Sosyal Medya

Güncel

Kenan Alpay: Dünün dalkavukluğu bugünün trolüne, eskinin psikolojik harp elemanı bu dönemin pelikanına evrilmiş durumda

İktidarın, kudretin düşmandan çok dost görünümlü unsurlar eliyle çürütüldüğü kimse için sır değil. Hükümetleri zaaf düşüren unsurlar arasında düşmanın niteliğinden çok dost ve yakın çevrenin niteliksiz pozisyonları belirleyici olmakta. Tarihi tecrübe bu meseleyi defalarca teyid eden örneklerle doludur.



Son dönemde Türkiye kamuoyunu daha çok meşgul eden, stres ve kaygı kaynağı olan kimi aktör ve çevrelerin oluşturdukları atmosfer sebebiyle etkin bir biçimde analiz edilmesi gerekiyor. Ergenekoncu ve Fethullahçı cuntaların davranış biçimlerini yeniden tanımlayıp hayata geçirmeye hevesli kimi çevreler ve şebekeler maalesef epeyce bir mesafe kat ediyor. Salı günkü yazımızda gündeme getirdiğimiz, Fuat Uğur ve Cem Küçük tarafından vizyona koyulan rezalet ne yenidir ne de tekil bir örnektir. Gazetecilikle tetikçiliği, haysiyet cellatlığını, psikolojik harp elemanı olmayı şahsi hesapları için birbirine karıştıran hastalıklı karakterler esasen sadece siyaset adına değil bütün bir toplum adına ölümcül düzeyde tehdit oluşturmaktadır.
 
Kuralsızlar Çünkü Egoistler
 
Bizim kitabımızda ve örfümüzde kavganın da düşmanlığın da bir ölçüsü, çerçevesi vardır. Fakat kitabın ve örfün meÅŸru sınırlarını çiÄŸneyen, siyaset ve toplumu söküp atmak için mücadelesini verdiÄŸi çirkin davranış ve iliÅŸki biçimlerine sürüklemeye ahdetmiÅŸ kimi troller deÄŸerlerimizi baÅŸkalaÅŸtırmak üzere seferberlik ilan etmiÅŸ durumdalar. Dünün dalkavukluÄŸu bugünün trolüne, eskinin psikolojik harp elemanı bu dönemin pelikanına evrilmiÅŸ durumda. Sorarsanız “her ÅŸey vatan için, millet için ve ErdoÄŸan adına” yapılıyor. Ancak ortalığı ahlak ve hukukla, akıl ve gerçekle telif edilmesi mümkün olmayan karanlık operasyonlar kaplamış, ülkenin üzerine bir karabasan gibi çökmek üzere hazırda bekliyor.
 
Evvelden bu yana CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a bu toplumun güven ve sevgisi, AK Parti Hükümeti’ne olan destek ve duygudaÅŸlığının elbette çok boyutlu sebepleri var. Ancak bu boyutlar içinde gazetecilerin yeri neredeyse sonlarda yer tutar. Hiç kimse, hiçbir kurum ve çevre kendisini merkeze koymaya kalkışmasın. Toplamın bir parçası olarak bir yerde pay sahibi olmayı küçümsemiyorum elbette. Lakin birileri kendilerini hadlerinden, katkılarından ve hak ettiklerinden çok çok daha üstlerde göstermenin telaÅŸesini yaşıyorlar ve bu durum aÅŸikâr.
 
Kestirmeden söyleyelim: Emin ÇölaÅŸan, UÄŸur Dündar, Can Ataklı, Yılmaz Özdil, Mehmet Baransu, Nazlı Ilıcak gibi karakteri biraz botokslayarak, makyajlayarak bizim mahallenin gazete ve televizyonlarına taşınan niteliksiz ve ahlaksız gazeteciler eliyle kimse bu dönemi zehirlemeye kalkışmasın. Ãœlkenin güya “AK Parti ve ErdoÄŸan sevgisiyle ne yapacağını ÅŸaşırmış” maskeleri takarak “yandaÅŸ Sözcü ve yandaÅŸ Cumhuriyet” gibi yayın organlarına hiç ama hiç ihtiyacı yok. Modifiye edilip piyasaya sürülen ahlaksız karakter ve kurumlar en büyük bela ve musibettir.
 
Bir dönem ErtuÄŸrul Özkök yönetiminde Hürriyet Gazetesi’nin yürüttüğü psikolojik savaÅŸ manÅŸetlerini bu bünyenin kaldırabilmesi de tahammül edebilmesi de mümkün deÄŸildir. Esasen bu iÅŸleri yapanlara bakılınca 12 Eylül ve 28 Åžubat dönemlerinde Kemalist cuntaya karşı direnen isimleri hiç görmeyiz. Çünkü onlar iktidarın deÄŸil adaletin, menfaatin deÄŸil mücadelenin yanında saf tutuyorlar.
 
Kraldan çok kralcılık yapanlar hemen her dönem sorundur. Bu dönemde de bu müptezel karakterlerin öne çıkmış olması ÅŸaşırtıcı deÄŸil. Tabii nereye ve ne zamana kadar bu sonradan görmelerin, her dönemin adamı fırsatçıların iklimi kirletmesine müsaade edilecek sorusu önemlidir. Daha düne kadar Fetullahçı cunta ve iÅŸbirlikçisi sol-liberal çevrelerle ahbap-çavuÅŸ iliÅŸkisi yürütüp her türlü operasyonel hizmeti sunanların bugün ahlaki ve siyasi duruÅŸlarıyla maruf kimi gazeteci ve kurumları kirletmeleri basit bir mevzu deÄŸil. Uzun bir dönemdir YeniAkit’i kirletmeye kalkışanları biliyoruz, Ä°HH ve Haksöz’ü itibarsızlaÅŸtırmaya kalkışanları tanıyoruz. Etyen Mahçupyan’ı Hrant Dink cinayetiyle, Yıldıray OÄŸur’u Fetullahçı cuntayla ilintilendirmek üzere tuzak kuranları görüyoruz. Ä°slami ve insani, ahlaki ve hukuki kaygılarla hareket etmiyorlar, çünkü böyle bir kimlikleri hiç olmadı.
 
Yeni Türkiye bu hastalıklı karakter ve örgütlerden arındırılırsa saÄŸ selamet özlediÄŸi sahile varabilir. Ergenekon ve Fetullahçı cuntaları tasfiye ettikten sonra onlardan daha niteliksiz fakat daha hırslı hastalıklı karakterlere fırsat tanınamaz. Rehberimiz Sun Tzu deÄŸil ki, ‘SavaÅŸ Sanatı’dır diyerek, “düşmanlarımıza karşı yanımızda aÅŸağılık adamlar tut”alım. Alameti farikamız çalışkanlığımızdan öteye ahlakımızdır, dosta düşmana telkin ettiÄŸimiz güven duygumuzdur. YandaÅŸa deÄŸil dosta, türlü maskeler takan tetikçilere deÄŸil adalete ve merhameti kuÅŸanmış arkadaÅŸlara muhtacız. 
 
Toplumsal iÅŸleyiÅŸin kanunu her zaman aynıdır: Dalkavuklar, troller, menfaat ÅŸebekeleri siyaset ve toplum için selametin deÄŸil rezaletin, çürümüşlüğün, kokuÅŸmuÅŸluÄŸun habercisidir. Bu hastalıklara mücadelede siyaset kurumu da toplum da daha duyarlı olmak durumundadır. 
 
Birey ve toplum için olduğu gibi siyaset için de ahlak, merhamet ve kanaat en büyük hazinedir. Kardeş kılar, safları sıklaştırır ve bereket celbeder. Hırs, haset ve açgözlülük ise fitne oluşturur, düşmanlık üretir ve yoksunluğa sebep olur. Zaman hızla ilerliyor; bazı yanlışları ve kötücül tipleri silip atmakta, iyilikleri çoğaltmak ve nitelikli insanları çakalların maskaralaştırmasına fırsat vermemek hususunda elimizi çabuk tutmalıyız.
 
YENÄ° AKÄ°T

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.