Sosyal Medya

Güncel

İnsanlar sokaklarda yürüyorsa da demokrasi pek artık kitlelerin umurunda değil - Hasan Bülent Kahraman

Dünya değişti diye günlerdir yazıyoruz. Değişiklik milyonlarca yıl yaşasak aklımıza gelemeyecek şekillerde kendini gösteriyor. Trump, önce NY Times muhabirini, dokunulmazlığı müemmen bir 'kaleyi', 'siz sahtekârsınız' diyerek sarsıyor.



Ardından Müslümanların Ã¼lkeye girmesini engelliyor. Biz de bu olumsuzlukların nedenlerini açıklamaya çalışıyoruz.
Bugüne kadar çok gerekçe sıraladım. Onların hepsi toplanıp gelip bir noktada düğümleniyor. Evet, insanlar sokaklarda yürüyorsa da, geliÅŸmeleri protesto ediyorsa da, ne yazık ki, demokrasi pek artık kitlelerin umurunda deÄŸil.
Düşünün ki, 11 Eylül gibi sert travmalara yol açan bir eylemden sonra bile teÅŸebbüs edilemeyen o adım ÅŸimdi atılıyor ve Müslümanların Amerika'ya giriÅŸi yasaklanıyor. Bu durumun baÅŸka bir açıklaması olabilir mi? Demokrasi kitlelerin meselesi olsaydı ne Trumpseçilebilirdi ne de bugünkü ÅŸu tablo ortaya Ã§Ä±kardı. Fakat bu iÅŸler bir günde oluÅŸmadı.

***

Åžimdi özür dileyerek, on yıldır devam eden bu köşede belki de ilk kez bir ÅŸey yapacak, eski bir yazıma müracaat edeceÄŸim. 23 Mayıs 2011'de yani altı yıl önce yazdığım yazıda 1980 sonrası deÄŸiÅŸimleri ele almış ve Fransız sosyolog Gerard Mermet'nin yorumuna deÄŸinmiÅŸtim.
Mermet, 1980 sonrasında 'yedi büyük devrimin' oluÅŸtuÄŸunu söylüyor. Bunlar,bireyselleÅŸme, feminizasyon, küreselleÅŸme, teknolojileÅŸme, tüketicilik, yataylaÅŸma, zaping. O yazıda bunların arasında 'demokratikleÅŸme' yok diye yakınıyorum. Bunların her birisi olumlu-olumsuz açılımlar. Fakat demokratikleÅŸmeyi bir sosyolog söz konusu edemiyor. Dileyen o yazıya baÅŸvurabilir.
Arada birçok farklı hamleler yapıldı. ÖrneÄŸin adı 'Hüseyin' olan, Müslümanlıkla bir bağı bulunan, siyah bir kiÅŸi ABD'de BaÅŸkan oldu. Ama onun dönemini tamamladığı günlerde de Trump seçiliyor, ardından ÅŸu tartıştığımız oluÅŸumlar baÅŸ gösteriyordu.
KiÅŸisel olarak Obama döneminin ilk yıllarında demokratikleÅŸme cephesinde önemli ilerlemeler olacağını düşünüyordum. Olmadı. Niçin olmadığını, neredeyse üç haftadır yazdığım yazılarda ele aldım. Burada ÅŸimdi baÅŸka bir yanına deÄŸineyim.

***

21. yüzyıl dünyasında yurttaÅŸlık erdemi veya genel olarak kamusal erdem dediÄŸimiz hadiseler siyaset alanı dışında cereyan ediyor. O alanlarda vücut buluyor. Kadın hakları, Ã§evre sorunları, azınlık hakları türünden haklar parti ve parlamento dışı siyaset tarafından çözümleniyor. Bu hakların eksikliÄŸi demokrasi sorunu olarak görülmüyor ama bu hakların saÄŸlanması geliÅŸmiÅŸ bir demokrasiye iÅŸaret ediyor. Ama dediÄŸim gibi kitlesel arayışlar deÄŸil bunlar.
Dünyada kitlesel demokrasiyle hak arayışlarını sadece sol baÄŸdaÅŸtırdı. Ä°ÅŸÃ§i hareketinin kitlesel boyutları demokratik bir talebin kitlesel ölçeÄŸe ulaÅŸması ÅŸeklinde yorumlandı. Dolayısıyla işçi hareketi demokrasi hareketi olarak görüldü. Ama işçiler bakımından yaÅŸanan siyasal gerilemeler demokrasinin de gerilemesine yol açtı.
Sonuç bugünkü sonuç. Yapılan gösteriler, karar protestoları kitlesel parti siyaseti deÄŸil. Bir etik, entellektüel, elit hareketi. Çok önemli, elzem ama gerçek bu. Hatta bu hareketler bildiÄŸimiz manada liberal hareketler de deÄŸil. EÄŸer kitleselleÅŸirse, parti siyasetine dönüşürse Amerika'da dünya da deÄŸiÅŸir.
Daha çok şey var söyleyeceğim...

SABAH

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.