Kültür Sanat
Kitap okuma listeleri - Asım Gültekin
![](resimler/detay/140799.jpg?1537811050)
Follow @dusuncemektebi2
Çocukluğumdan beri, yani 80’li yılların ortalarından beri dindar İslamcı çevrelerin gençlikle alakalı vakıf, dernek, cemaat çalışmalarında bulundum. Her biri birbirlerinden farklı yapılar idi.
Ağırlıklı olarak radikal, ehli tarik, Milli Görüşçü, Ä°rancı yapılara kendimi yakın hissettim. Daha ortaokulda iken Milli Gençlik Vakfı okul teÅŸkilatında görevli iken bir yandan da Ä°skenderpaÅŸa Camii’nde Esad CoÅŸan merhumun hadis sohbetlerine katılırdım. RP- Ä°skenderpaÅŸa kavgasının tam da baÅŸladığı yıllar. Bir taraf Esad CoÅŸan’a baÄŸlı olduÄŸu için fesatçılıkla suçlanıyor, diÄŸer taraf için ise Erbakancıları eleÅŸtirmek için Necip Fazıl Kısakürek Ãœstadın Erbakan’a ÅŸerbakan dediÄŸi heyecanlı bir tecessüs haleti içinde anlatılıyor. Bense her iki tarafı da seviyorum. YetmiyormuÅŸ gibi Ä°rancı aÄŸabeylerle tanışıyorum. Onları da seviyorum. NurculuÄŸun birkaç farklı kolundan ÅŸakirt aÄŸabeylerle tanışıyoruz, risale sohbetlerine gidiyoruz. SaÄŸcılık ve muhafazakarlığı fark etmeye baÅŸlamam Nurcuları tanımaya baÅŸlamakla oluyor sanırım. Zira onlar kendileri için Ä°slamcı, ÅŸeriatçı, radikal gibi kelimeleri kullanmaya hayli mesafeliler. Hatta bazıları Nurcu kelimesinin bile kullanılmasını uygun görmüyor. Oysa ben mürteci, gerici, yobaz dahil tüm radikal kelimeleri çocukluÄŸumdan beri seviyorum. Biri bana yobaz dese “hay Allah razı olsun, ne güzel dedin mübarek” diyeceÄŸim neredeyse. Mehmed Akif merhumun “mürteciyim gelsin iÅŸitsin dünya hem de baÅŸ mürteci” dilimde bayrak.
Radikal denilen aÄŸabeylerle her hususu konuÅŸabiliyor, tartışabiliyorduk. Bazen onları hassas oldukları konularda sıkıştırıyorduk. MGV’li aÄŸabeylerin konuÅŸamadıkları konuları Müslüman Gençten aÄŸabeylerle, Ä°rancı aÄŸabeylerin açık olmadıkları konuları tasavvuf ehli aÄŸabeylerle konuÅŸuyorduk. Nurcu aÄŸabeylerle ise birçok konuyu konuÅŸamıyorduk.
Bir yandan dergiler takip ediyor, bir yandan ev, dernek, vakıf, dergah sohbetlerine katılıyor, kitapları, yazarları tanımaya, keÅŸfetmeye çalışıyorduk. Kartal Anadolu Ä°HL’nin, Kartal Atalar MGV’nin kütüphanelerinde; Fatih’te Seha NeÅŸriyat’ta, Ä°nkılab Kitabevi’nde kitapların, dergilerin içinde yüzüyorduk. Lise ve üniversite yıllarında MGV’li arkadaÅŸların ellerinde kitap listeleri görmeye baÅŸlamıştım. O listeler nedense bana pek sıcak gelmiyordu. Sanırım kitapları görerek, içini karıştırarak keÅŸfetmek daha güzel, daha lezzetli idi. Elbette o okuma listelerinde ne var ne yok, mutlaka bakardım, bilmediÄŸim ilginç kitaplar var mı diye.
Sonraları şöyle düşünmeye baÅŸladım: Herhangi bir gençlik teÅŸkilatı bir okuma listesini mensupları arasında paylaÅŸtığında otomatikman “Haa, arkadaÅŸlar bu sefer de bu kitapları okuyamayacaklar anlaşılan”.
Kabul ediyorum, çok fenayım ama ne yapalım, gerçekler de ne yazık ki böyle.
***
Etraflarındaki insanlara kitapları keÅŸfettirmeye çalışan insan tipi diye bir ÅŸey var. Var derken varmış. Bir zamanlar yani… Ä°sviçreli Bilim adamlarının yaptıkları son araÅŸtırmalara göre 20 yıldır Türkiye’de bu tiplerle karşılaÅŸmak oldukça zorlaÅŸmış. KarşılaÅŸtıklarınızın da bir kısmı elinde bahsettiÄŸim tarz okuma listeleriyle görülüyormuÅŸ. Son zamanlarda kimi whatsapp gruplarında bu listelerden paylaşıldığı rivayet ediliyor.
İlk gençliğimde kitapları keşif delisiyken de pek itibar etmediğim bu listelere kitaplarla arası pek olmayanların da öyle meraklı olduğunu görmedim. Aradan 20-30 yıl geçtikten sonra, gençlerdeki okuma oranı fena şekilde dibe vurmuşken onlara hala liste ile kitap okutabileceğini sanmak, nasıl desem çok safça bir durum. Biz kitapları seven insanlar bu gibi ihtiyaçlarımız için kitap dergileri, edebiyat dergileri kullanmayı; kitapçılara sık sık, kimi zaman da kütüphanelere uğramayı tercih ediyoruz. En güzeli de kitapları tek tek keşfetmek.
Yine de elinde öyle bir liste ile birisi size yaklaÅŸacak olursa dolduruÅŸuma gelip de lütfen ona kaba davranmayın; yapıcı olun ve sevgi ile yaklaşın. “Gel kardeÅŸ, bir kitapçıya gidelim mi vaktin varsa?” deyin. Ama öyle beÅŸ on dakikalığına deÄŸil şöyle bir saat filan en az. Belki kitapları tek tek keÅŸfetme zevkine ilk adımını sizinle atmış olur.
KARAR
Henüz yorum yapılmamış.