Sosyal Medya

Aile YaÅŸam

Çocuk, ahlak ve gelecek - Şenol Kaluç

Çocuklarımız hepimiz için çok kıymetli. Genelde şimdiki çocukların bize göre çok daha şanslı olduğunu düşünüyoruz.



Ebeveynler olarak onları çocuk sevgisi ile büyütüyor, imkânlarımız oranında şımartıyor ve yollarını açmaya çalışıyoruz. Bir yandan kendi maÄŸduriyetlerimiz ya da ezikliklerimizi yaÅŸamasınlar isterken diÄŸer yandan bazen bencilce yapamadıklarımızı onların gerçekleÅŸtirmesini istiyor ve “çocukluklarını yaÅŸamalarına” yeterince izin vermiyoruz.
 
Onlar için en iyisini isterken bazı çok önemli şeyleri ise göz ardı ediyoruz. Çocuklarımızın yaşanılan toplumun bir parçası olduğunu unuttuğumuz gibi gerçek dünyanın da nasıl bir yer olduğunu öğrenmelerine izin vermiyoruz.
 
***
 
Bugünün yetiÅŸkinleri, dünün çocuklarına –istisnalar kaideyi bozmaz- daha küçük yaÅŸlarda büyük görev ve sorumluluklar yüklenilmiÅŸti. Erkekler ileride evin erkeÄŸi, ailenin koruyucusu, anne-babaların gelecekleri; kızlar ise annelik rolüne hazır, evi diÅŸi kuÅŸun yaptığı ve bir kadının birçok görevi olduÄŸu bilinciyle yetiÅŸtirilirdi. Meslek edinebilmek ve iyi bir hayat yaÅŸayabilmek için pek çok emek harcanması ve gerçek hayatın ne denli acımasız olduÄŸu öğretilirdi. Kurgulanmış hayatlarımızın rolleri daha baÅŸtan belirlenmiÅŸti ve sosyo-ekonomik ÅŸartlar bu rollere göre erkenden büyümemize yol açıyordu. Bugün ise tersine meslek edinme yaşı neredeyse otuzlu yaÅŸları bulmakta.
 
Ya bugün? Bazıları çocuklarını yarış atı gibi sınav maratonlarına hazırlarken bazıları da göze göz, diÅŸe diÅŸ dünyasında “kendini kimseye ezdirme” mottosuyla basit adabı muaÅŸeret ve ahlak kurallarını dahi göz ardı ederek yetiÅŸtiriyor. Bu nedenle de gençler çevreleriyle iliÅŸkilerini üretilen bu çarpık deÄŸerler üzerinden inÅŸa ediyor ve her daim arkalarında ebeveynlerini bulacakları ve bir hata varsa da baÅŸkalarında olduÄŸu inancıyla büyüyor. Hayatta karşılaşılabilecek basit engeller dahi psikolojilerini kolayca bozup hayal kırıklığına uÄŸratabiliyor. Basit sözlü bir uyarı bile onlar için -modern zamanların en büyük kaçışlarından birisi- “psikolojilerini bozma” potansiyeli taşıyabiliyor. Yarıyıl tatili ile birlikte gazete ve haber bültenlerinde “not yüzünden …” haberleri kendine yer bulurken, kıymetli uzmanlarımız da ailelere çocukları ile ilgili tavsiyelerde bulunuyorlar.
 
***
 
Çocuklarımız her ÅŸeyi hak ediyor ama bu hak ediÅŸin de biraz adil olması gerekmez mi? Hayatta emek harcanmadan hiçbir ÅŸey elde edilemezken her ÅŸeye sadece bir söz ile eriÅŸen ve hep adına birileri tarafından karar verilen çocuklardan yarın tek baÅŸlarına baÅŸarılı olmalarını, özgür ve doÄŸru tercihlerde bulunmalarını beklemek doÄŸru mu? Daha önemlisi, çoÄŸunlukla hiçbir sorumluluk yüklen(e)meyen bu çocuklar ahlaki bir tutum geliÅŸtirebilirler mi? Ebeveynler olarak ÅŸahsi sorumluluklarımızın yanında mevcut eÄŸitim sisteminin de sınıf tekrarını mucizelere bıraktığı, öğrencinin hem kiÅŸilik geliÅŸimi hem de geleceÄŸini inÅŸasının tesadüflere bırakıldığı bir düzende çocuklara “Siz neden böylesiniz?” sorusunu sormaya hakkımız olabilir mi?
 
***
 
Bu nedenle eÄŸitim-öğretim ve müfredat tartışmalarını dindar ya da Kemalist vs. bir nesil yetiÅŸtirme tartışmalarına boÄŸmak yerine ‘genel-geçer ortak ahlaki deÄŸerlere sahip bir nesli nasıl inÅŸa edebiliriz’i de düşünmek gerekiyor.
 
Ahlak ile din ve ideoloji arasında bir ilişkinin olması doğal ancak bunların ahlaklı bireyler olmak için tek başına yeterli olmadığı da bir gerçek. Eğer yeterli olsa idi bugün ülkemizde ve dünyada yaşanan pek çok problemin hiç yaşanmaması gerekirdi.
 
Basit bir örnek verecek olursak, trafikte kurallar çok açıkken bile bu kurallara toplum olarak uymakta zorlanıyor ve gereken saygıyı birbirimize gösteremiyorken dindar ya da seküler olmamızın ne önemi var ki?
 
Gündemimizi başkanlık tartışmalarından sıyırıp biraz da buralara yoğunlaştırsak ve evet-hayır cenahlarından bu tür konularda ne tür çözüm yolları önerdiklerini duysak iyi olmaz mı?
 
KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.