Kürsü
Selahaddin E. ÇAKIRGİL: İntikam değil, adâlet istediğimizi ısrarla haykırmalıyız!
Bu satırların sahibi, aylar önce, ‘Şu darbe suçlularıyla ilgili yargılamalar niye böyle yavaş.. Niye, cürm-ü meşhud / suçüstü muhakeme usûlüne başvurulmuyor?’ diye yazmış ve bazı suçların cezalandırılması için aylarca delil toplamaya gerek olmadığına; tanklarına, uçaklarına binip, helikopterlerine binip, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, Meclis’i, Özel Harekât Merkezi’ni bombardıman eden ve Boğaz Köprüsü’ndeki yüzlerce sivil insanı tarayanların derhal cezalandırılması gerekirken, savcılıkların aylardır iddianame hazırlamak ve delil toplamak adı altında toplumu bıktıracak noktaya gelmelerinin yanlışlığına değinmişti.
Bu konuyu 25 Ocak günü, BaÅŸbakan Yıldırım da, Adalet Bakanı ve yargı mensuplarına hitaben yaptığı konuÅŸmada, dile getirdi ve her yerde kendisine halkın, ‘Bu yargılamalar niye yapılmıyor?’ diye sorduklarını söyledi.. Umarız, Adalet Bakanı ve yargının önde gelen isimleri bu konuya bir açıklık kazandırırlar ve BaÅŸbakan da bu ÅŸikayetlerinin kaale alınıp alınmadığını takip eder.
***
Tekrar hatırlayalım ki, Türkiye’de idâm cezası olmadığına göre, bu hızlı yargılamalar sırasında bir haksızlık olursa, yargılamanın ileri safhalarında düzeltme imkanı vardır. Bu bakımdan, o darbe hıyanetinin hemen ilk 10-15 gününde bile, savaÅŸ uçaklarını, helikopterleri, tankları ve devletin verdiÄŸi silahları milletin üzerine çevirmiÅŸ olanları tespit etmenin hiç de zor olmadığı, yığınla belge ve delilin ortada olduÄŸu bir durumda, aylardır ciddî hiç bir yargılamanın baÅŸlamamış olması ÅŸaşırtıcıdır.
Halbuki, 200-300 general, yüksek rütbeli subay, pilot, asker, polis, ya da FETÖ’ye büyük miktarlarda para yardımı yapan parababaları, hemen ağır cezalara çarptırılabilir ve haksızlığa uÄŸradıklarına inananlar da haklarını yargı içindeki usûllere göre ararlardı.
Ama şimdi olan nedir? Hepsi mâsum, güya..
***
Öyle ya, asker, verilen emre göre öldürmeyi ve öldürülmeyi göze alan kimse demektir, üniforma deÄŸil.. Sıradan erler veya astsubaylar, askerî öğrenciler, küçük rütbeli subaylar veya polisler, öylesine hassas bir anda âmirlerinin verdiÄŸi emrin kanunlara uygun olup olmadığını nereden bileceklerdi? Nitekim, her birisinin bahanesi, ‘Bize bir terör saldırısına karşı harekete geçileceÄŸi bildirilmiÅŸti..’ ÅŸeklinde oluyor. Ama, o komutanlar, o askerlere, ‘Uçağınızla birlikte filanca yere kamikaze saldırısı yapıp çakılacaksınız, BoÄŸaz Köprüsü’nden kendinizi aÅŸağı atacaksınız..’ deselerdi, o askerler o emirleri de yerine getirilecekler miydi? (Unutmayalım, 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi’ne de Harp okulu öğrencileri de ‘Ankara, Sovyet paraşütçü birlikleri indi!..’ diyerek silah kuÅŸatılmışlar ve onlar da Ankara sokaklarında rus paraşütçülerini aramışlardı..)
***
Şaşırtıcı olan bir diğer konu ise..
Bazılarının bu yargılamaların tavsatılmasına ve darbede direkt etkin rolü olmayıp tutuklanan onbinlerin durumuyla ilgili yazıma, bazılarının, ‘Sen sünnetullahı bilmiyorsun, azap gelince suçlu-suçsuz ayırmaz..’ gibi çok ‘âdilâne’ (!) yorumları Ä°slam adına yazabilmeleri.. Fanatizm, böyle bir körlük kazandırıyor insana..
Bu gibi kimseler, kendilerine bir iğne batacak olsa, yine öyle mi derlerdi?
***
Ve bir itirafçı.. 40 yıl öncelerdeki genç kalemlerimizden olan ve sonra eski yazdıklarını reddeden bir eski arkadaşımız (A.Ãœ) itirafçı olmak istemiÅŸ.. Ä°fadelerini okudum.. Ä°tirafçı sayılması için, diÅŸe dokunur hiçbir ÅŸey söylemiyor; Bush dönemi new.con’larının seçkinlerinden Michael Rubin’in F.G’yle görüştüğünden gayri..
Dahası, ‘Cemaatin siyasi bir gaye güdebileceÄŸini hiçbir zaman düşünmedim. Zaten sempatimin sebeplerinden birisi de bu idi.’ diyor. Ä°nanalım mı yani..
Yahu arkadaÅŸ, daha geçen sene, sen deÄŸil miydin; yazılarında ‘Tayyip ErdoÄŸan’ın bir an önce ölmesi için’ beddua eden ve bu konu sorulduÄŸunda, ‘Ben onun günahının artmaması için, istiyorum ölmesini..’ diyen.. Amma, ‘aynı hayırhah duayı F.G. için de yapar mısın?’ denildiÄŸinde, çarpılmış gibi ürperen..
STAR
Henüz yorum yapılmamış.