Kültür Sanat
Ne zaman memleketin nüfusundan söz edilse ölüleri de hesaba katmak gerek - Beşir Ayvazoğlu
Süleyman Berk, titiz bir araştırıcı, iyi bir hattat, fotoğraf sanatçısı ve koleksiyoncudur.
PaylaÅŸmayı sever; hemen her gün inbox’ımda çoÄŸu zaman bizzat çektiÄŸi, baÅŸta Ä°stanbul olmak üzere ülkemizin tabii ve tarihî güzelliklerini yansıtan fotoÄŸraflar bulurum. Bazan ilgisini çeken eski fotoÄŸrafları paylaşır, bazan önemli bulduÄŸu yazıları... Kültürümüzün uÄŸradığı kıyımı belgeleyen iç acıtıcı belge ve bilgiler gönderdiÄŸi de olur.
***
Birkaç gün önce inbox’ıma baktım, Süleyman, sosyal medyada dolaÅŸan bir mezar taşı baÅŸlığının fotoÄŸrafını göndermiÅŸ. Osmanlı taÅŸ işçiliÄŸinin mükemmel bir örneÄŸi olan harika bir kavuk; kim bilir kime ait? Los Angeles Eyalet Sanat Müzesi’nde muhafaza ediliyormuÅŸ. “Görünce içim acıdı, biz sahip çıkmazsak iÅŸte böyle kaçırır, sahip çıkarlar!” diyen Süleyman, önceki gün bir fotoÄŸraf daha paylaÅŸmış. Daha önce gönderdiÄŸine benzeyen, fakat bir kenara geliÅŸigüzel atılmış ve çok yıpranmış kavuk formunda bir mezar taşı baÅŸlığı. Diyor ki:
“Dün paylaÅŸtığım mücevveze baÅŸlık fotoÄŸrafına birçok cevap geldi. Tepkiler çok farklıydı. Bugün bir dostum fotoÄŸrafla cevap vermiÅŸ ve ÅŸunları yazmış: Hocam hiç için acımasın adamlar çalmışlar ve güzelce koruyorlar içimiz acıyacaksa ÅŸuna acısın.”
Güzelim taÅŸları yaÄŸmalanarak yurt dışına kaçırılan eski mezarlıkların kültürümüz açısından ne kadar önemli olduÄŸunu halkımıza anlatmakta zorlanıyoruz. BaÅŸta belediyeler olmak üzere devlet kurumları da anlamış deÄŸil. Yıllardır çırpınıp duran Süleyman Berk, kendi üzerine düşeni yapan bir dostumuzdur. Zeytinburnu Belediyesi sınırları içinde kalan tarihî mezarlıklardaki mezar taÅŸlarının envanteri niteliÄŸini taşıyan harika bir çalışma yaptı ve bu çalışma Zeytinburnu Belediyesi tarafından iki cilt olarak yayımlandı. “Zeytinburnu’nun Tarihî Mezar TaÅŸları” alt baÅŸlığını taşıyan kitabın ismi Zamanı AÅŸan TaÅŸlar...
Bu önemli kitaba takriz yazmak da bana nasip oldu. Bu takrize, Yahya Kemal’in ne zaman memleketin nüfusundan söz edilse ölüleri de hesaba katmak gerektiÄŸini söylediÄŸini hatırlatarak baÅŸladım.
Yahya Kemal haklıdır. CoÄŸrafya, üzerinde yaÅŸayanlarla karıla karıla vatanlaşır. Mezarlar ve mezarlıklar, aslında bu sancılı vatanlaÅŸma macerasının somut ÅŸahitleridir. Her mezar, bu topraÄŸa basılmış bir mühür ve tarihe düşülmüş bir not olarak görülmelidir. “Åžahide”ler, sadece mezarda yatanın kimliÄŸine deÄŸil, bir medeniyete, bir var oluÅŸa da ÅŸahitlik eder. Bu bakımdan mezarlıkları yok etmek, nüfus kayıtlarını silmek gibi, müstevlilere yaraşır bir barbarlıktır, soykırımdır.
Yok olan mezarlar ve mezarlıklarla birlikte, bu coÄŸrafyada yaÅŸayanlar ve yaÅŸananlar hakkında en sahih bilgilerin de uçup gittiÄŸini yeni nesillere anlatmak zorundayız. Bir kültürün tarihini mezarlıklardan yola çıkarak yazmak mümkündür. Ömrünü Osmanlı mezarlıklarını araÅŸtırmaya vakfetmiÅŸ bir kültür adamı olan merhum Fâzıl Ä°smail AyanoÄŸlu, “Ortada mevcut yüksek sanat âbidelerimiz -faraza- olmasaydı bile, mezarlıklarımızda bulunan nihayetsiz eserler, bu milleti medeniyet göklerine çıkarmaÄŸa kâfi gelirdi,” diyor.
***
Mezar taşlarını ayak izleri gibi takip etmek suretiyle bir kültürün yaygınlığı hakkında açık fikir edinilebilir. Bir mezarın mimarisi ve tezyinatı, hangi dönemde yapıldıysa, o dönem hakkında tartışılmaz bir belge niteliğindedir. Ayrıca süslemelerin ikonografik anlamları çözülerek din ve mezhepler tarihinin karanlık noktaları aydınlatılabilir. Ayrıca mezar taşı kitabelerini bir ülkenin siyasî, iktisadî ve kültürel tarihi, hatta savaşlar, istilalar, depremler, yangınlar vb. hakkında bilgi kaynakları olarak kullanılabilir. Bu kitabelerdeki dil bile, yapıldıkların devrin tercihleri hakkında ipuçları taşır. Mesela 14. yüzyıldan itibaren Türkçe yazılmaya başlanan mezar taşı kitabeleri, Osmanlı kimliğinin mahiyeti hakkında fikir vermektedir.
Mezar taşları sanat tarihi açısından da son derece önemlidir. Özellikle Osmanlı mezarlıkları, bugüne taşıdıkları zengin bilgiler bir yana, benzersiz sanat eserlerinin sergilendiği galeriler gibidir. Yıllar önce, mezar taşlarını heykel sanatı açısından ele alındığı akademik bir tez okumuştum.
***
Mezar taşı kitabelerinden yola çıkarak kaligrafideki; motif yapısını ve üslûpları inceleyerek tezyinattaki değişmeleri, tercihleri ve modaları kronolojik olarak takip etmek de mümkündür. O hâlde her mezar taşı, hat sanatı ve tezyinat tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır. Bazı kitabeler, büyük hattatların imzalarını taşıdığı için ayıca önemlidir, bazı mezar taşları da isimleri başka türlü kayda geçmemiş hattatlar, mimarlar, hakkâklar vb. hakkında yegâne bilgi kaynağıdır.
Bizim mezarlıklarımızdan birinde bir tarafa gelişigüzel atılmış bir mezar taşı başlığı.
Osmanlı mezarlıklarının bugüne taşıdıkları bilgiler açısından insanlık tarihinde benzersiz olduğu bilinen bir gerçektir. Mezar taşlarının dilini bilen biri, üzerinde hiçbir yazılı kayıt olmasa bile süslemelerinden, kavuğun şeklinden vb. hem o mezarda yatan kişinin kimliği ve cinsiyeti, hem de yaşadığı devir hakkında şaşılacak zenginlikte bilgiye ulaşabilir.
Los Angeles Eyalet Sanat Müzesi’ndeki Osmanlı mezar taşı baÅŸlığı.
Süleyman Berk’in çalışması örnek bir çalışmadır. Bütün belediyelerin kendi sorumluluk alanlarındaki tarihî mezarlıklarda bulunan bütün taÅŸları kayıt altına almaları, yaÄŸmayı da önleyecektir. Bu çalışma ülke çapında yapıldığı takdirde ulaşılacak bilginin büyüklüğünü ve zenginliÄŸini tahmin etmek bile zordur. Yok, “Bırakalım çalsınlar, nasıl olsa Avrupa ve Amerika müzelerinde daha iyi korunuyorlar!” diyorsanız, o baÅŸka!
KARAR
Henüz yorum yapılmamış.