Sosyal Medya

Güncel

Irkçılık oyununda kural yoktur - Ömer Lekesiz

Yazımın başlığını, ırkçılık oyununda ahlak olmaz şeklinde de koyabilirdim. Ama ahlak çok sorunlu bir kelime.



 Aile içi iliÅŸkilerden baÅŸlayarak siyasete, ekonomiye, dış politikaya, yönetime... ÅŸekil veren ahlak(lar) birinin diÄŸerini massetmesine bile deÄŸil doÄŸrudan doÄŸruya yoksamasına (geçersizleÅŸtirmesine) sebep olabiliyor.

BaÅŸkası / öteki kavramı üzerinden, modern felsefede metafiziÄŸe yeni bir söz alanı açan Levinas'ın, konu Filistinliler olunca, kendisini bir felsefeci olarak deÄŸil, tipik bir Yahudi olarak geriye çekmesiyle, söz konusu alanı yine kendi elleriyle nasıl tahrip ettiÄŸini hatırlayalım:

“Emmanuel Levinas, siz 'baÅŸka/sı'nın filozofusunuz. BaÅŸkasıyla karşılaÅŸmanın esas yeri tarih deÄŸil midir, siyaset deÄŸil midir ve her ÅŸeyin ötesinde Ä°srailliler için Filistinliler 'baÅŸkası' deÄŸil midir? ÅŸeklindeki soruya, Levinas ÅŸu cevabı veriyor:

“BaÅŸkası tanımım tamamen farklıdır. BaÅŸkası, akraba olması zorunlu olmayan ancak akraba olabilecek olan komÅŸudur. Bu anlamıyla eÄŸer baÅŸkası içinseniz komÅŸunuz içinsinizdir. Fakat komÅŸunuz, baÅŸka komÅŸuya saldırıyor veya haksızca davranıyorsa ne yapabilirsiniz ki? Burada baÅŸkalık farklı bir karaktere bürünür. BaÅŸkalıkta bir düşmanlık bulabilir ya da en azından kim doÄŸru kim yanlış, kim haksız kim adil sorularının cevabını bulma sorunuyla yüzleÅŸiriz. Orada yanlış yapan insanlar vardır.”

“Orada yanlış yapan insanlar” Levinas için asla Yahudiler deÄŸillerdir, sadece Filistinlilerdir. Buna göre, yanlışın hakkı ise düzeltilmek deÄŸildir. Radikal, vahÅŸi, hayvani... bir tutumla taraftarlarının ortadan kaldırılmasıdır.

Nitekim, Ä°ngilizlerin Filistin'i iÅŸgal ettikleri (Osmanlı'nın elinden aldıkları) 1917 yılından, Yahudi teröristlerin bir çatı altında toplanması için Ä°srail devletinin kurulduÄŸu 1948 yılına ve buradan da günümüze kadar süre gelen olaylara karakter kazandıran tek olgu da, Yahudi ırkçılığıdır ki, bunun tek kalemde tercümesi ise, Filistin'de Yahudilerin dışında hiç kimseye hayat hakkının verilmemesidir.

Bu manada, 2014 Temmuz'unda Yahudi yerleÅŸimcilerin (ki, hepsi ağır silahlarla teçhiz edilerek, kendilerine öldürme sorumsuzluÄŸu tanınmış sözüm ona sivillerdir), on beÅŸ yaşındaki Filistinli Muhammed Ebu Hudayr'a zorla benzin içirdikten sonra yanışını seyretmeleriyle, Ä°srail'in geçtiÄŸimiz Aralık ayında BM tarafından alınan yeni yerleÅŸim çalışmalarının durdurulması kararına karşı yürüttüğü nefret politikası ve bu kararla alay edercesine Batı Åžeria ve DoÄŸu Kudüs'te mustavtin Yahudileri için iki bin beÅŸ yüz konutun yapımına baÅŸlandığını açıklaması mahiyet olarak aynıdır.

Çünkü her iki olay da, fert olarak bir Yahudi ile güya devlet olarak Siyonistlerin salt ırkçılık esasında buluştuklarını, buna göre kural tanımaz bir şekilde düşündüklerini ve eylediklerini ortaya koymaktadır.

Åžu günlerde ise, ırkçılık oyunundaki kuralsızlığın, sadece Yahudilerle (Ä°srail'le) sınırlı kalmayıp, onların hamilerini de etkisi altına alarak, dünyayı çok daha büyük bir sorunun içine çektiÄŸine tekrartanık oluyoruz.

Donald Trump'ın, baÅŸkanlığının ilk haftasında Müslümanların ABD'ye giriÅŸini engelleyen bir kararnameyi imzalaması bu nedenle gündemin en sıcak maddesini oluÅŸturuyor.

Şimdilik Irak, Suriye, İran, Sudan, Libya, Somali ve Yemen'den gelecek Müslümanların ABD'ye girişini engelleyen söz konusu kararın, ABD'deki on altı eyaletin başsavcıları tarafından kınanması, dört eyaletin mahkemeleri tarafından da askıya alınması, ilk bakışta çok önemliymiş gibi görünmesine rağmen, fiili durumu değiştirmiyor.

Aynı ÅŸekilde, bizde kimi yazarların Amerikan güzellemesi yapmalarına neden olan, kararnameye karşı protesto gösterilerinin de yine olumlu hiçbir karşılığı yok.

Åžundan ki, öncelikle ABD'deki büyük bir kitle, Trump'ı baÅŸkanlık seçimlerinin sonuçlandığı ilk saatten beri zaten protesto ediyor ve dolayısıyla ırkçı kararnamenin ortaya çıkışı bu manada yeni bir protesto malzemesi olmaktan öteye geçmiyor.

Öte yandan, yeni devir Ä°slamofobya'nın uygulayıcısı olan ve güneyimizde tam hakimiyet kurmak için mezhep çatışmalarını körükleyen, DAEÅž'inden YPG'sine... ürettiÄŸi yeni terör örgütleriyle yıllardır kan ve acı üreten, bu yolla ülkemizi de sürekli tehdit eden ABD, her türlü samimiyet sınavından da zaten sınıfta kalmış bulunuyor.

Hal böyle olunca, geriye ırkçılık oyununda kuralsızlığın hakimiyetinden başka bir gerçeklik kalmıyor.

İsrail, ABD ve AB ülkeleri bu manada hızla eşitlenirlerken, dünyadaki iki kutupluluk da giderek kemikleşiyor.

NOT: Yukarıda sözünü ettiÄŸim Levinas söyleÅŸisinin tamamını, Ã–zkan Gözel'in yazdığı ve yayına hazırladığı, Levinas adlı kitaptan (Say Yayınları, Ä°st., 2012) okuyabilirsiniz.

YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.