ve yönetimi altında çalışan fonlardır. Bu fonun geliri genellikle bütçe fazlalarından oluşur. Bir ülke eğer bütçe fazlası veriyorsa bu fazlayı 4 şekilde kullanabilir:
(1) Harcamalarını artırır.
(2) Mevcut vergi yükünü düşürür.
(3) Borçlarını erken ödemeye tabi tutabilir.
(4) Bir varlık fonu kurarak bütçe fazlalarını buraya aktarır ve bu fonla ulusal ya da yabancı bazı finansal varlıkları satın alıp gelirlerini artırmaya çalışarak gelecek kuşaklara refahı aktarma yoluna gidebilir.
Bu tür fon yönetimlerinde temel hareket noktası varlıkları risk ve getiri dengesini gözeterek kazanç amaçlı kullanmaktır.
Bu işlemleri, bütçe kısıtlamaları ve parlamentonun sıkı denetimi altında yürütmek kolay değildir. Varlık fonu kuruluşunun bir nedeni de bu kısıtlamalardan kurtulmaktır.
VARLIK FONU Ä°LE TÃœRKÄ°YE NELER YAPABÄ°LÄ°R
Türkiye Varlık Fonundan beklentiler yasanın genel gerekçesinde sıralanmış bulunuyor. Buna göre;
(a) Türkiye Varlık Fonunun kurulmasıyla büyüme oranında artış sağlanacak.
(b) Sermaye piyasalarında büyüme ve derinleşme hızlanacak.
(c) İslami finansman varlıklarının kullanılması yaygınlaşacak.
(d) Yapılacak yatırımlarla yüzbinlerce kişiye istihdam olanakları sağlanacak.
(e) Savunma, havacılık, yazılım gibi alanlardaki yerli şirketlerin sermaye ve proje bazında desteklenmesiyle küresel oyuncu konumuna geçmeleri sağlanacak.
(f) Otoyollar, Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Havalimanı, Nükleer Santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman bulunacak. (g) Katılım finansmanı sektör payı artırılacak.
(h) Arz güvenliğini sağlamak üzere, Türkiye için önem taşıyan petrol, doğalgaz gibi yurtdışındaki stratejik sektörlere bürokratik kısıtlamalara bağlı olmadan doğrudan yatırım yapılabilmesi gerçekleştirilecek.
(i) Bu Fon, ekonominin yapısal sorunlarını aÅŸmakta katkı saÄŸlamanın yanı sıra dış politikanın önemli bir enstrümanı olarak Türkiye’nin uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmasına katkı saÄŸlayacak.
(Grafiğin büyük halini görmek için üzerine tıklayınız)
SÄ°STEMÄ°N EKSÄ°LERÄ° NELERDÄ°R
1996 – 97 yıllarında Erbakan’ın koalisyon hükümeti sırasında bir uygulama popülerlik kazanmıştı: Kamu kaynak havuzu.
Bütçe dışındaki kamu kesimine ait kaynaklar bu havuzda toplanmaya ve buradan harcanmaya çalışılıyordu. Bu havuza her gün yeni bir kaynak aktarılıyor, bir süre sonra bu aktarımların baÅŸka bir alandaki dengeyi bozduÄŸu görülünce yeni kaynak arayışları gündeme geliyordu. Türkiye Varlık Fonunun kaynaklarına bakınca aklıma Erbakan’ın Kamu Kaynak Havuzu uygulaması geldi.
III. Selim’in padiÅŸahlığı sırasında 1793 yılında Ä°rad‑ı Cedid Hazinesi kurulmuÅŸ ve böylece Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nda tek ve merkezi Hazine düşüncesinden ilk sapma ortaya çıkmıştır. Bunu Tersane Hazinesi ve Zahire Hazinesi izlemiÅŸtir. Sonraki dönemlerde Hazine sayısı artmaya devam etmiÅŸtir. Mukataat Hazinesi, Mansure Hazinesi, Redif Hazinesi, Darphane Hazinesi ve Maliye Hazinesi bunların en önemlileridir. Hazinelerin çoÄŸalması Osmanlı mali sistemini rahatlatmamış, tam tersine mali disiplini alt üst etmiÅŸtir. Hazine sayısının artmasının Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nun çöküşünde özel bir yeri vardır. 1839 yılında tek ve merkezi Hazine sistemine geri dönülmüştür.
Henüz yorum yapılmamış.