Güncel
'Orta Asya kökenliler rahatsız'
Yılbaşında İstanbul’da meydana gelen Reina saldırısı dikkatleri Orta Asya kökenli IŞİD mensuplarına çevirdi. Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Yrd. Doç. Ömer Kul, başta Uygur Türkleri olmak üzere, Türkiye'de yaşayan Orta Asya kökenli binlerce insanın IŞİD'le ilişkilendirilmekten rahatsız olduğunu söyledi.
Ä°stanbul’da yılbaşı gecesi meydana gelen gece kulübü saldırısının faili Abdülkadir Masharipov için önce Uygur Türkü dendi, sonra Özbek çıktı. Masharipov yakalanıncaya kadar geçen sürede Türkiye’nin farklı bölgelerinde Orta Asyalılara benzetildikleri için ÅŸiddete maruz kalanlar oldu.
Ä°stanbul Ãœniversitesi Türkiyat AraÅŸtırmaları Enstitüsü’nden Yrd. Doç. Ömer Kul, aynı zamanda DoÄŸu Türkistan Vakfı Genel SekreterliÄŸi'ni yürütüyor. Kul’a göre, Reina saldırganı yakalandıktan sonra bile kamuoyunda Orta Asya kökenlilere karşı tepki sürüyor:
“Her milletin içinden kötü niyetli insanlar, katiller, teröristler çıkabilir. Ancak, bu saldırı Orta Asya kökenlileri, özellikle de Türkiye’yi kendilerine sığınak edinmiÅŸ Uygur Türklerini rencide edici bir psikolojinin doÄŸmasına neden oldu ve rahatsızlık yarattı. Olayın daha ilk saatlerinde haberlerde ve sosyal medyada saldırganın Uygur Türkü olduÄŸu yönünde söylentiler yayıldı. Orta Asya kökenlilere yönelik âdeta bir linç psikolojisi yaratıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin sadık vatandaÅŸları olan, kanun ve kurallarına baÄŸlı on binlerce Uygur Türkü, günlük yaÅŸamlarında, hala bu psikolojinin olumsuz yansımaları ile karşı karşıya geliyor.”
"Çin, ciddi istihbarat faaliyetleri yürütüyor"
Yılbaşı gecesi Ä°stanbul’da meydana gelen ve IŞİD’ın sorumluluÄŸunu üstlendiÄŸi saldırının sonuçları itibarı ile en çok Çin’in iÅŸine yaradığını ileri süren Kul, Uygurlar ile ilgili her konuda bu faktörün göz ardı edilmemesi gerektiÄŸini söylüyor:
“Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak zikrettiÄŸi, bizim tarihi olarak DoÄŸu Türkistan adıyla tanımladığımız bölge insanı, Pekin yönetiminin baskısı altında yaşıyor. Dinleri ve etnik kimlikleri nedeniyle yıllardır baskıya maruz kalıyorlar. Bu baskılar nedeniyle kaçan Uygurların sığınabildiÄŸi nadir ülkelerden biri de Türkiye. Türk kamuoyu bunun farkında olmasa da Çin, Uygurlar konusunda çok ciddi istihbarat faaliyetleri yürütüyor. Bu son olayda da doÄŸrudan veya dolaylı manipülasyon yapıldı. Medyanın ve sosyal medya üzerinden geliÅŸmeleri takip eden halkın bu faktörü göz ardı etmemesi önemli. Zira, Çin yıllardır Türkiye’de bulunan bazı Uygur mültecileri talep etmektedir. Yılbaşı meydana gelen terör eylemi nedeniyle halkın kafasında yaratılan soru iÅŸaretleri, Çin’in bu konudaki yeni bir talebine, adeta uygun zemini hazırladı. Yani, saldırı sonuçları itibarı ile en çok Çin’e yaradı.”
“Terör bumerangı Orta Asya’ya döner”
DoÄŸu Türkistan, Türk Dünyası ve Çin hakkında araÅŸtırmaları olan Kul'a göre, Suriye ve Irak’ta bulunan El Kaide ve IŞİD kamplarında Orta Asya kökenli savaşçıların bulunduÄŸu uzun süredir biliniyor. Çin istihbaratının, yasadışı yollarla gençlerin bölgeye ulaÅŸmasını saÄŸlayan çetelere sızdığını söyleyen Kul, Pekin’in tehlikeli bir oyun oynadığına dikkat çekiyor:
“Çin istihbaratı, Uygur gençlerinin IŞİD ve El Kaide gibi örgütlere katılmasını organize etti, ediyor. Ä°simleri ve fotoÄŸrafları ile bu yolu kullananalar belgeleniyor. Birinci amaç, DoÄŸu Türkistan’daki muhalifleri ülkeden uzaklaÅŸtırmak, ikincisi de, Uygurların terörist olduÄŸu algısını desteklemek ve onlara yönelik yaptırımlarda ‘terörle mücadele’ bahanesine sığınmak. Suriye savaşının başından beri gelen gençlerin Türkiye üzerinden IŞİD denetimindeki bölgelere geçiÅŸi de belgelendi. Bunun da amacı Uygurlara başından beri destek veren Türkiye’yi zor duruma düşürmek, manevra alanını daraltmak. Biz Çinli yetkilileri uyardık. Kısa vadede, kendilerince bazı hedeflere ulaÅŸtıklarını düşünüyor olabilirler. Ama orta ve uzun vadede bu gençler ülkelerine veya Orta Asya’ya döneceklerdir. Ä°ÅŸte o zaman Afganistan gazilerinin bugün OrtadoÄŸu’da neden olduÄŸu çatışmalar gibi, Suriye ve Irak gazileri de bölgede ciddi sorunlara neden olacaklardır. Amerika için Taliban ve El Kaide, Sovyetlere karşı kullandığı yerel unsurlardı. Bugün Suriye ve Irak’ta savaÅŸan Orta Asya kökenli gençlerin varlığı da tesadüf deÄŸildir. Bu gençlerin yarın hangi cephede, kime karşı savaÅŸacağı hiç belli olmaz. Terör bir bumerang gibidir. Bunu destekleyenler, döner dolaşır ondan zarar görür. Terör bumerangı Orta Asya’ya döner. Çin’de veya diÄŸer Türk devletlerinde ortaya çıkar.”
“Åžiddetin Uygur Türkü’ne faydası yok”
Çin’nin Sincan Özerk Bölgesi’nde yaÅŸayan dini inançlarında samimi, ancak saf gençlerin kandırılarak "terör" döngüsüne dahil edilmeye çalışıldığını söyleyen Kul, DoÄŸu Türkistan Türklerinin haklarını savunmak için ÅŸiddetten uzak durması gerektiÄŸine inanıyor:
“Çin nüfus olarak da, silah olarak da büyük bir güç. Bu güce karşı ÅŸiddet yöntemlerini kullanmak doÄŸru bir yol deÄŸil. Bunun kimseye faydası olmaz, zarar getirir. 21. Yüzyılda Uygur Türklerinin meÅŸru haklarını, meÅŸru yollardan savunması en doÄŸrusu. Çin, Uygurları azınlık olarak tanımıştır zaten. Uluslararası hukuktan doÄŸan hakları er veya geç kazanılır. Biz gençlerimizi yaÅŸatmayı, eÄŸitimle onların niteliÄŸini arttırmayı istiyoruz. Åžiddet sarmalında yok olup gitmelerini deÄŸil…
Henüz yorum yapılmamış.