Kültür Sanat
Kıbrıs fatihi Fatin Rüştü Zorlu
Follow @dusuncemektebi2
Kıbrıs, nihaî bir çözüme kadar Türk kamuoyunun dikkat ve alakasını çekmeye ve millî bir dava olarak takip ve müdafaa edilmeye devam edecek. Kıbrıs gündeme geldiğinde ismi ilk hatırlanması gereken devlet adamlarından biri de Fatin Rüştü Zorlu’dur.
Bugün için 27 Mayıs darbesinin hayattaki aktörleri, iÅŸbirlikçileri ve destekçileri dâhil hemen herkes Yassıada Adalet Divanı tarafından idama mahkûm edilen ve asılan DışiÅŸleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun Kıbrıs’taki Türk varlığını garantiye alan devlet adamı olduÄŸunu kabul etmektedir. Ancak iÅŸin ilginç tarafı, Zorlu’nun bu yönünün darbe esnasında da biliniyor olmasıdır. Yassıada Adalet Divanı, kısa adıyla KÄ°P olarak bilinen Kıbrıs’ın Ä°stirdadı (Geri Alınması) Projesi’nin mimarını idama mahkûm etmiÅŸ, MBK de bu idam kararını tasdik etmiÅŸtir. 1955’te Yunanistan, Kıbrıs’ta ENOSÄ°S adı verilen ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını öngören EOKA örgütünü kurdurmuÅŸ, bu örgüt 1957’ye doÄŸru da Ä°ngiliz Yönetimi’ne ve bilhassa Türk varlığına karşı ÅŸiddet eylemlerine baÅŸlamıştır. 1 Nisan 1955’te sabotaj ÅŸeklinde baÅŸlayan gerilla faaliyeti kısa sürede bireysel ve toplu suikastlara dönüşmüş, sadece polis ve asker deÄŸil, sivil vatandaÅŸlar da saldırıya uÄŸramaya baÅŸlamıştı.
MENDERES’Ä°N MESAJI Ä°LE KURULDU
Yunanistan’ın Kıbrıs’a gizlice silah ve mühimmat sokması ve birçok Türk’ün hayatına mal olan saldırılara karşı Türk Hükümeti’nin baÅŸvurduÄŸu çare, Türk diplomasi kitaplarında hele Fatin Rüştü Zorlu adı anılarak yazılmayan, anlatılmayan Türk örgütü Türk Mukavemet TeÅŸkilatı’ydı. BaÅŸbakan Adnan Menderes’in mesajıylı örgüt kurulmuÅŸtur. Kıbrıs’ta örgütlenmek için Türkiye’den gidecek subayların görevleri maskelenmiÅŸ, bütün bakanlıklar her türlü kolaylığı saÄŸlamıştır. Ancak iÅŸin mimarı, en büyük destekçisi Zorlu’dur. 27 Mayıs olduÄŸunda ise iÅŸler sarpa sarmıştır. Çünkü Kıbrıs’ta zamanı gelince mücahitlere dağıtılmak üzere Silahlı Kuvvetler envanterlerinden çeÅŸitli ÅŸekillerde kaydı düşülerek bazı depolara kaldırılan silah ve mühimmatlar darbe ertesinde gazetelerin manÅŸetlerinde yer almıştır.
Hemen herkes, Fatin Rüştü Zorlu’nun Kıbrıs’taki Türk varlığını garantiye alan devlet adamı olduÄŸunu kabul ediyor. Ancak iÅŸin ilginç tarafı,darbeciler de bunu biliyordu.
O dönemde akıllara durgunluk veren; gençlerin silahlarla öldürüldüğü, kıyma makinelerinden geçirildiÄŸi, asfaltlara gömüldüğü haberleriyle bu depolar ve depolarda bulunan silahlar arasında baÄŸlantı da kurulmuÅŸ, DP ve Menderes’in “özel ordu” kurduÄŸu bile iddia edilmiÅŸtir. Darbenin ilk günlerdeki bu haberler, bir darbenin, ülkenin dış güvenliÄŸi açısından ne gibi tehdit ve tehlikelere yol açacağının da delilidir.
KIBRISLI YÖNETİCİLERE BAKIŞ
27 Mayıs’ın Kıbrıslı yöneticilere bakışı da problemlidir. Çünkü Kıbrıs Türk Cemaati Lideri Dr. Fazıl Küçük, DP Hükümeti’nin Kıbrıs politikasını ve TMT’nin çalışmalarını yakından bildiÄŸi için darbeye sıcak yaklaÅŸmamış, “Menderes’in suçlu olduÄŸuna inanmıyorum” demiÅŸ ancak baskılar neticesi darbeyi tebrik mesajı çekmiÅŸtir. O dönem basın, darbenin üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine raÄŸmen bile Küçük’ün peÅŸini bırakmamış, kritik durumdaki Kıbrıs Türklerinin liderini tahkir edici yayınlarına devam etmiÅŸtir. Dr. Fazıl Küçük’ün Menderes ve Zorlu ile ilgili beyanlarının sebebi, Kıbrıs Türk Mukavemet TeÅŸkilatı ve Londra-Zürih AnlaÅŸmaları’dır. Bu konuda birçoÄŸu DışiÅŸleri mensubu birçok yetkilinin Kıbrıs baÄŸlamında Zorlu hakkındaki hatıraları ve müspet ifadeleri malumdur. Kaldı ki bu hususta herhangi bir tartışma da bulunmamaktadır.
TBMM Darbeleri AraÅŸtırma Komisyonu, yayınlarıyla Zorlu’nun idamına az ya da çok katkıda bulunmuÅŸ, sebep olmuÅŸ dergilerden KÄ°M’in önemli ismi Orhan Birgit’in bu husustaki bilgisine müracaat etmiÅŸ ve ÅŸu cevapları almıştır.
“CENGÄ°Z YAVÄ°LÄ°OÄžLU (Erzurum) – Åžimdi, siz, Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti kanalıyla Menderes’le görüşmüşsünüz zaten.
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Hayır, ben görüşmedim, Hikmet Bey görüşmüş.
CENGÄ°Z YAVÄ°LÄ°OÄžLU – Ama Menderes ve Zorlu’nun Kıbrıs için yaptıklarını o dönemde biliyorsunuz.
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Biliyorum.
CENGÄ°Z YAVÄ°LÄ°OÄžLU – Yani onunla ilgili bilgileriniz var. Fakat buna raÄŸmen Menderes ve Zorlu hakkındaki yazılarınız, o dönemde biraz sert eleÅŸtirileriniz var.
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Tabii.
BAÅžKAN – Yaptıklarını bildiÄŸiniz hâlde -Kıbrıs’la ilgili olarak soruyorum- bu sert yazılarınızın…
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Sayın milletvekilim, Kıbrıs olayında Fatin Bey’in büyük zahmetleri daha sonra öğrenildi zaten. Kahramanca, bugünkü Kıbrıs’ın yaratılışında isimsiz kahramandır bence o. Silahlandırmış, bilmem ne yapmış.
BAŞKAN - O dönemde bilinmiyor muydu?
ORHAN BÄ°RGÄ°T - Ben ÅŸahsen bilmiyordum, kamuoyu da bilmiyordu, bilmesi de doÄŸru deÄŸil. Onu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin DışiÅŸleri Bakanı gizli bir ÅŸekilde yapmış tabii Rumlara ve kamuoyuna karşı. Yani onu bilmek mümkün deÄŸil. Ama benim yani Fatin Bey’le herhangi bir ÅŸeyim olmadı. Ben, gazeteci olarak bugün herhangi bir parti liderini nasıl eleÅŸtiriyorsam onların da gördüğüm hatalarını o ÅŸekilde eleÅŸtirdim. Bana göre hatadır, sübjektif olabilirim, objektif olabilirim, baÅŸka; gazeteciyim ben”.
Komisyonun Seferberlik Tetkik Kurulu ve Kıbrıs Türk Mukavemet TeÅŸkilatı ile ilgili sorduÄŸu sorular ve Birgit’in verdiÄŸi cevaplar da ÅŸu ÅŸekildedir:
“BAÅžKAN - Seferberlik Tetkik Kurulu’yla bir bağınız, bir ilginiz var mı?
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Hayır, haÅŸa! Seferberlik Tetkik Kurulu’nun yerini bile bilmezdik, sonra öğrendik.
BAÅžKAN - Kıbrıs Türk Mukavemet TeÅŸkilatı’nın faaliyetleri hakkında bir bilginiz var mı?
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Hayır, yok, onu da sonra öğrendik. Ä°ÅŸte bu seferberlik, silah çıkarmışlar o zaman, bilmem ne olmuÅŸ filan.
AHMET TOPTAÅž (Afyonkarahisar) – Bir saniye, burada bir ÅŸey sorayım. “Seferberlik Tetkik Dairesi’nin yerini sonra öğrendim.” dediniz.
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Evet.
AHMET TOPTAÅž – Hangi vesileyle öğrendiniz? Nerede?
Kıbrıs Türk Cemaati lideri Dr. Fazıl Küçük darbeye sıcak yaklaÅŸmamış, “Menderes’in suçluluÄŸuna inanmıyorum” demiÅŸ ancak baskılarla darbeyi tebrik mesajı çekmiÅŸtir.
ORHAN BÄ°RGÄ°T – Yeni yeni öğrendim. Ankara’da Amerikan Yardım Kurulu’nun yanındaymış. Yani Seferberlik Dairesi’nin ne iÅŸ yaptığını bile anlayamıyoruz ki. “seferberlik” deyince, siz zannediyorsunuz ki, bir savaÅŸ anında bilmem ne yapar. Sonradan, rahmetli Ecevit’in anlattığı bize, Gümüşhane yahut Bayburt civarında bir emekli albay veya yarbayın Bülent Bey’e “Ben Seferberlik Dairesi’nde görevliyim. Biz silahları, cephaneleri gömeriz. Bir savaÅŸ anında, Allah korusun, ordumuz geri çekilir, dağılırsa burada halk mukavemeti için bu silahları çıkarttıracağız. Bunun için de buralarda bizim insanlarımız vardır.” dediÄŸini ve onların sonradan birtakım vurucu kuvvetler olarak suikastlarda falan kullanıldığını o ÅŸekilde öğrendim yani partide” [Esin, Devrim ve Demokrasi Bir 27 Mayısçının Anıları, s.159.]
Henüz yorum yapılmamış.