7 Haziran- 1 Kasım farkı - Ahmet TAŞGETİREN

Ak Parti 7 Haziran’dan sonra yoÄŸun bir “Neden böyle oldu?” iç hesaplaÅŸmasına yöneldi.

1 Kasım’da da yapılan özeleÅŸtiri istikametinde yeni bir dil üretildi ve o dil toparlanmayı saÄŸladı.

Peki neydi 7 Haziran ve neydi 1 Kasım toparlanması?

Anayasa referandumunda toplum yöneliÅŸinin hangi istikamette olacağına yönelik deÄŸerlendirmeler yapılırken, özellikle Ak Parti’de bu konunun ele alınması son derece tabii.

Ak Parti adına tavır koyan medyanın bir kesimi, bodoslama bir dil kullanıyor. Onlar için sonuç kesin. Ama Ak Parti kurmay dünyasında konunun öyle ele alınmaması lazım ve öyle ele alınmadığının da görüntüleri ortaya çıkıyor.

Abdülkadir Selvi’nin Hürriyet’teki sütununda BaÅŸbakan’ın bakanlarla yaptığı deÄŸerlendirme toplantısından yansıyan görüntü“Çantada keklik” havasını sunmuyor mesela. Bir kere yazının baÅŸlığı “Referandum garanti deÄŸil kaygısı” ÅŸeklinde. Birkaç gün önce yazdığım “Referandumda risk alanları” analizindeki hemen tüm maddeler, masaya yatırılmış. Akıl için yol birdir. BaÅŸbakansanız, bakansanız ve büyük bir mücadeleye giriÅŸiyorsanız, her riski dikkate almak durumundasınız. Hele CumhurbaÅŸkanı iseniz ve mücadelenin en hayati kısmı sizin kiÅŸiliÄŸinizle ilgili ise mücadelenin en ince kıvrımlarını görmek durumundasınız.

Türkiye gazetesindeYücel KayaoÄŸlu’nun, yine Ak Parti dünyasından verdiÄŸi bir haber var. Parti kurmayları “Gri alan” Ã¼zerinde duruyormuÅŸ yüzde 20-25 oranında... Kararsızlar. Kadınların “Tek adam” ve “YaÅŸam tarzı” konusunda referandumda “Evet”e mesafeli davranacakları tespit edilmiÅŸ. Bunlar tartışılabilir hiç kuÅŸkusuz. Ama mesela ben o haberde “B Planı” diye bir ÅŸeyden bahsedilmesini alarm gibi gördüm. Habere göre kurmaylar referandumdan “Evet” Ã§Ä±kmasına kesin gözüyle bakıyorlarmış ama “Hayır” Ã§Ä±kma ihtimali için de bir “B planı” geliÅŸtirilmesini düşünmüşler. Ne dersiniz, “Hayır” çıkan bir Türkiye nasıl bir siyasi atmosfere tanık olur? Ak Parti için de, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan için de “Hayır” ihtimali düşünülebilir bir ihtimal midir? Böyle bir yola “Hayır” ihtimali düşünülerek çıkılır mı? Çıkılmaz ama seçim demek her ihtimale hazır olmak demek ve asıl onun için, mücadelenin bütün safhalarını en ince ayrıntısına kadar görmek lazım.

Heyecan ÅŸart ama stratejik planlama heyecan iÅŸi deÄŸil.

Selvi’nin BaÅŸbakan’ın toplantısından yansıttığı bir bölümü burada paylaÅŸmak istiyorum:

“Referanduma iliÅŸkin kaygılı deÄŸerlendirmeler yapılıyor”dedim. Biraz açmak istiyorum.

“AK Parti’nin oy oranı yüzde 49. Referandumda bunun yüzde 40’ının oy vermesini beklememiz lazım. 1 Kasım’da ülkede istikrar olsun, ekonomik kriz olmasın, Türkiye beka sorunu yaÅŸanmasın diye AK Parti’ye oy veren bir kesim var. Bunların oranı yüzde 9’a ulaşıyor. Bunlar, baÅŸkanlık sistemine karşılar” diyorlar.

“Bakanlar, kamuoyunu ikna etmeye yönelik kampanya yürütülürken, ikinci bir çalışmanın da AK Parti’ye oy veren ama baÅŸkanlık sistemine karşı olanlara yönelik olarak yapılmasını öneriyor. “AK Parti, AK Parti seçmenini ikna etmeli” deniliyor.”

Yüzde 9.

Ak Parti tabanında, “istikrar olsun, ekonomik kriz olmasın, Türkiye beka sorunu yaÅŸamasın diye Ak Parti’ye oy vermiÅŸler” ancak“BaÅŸkanlık sistemine karşılar.”

Åžu anda genelde“Evet”lerin, yine istikrar ve beka sorunu ile baÄŸlantılı olarak kullanılacağı, “BaÅŸkanlığa karşı olma” eÄŸiliminin ise istikrar - beka deÄŸerlendirmesi ile devre dışı bırakacağı ümit ediliyor. 

Bence bu deÄŸerlendirme sorunlu. KuÅŸkusuz istikrarı önemsiyor toplum, terörle mücadeleyi hayati görüyor, “beka” sorununu ne kadar içselleÅŸtiriyor bilmiyorum. Ama 7 Haziran’da “baÅŸkanlık konusu”nun, üstelik CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’dan, Ak Parti ile paralel biçimde meydanlara taşınmasının sonuçta önemli etkisinin bulunduÄŸunu görmek gerekiyor. Görmek, yani ıskalamamak. “Tek adam” kaygısının da bunun etrafında oluÅŸtuÄŸu ayrı bir gerçeklik. 

Derim ki: Referandum Rus ruletine dönmesin. Allah korusun.

STAR