Kitaplar Kurtlanır mı? / Zeynep Kahraman FÜZÜN

Doğup büyüdüğüm evin salonunda duvardan duvara kocaman bir kitaplık vardı. İçinde babamın öğrencilik yıllarından beri biriktirdiği kitaplar sıralıydı. Kitaplık annemin titizliği yüzünden kimi yeri cam kimi yeri ahşap kapaklarla kapatılmıştı.

En sevdiğim şey kitapları kurcalamak, beğendiklerimi alıp okumaktı. Hele hele dergi arşivlerini tekrar tekrar hatmetmeye bayılırdım.

Kitaplığın neredeyse hiç açmadığımız bir kapağını açtım bir gün. Gözüme kestirdiğim bir kitabı aldım elime.

O da ne, ortalığa kıpır kıpır kıpırdayan bir şeyler saçıldı. Diğer kitaplara uzandım, kitapların sadece sırtı elime geliyordu, gerisi kurtlar tarafından afiyetle yenmişti.

Kitaplara dokunmasaydım içerde nasıl bir çalışmanın olduğundan haberim bile olmayacaktı. Çünkü kapağı açtığımda kitapların hepsinin dimdik durduğunu görmüştüm.

Hemen kurtları topladım çığlıklar atarak. Hem evdekileri yardıma çağırıyordum hem de kurtlar etrafa dağılmasın diye bulduğum bir şeye alelacele topluyordum.

Kitaplığın o bölümü rutubet yapmış kurtlar oluşmuş ve orda ki kitapları yemiş fakat bazısını bırakmıştı.

Neyse ki kurtları yedikleri kitaplarla birlikte bahçeye çıkarmayı başardım. On yirmi civarında kitabın yalnızca dış kabuğu kalmıştı.

Bahçede elimdeki kitap artığı ve kurt yığınını inceledim. Birkaç tane kitap büsbütün duruyordu. Kurtlar bir ısırık bile almamıştı. Bunlar; içinde Allah yazan, çeşitli dualar bulunan kitaplardı.

Hatta içlerinde dini içerikli bir roman vardı, kurtlar onu şerit halinde yemeye çalışmış sonra bırakmıştı, romanın ilk sayfasını inceledim kurdun manevra yaptığı yerlerde Allah yazıyordu.

Dehşete kapıldım, kurtlar okuma yazma mı biliyordu?