Sosyal Medya

Kürsü

İslamcılığın iflası mı? - Ayşe Böhürler

!!İslamcılık” meselesine nereden ve nasıl bakılacağına dair bizzat hareketin içindeki kişiler bile ortak bir tanım getirememişken, “İslamcılık yükseliyor” deyip ardından “iflas etti “ demek safsatadan başka bir şey değil.



Bu konularla geçmiÅŸten beri hemhal olmuÅŸ ve bir avuç kalmış arkadaÅŸ grubu olarak biz bile ortak bir tanımda buluÅŸamıyoruz. Siz koskoca Türkiye'yi ve de Ä°slam alemini bir varsayın. Bu nedenle yıllardır dışarıdan tanımlayanların “vay yükseldi, vay baÅŸarısızlığa uÄŸradı, vay yenildi” tarzı baÅŸlıklarına hep bir itidalle ve 'sathi kanaat' olarak bakarım. Bu sefer de RuÅŸen Çakır'ın yazısına böyle baktım.

Elbette konu derin, bir köşe yazısına sığmaz. DeÄŸerlendirmelerin sabırla dinlendiÄŸi, laf sokma kaygısı taşımayan, egoları tatmin etmekten uzak tartışma platformlarına ihtiyaç var. Bu çerçevede Gannushi'nin açıklamaları da önemli bir yol gösterici olabilir. Gannushi, Ä°slamcı hareketin 80'li yıllarda Hasan El Benna'nın “siyaset, devlet yönetimi ve Ä°slam'ı birlikte gören” tezlerini savunduÄŸunu bugün ise bunu terk etmenin zamanı geldiÄŸini, En Nahda'nın Ä°slami parti misyonunu bırakması gerektiÄŸini söylüyor. “Modern bir devlet ideolojiler, büyük sloganlar ve politik çekiÅŸmeler üzerinden deÄŸil; pratik programlar üzerinden yönetilir.

Bu öneri “kimlik siyasetinin terk edilmesi” anlamına da geliyor. Ayrıca “Ä°slamcılık” mevzunun bittiÄŸine deÄŸil siyaset bagajından kurtularak diriliÅŸine de iÅŸaret edebilir.

MÃœHENDÄ°SLÄ°K VE CÄ°HADÄ°ZM”

Radikalizm unsurlarını dünya uzun süredir tartışıyor, biz ise bu konuya yeni başladık.

Mühendislik ve Cihadizm” bu konuda saha araÅŸtırması içeren en iyi kitaplardan birisi. Bu kitabı öneren ise “kimler, hangi saiklerle radikalleÅŸip, teröre yöneliyor” sorusuna cevap oluÅŸturan raporlar hazırlayan bir saha araÅŸtırmacısı. Özellikle üniversitelerde 'radikalizmin dinamiklerini' Ã§alışıyorlar.

Dünyada olduÄŸu gibi Türkiye'de de (Reina saldırısı faili de fizik mezunu) PKK dahil olmak üzere terör örgütlerinin en gözde militanları fen bilimleri mezunları arasından çıkıyor. Bunların arasında sosyal bilimci yok. “Bu kadroların içinde en çok tıp fakülteli var” tespitini duymak beni ayrıca çok ÅŸaşırttı. DiÄŸer taraftan örgütler de “benzeri okullardan eleman devÅŸirmeyi” tercih ediyormuÅŸ. Bu araÅŸtırmacıların 'Ä°mam Hatip Liseleri'nde IÅŸid'çi yetiÅŸiyor' iddiasına cevapları şöyle oldu: “Türkiye'de 1000 civarı imam hatip okulu var. Random metoduyla yaptığımız çalışmalarda radikalizm ve ÅŸiddete kayma ihtimali en düşük profil buradan çıkıyor. Kaldı ki bu okulların ilk 100'ü dışında kalanların Teog sınav puanları 200 ve altı. Yukarıdaki kitap baÅŸlığına dönecek olursak bu profil buradan çıkmaz.”

Mustafa İslamoğlu ve benzerlerinin bu konudaki mesnetsiz ve sorumsuz iddiaları, İslami kesimin içinde ortaya çıkan sataşmalar en çok İslam'a zarar veriyor.

1950-1985 ARASI CIA'NIN GÖZÜNDEN TÜRKİYE

CIA'in zaman aşımı nedeniyle yayınladığı 9 bin belgenin incelenmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye ile ilgili 1500-1600 belge var. 12-13 bin sayfayı şöyle bir alt üst eden birisi çıkar mı acaba. Belgelerde İhvan'dan İlim Yayma Cemiyeti'ne, Abdurrahman Zapsu'ya birçok kişiye ilişkin istihbarat var. Diğer taraftan Hizmet-Gülen vs. isimlerine ilişkin bir bilgi yok gibi görünüyor. Özenle ayıklanmış olma ihtimali yüksek.

DÜŞ İŞLERİ BAKANLIĞI OLSA

Bu kavram yazar arkadaşım ÇiÄŸdem Tavkul'a ait. Geçenlerde keÅŸke “Düş Ä°ÅŸleri Bakanlığı” olsa neler neler olmazdı diye bir soru attı ortaya. Bu soruyla, yüzlerce öneri peÅŸ peÅŸe geldi. O önerilerin içinden küçücük bir iki notu paylaÅŸacağım.

Onlar da bu hafta dikkat çeken hepimize 'yine mi, üüüf' dedirten yazılar.

Mesela Düş İşleri icraatları arasında, yazılardan klişelerin kaldırılması olsa!

Dünyanın ya da Avrupa'nın birincisi ya da neyincisi… olduk” gibi... Ya da bizim mahalle yazarlarının 2003'den beri Ahmet Hakan'a çakması ve de bunun haberleÅŸtirilmesi gibi… Bir de buna “amiral gemisi“ kliÅŸesini de eklemek lazım. “Hürriyet /amiral gemisi” deyince paylaÅŸmak istedim. Nuray Yıldız'ın yazılarını beÄŸenerek okuyorum. Dünkü yazısında “amiral gemisi' için düştüğü nota çok güldüm. “Amiral gemisi”nde olanların bir anlamı var mı? Esasen ortada okyanus da olmayınca “gemi” metaforu da gereksiz.” Essahtan ortada “okyanus var mı ki amiral gemisi” olsun!

Düş Ä°ÅŸleri Bakanlığı ya iÅŸte! Mesela, “insanların metalaÅŸtırılmasına” engel olsa, ”kullan-at” mekanizmasını külliyen kaldırsa. “EGOLOJÄ°KDENGEYÄ°” baÅŸkasını ezmeden koruyacak icraatlar yapsa… Düş iÅŸte neden olmasın!

YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.