Güncel
Kılıçdaroğlu, Bahçeli'yle yaptığı görüşmeyi anlattı
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Çarşamba günü MHP lideri Bahçeli'yle yaptıkları anayasa değişiklik teklifiyle ilgili görüşmenin detaylarını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Sayın Bahçeli bir söz vermiş ve sözünün arkasında duruyor. Ben de illâ 'görüşünü değiştir' diye bir öneri götürmedim. Bu anayasa değişikliğinin Türkiye'ye bir felâket getireceğini kendi açımdan, bütün ayrıntılarıyla ortaya koydum. Takdir Sayın Bahçeli'ye ait" dedi.
Fox Tv'ye konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle Meclis'te Çarşamba günü yaptıkları görüşmenin detaylarını anlattı. "Görüşme nasıl geçti?" sorusuna Kemal Kılıçdaroğlu, "Görüşme gayet güzel, samimi bir ortamda geçti. Herhangi bir sorun yok ama bizim çocuklarımıza, tarihe, Türkiye'ye karşı sorumluluğumuz var. Türkiye'de bir anayasa değişikliği yapılıyor ve çok temel bir değişiklik, rejimi değiştiriyoruz, başka bir rejime geçiyoruz" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, "Rejim değişiyor mu?" sorusu üzerine ise, "Değişiyor, parlamenter demokratik sistemden başkanlık sistemine geçiyoruz. Bu rejim değişikliğidir. Parlamenter demokratik sistem var bizde ama iki yıldır uygulanmıyor, 'Fiili durum var' deniyor, anayasa ihlâl ediliyor. Onun yerine diyorlar ki 'Fiili durumu yasal duruma getirelim, bunun için ne yapmamız gerekiyor, anayasayı değiştirmemiz gerekiyor.' Dolayısıyla anayasa değişikliğiyle rejimi değiştirip, parlamenter demokratik sistemden başkanlık sistemine geçmek istiyorlar" dedi.
"Bahçeli'ye ne dediniz?" sorusuna ise CHP lideri şu yanıtı verdi:
"Önce biraz sohbet ettik, malûm ikimiz de Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesi mezunuyuz. Biraz ortak geçmişimizden bir anlamda söz ettik. Daha sonra doğrudan doğruya anayasa değişikliğiyle ilgili kaygılarımı Sayın Bahçeli'yle paylaştım. Anayasa değişikliği konusundan, yapılan uygulamaların, getirilen düzenlemelerin bizim açımızdan sakıncalarına değindim ve ayrıntılarına girdim. Sayın Bahçeli'ye bütün bu ayrıntıları aktardım."
"Parlamenter demokratik rejimden neden vazgeçiyorsunuz?"
Kılıçdaroğlu bunları aktarmanın görevi olduğunu belirterek, "Benim tarihe, ülkeme, çocuklarımıza karşı sorumluluğum var. Bu kadar temel bir değişikliğin, bir anayasa değişikliğinin Parlamento'dan güle oynaya geçmesi gerekirken, kavgayla geçiyorsa, bunun altında derin bir sorun var demektir" ifadelerini kullandı.
"Bahçeli'nin, 'TBMM'de yaşanan gerginlik havasının, referandumda halka da yansıyabileceğini' söylediğinin" hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, "Yansıyacaktır mutlaka. Siz, parlamenter demokratik sistemden ya da parlamenter demokratik rejimden neden vazgeçiyorsunuz? Hangi gerekçeyle vazgeçiyorsunuz" karşılığını verdi.
"Siz kaygılarınızı dile getirdiğinizde Bahçeli ne dedi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bu bölümlere girmek istemediğini, özel bir görüşmeyle ilgili Bahçeli'nin yanıt verebileceğini belirtti.
"Türkiye'yi felâkete sürükleyeceği aklı başında olan herkesin bileceği bir gerçek"
"Bahçeli, anayasa paketini savundu mu?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
"Sayın Bahçeli bir söz vermiş ve bu sözünün arkasında duruyor. Ben de 'illâ görüşünü değiştir' diye özel bir öneri götürmedim. Ben bu anayasa değişikliğinin Türkiye'ye bir felâket getireceğini kendi açımdan, bütün ayrıntılarıyla ortaya koydum. Dolayısıyla takdir elbette ki Sayın Bahçeli'ye aittir. Görüşü değerlendirmek, benim görüşüme itibar edip etmemek, Sayın Bahçeli'nin takdirindedir. Ama bu yapının, anlayışın, anayasa değişikliğinin Türkiye'yi bir felâkete sürükleyeceği aklı başında olan herkesin bileceği bir gerçektir."
Kılıçdaroğlu, "Bahçeli'nin anayasa değişikliğine desteğinin neden olduğunu anlayabildiniz mi?" sorusu üzerine, Bahçeli'nin, "Bir fiili durum var, o fiili durumu hukuki duruma kavuşturmak" sözlerini hatırlattı.
"Nerede çift başlılık var?"
"Bahçeli nasıl bir lider?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Zor bir soru. Bir liderin elbette ki partisinin iktidar olması için çaba harcaması son derece doğaldır ve böyle olması lâzım. Ama bir liderin aynı zamanda Türkiye'ye karşı sorumlulukları vardır. Bizim parti programlarımız, seçim beyannamemiz var, halka verdiğimiz vaatler var ve liderlerin kendi içindeki tutarlılıkları çok önemlidir. Büyük Türkiye idealiyle yola çıkıyorlarsa ben isterdim ki gönlümden geçen şudur: Sayın Bahçeli parlamenter demokratik sistemdeki ısrarını sürdürebilseydi ve şunu söyleyebilseydi, 'Arkadaş, siz parlamenter demokratik sistemden neden şikâyet ediyorsunuz? 14-15 yıldır tek başına iktidarsınız, kim geldi size engel oldu? İstediğiniz kanunu çıkarıyor musunuz? Çıkarıyorsunuz. İstediğiniz kararı alıyor musunuz? Alıyorsunuz. Bakanlar Kurulu'nda yabancı birisi var mı? Hayır. Bir koalisyon var mı? Hayır. İstikrar istikrar dediniz, geldiniz tek başınıza 15 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz. Şimdi ne oldu da birden bire bir gün kalktınız dediniz ki 'Efendim çift başlılık olmaz.' Nerede çift başlılık var? Erdoğan bir şey söyledi de Binali Bey itiraz mı etti?"
"Bir partinin genel başkanı tarafsız olamaz"
Kılıçdaroğlu, yapılan değişiklikle bütün yetkilerin bir kişiye verildiğini savunarak, bir partinin genel başkanı olan bir kişinin "tarafsız davranacağına" dâir TBMM'de ant içeceğini belirtti. Bir partinin genel başkanının tarafsız olamayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "tarafsızlık" sözünün sadece herkesi temsil eden cumhurbaşkanında olduğunu hatırlattı.
"Başbakan Yıldırım'ın anayasa değişikliğiyle ilgili, 'Ben de isterdim toptan itirazcı olmak yerine CHP gelsin, madde itirazlarını yapsın, hayırlarını da söyleseydi ortak nokta bulsaydık' dedi. Bu size nasıl geliyor?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, "Samimi değil" ifadesini kullandı.
TBMM Başkanı İsmail Karaman'ın "Bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuracağız" sözleri üzerine, kendisine bir mektup yazarak, "Parlamenter demokratik sistemi güçlendireceksek, Türk hukuk sistemini, darbe hukukundan arındıracaksak biz varız" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemine karşı olduklarının altını çizdi.
El ele fotoğrafın hikâyesi
Kılıçdaroğlu, TBMM'de anayasa değişikliği teklifinin 2. tur görüşmelerinde Çarşamba günü çekilen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün el ele fotoğrafının gösterilmesi üzerine, "Bu fotoğrafın öyküsü şu, ben oyumu kullandım geliyordum. Levent Bey, Adalet Bakanı'na dönerek 'Sayın Bakan neden açık oy kullandınız?' Sayın Bakan da Levent Beyin elini tutarak, 'Açık oy kullanmadım, ne oyu kullandığımı siz de biliyorsunuz' dedi. Bu anda çekilmiş bir fotoğraf" ifadelerini kullandı.
"Kavga mı edelim?"
"Başbakan Binali Yıldırım'la muhalefet kulisinde çay içmesinin eleştirildiğinin" hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, "Muhalefet kulisine Sayın Başbakan gelmiş, ben tam içeri girerken o da girdi. Şimdi biz yani kavga mı edelim? Bir anlamda bizim misafirimiz, muhalefet kulisine gelmiş oturup çay içildi. Çay içilmesi bile bir eleştiri konusu oluyorsa, AKP hükümetinin Türkiye'yi hangi noktaya getirdiğini oturup düşünmemiz lâzım" dedi.
"Milletvekilleri kontrol ediliyor"
"Cumhurbaşkanları devletin sigortasıdır. Şu anda bu çıkarsa, Türkiye Cumhuriyeti'nin sigortası olmayacak. Sigortası her an atabilir" diyen Kılıçdaroğlu, devletin uyum içerisinde çalışmasını sağlayacak tek organın Cumhurbaşkanlığı olduğunu belirtti.
"Oylamalarda 330'un altına düşme ihtimali var mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Her an düşebilir. Eğer ellerini vicdanlarına koyup, eşlerine, çocuklarına, mahallenin bakkalına sorsunlar yeter. 'Arkadaş sen tarafsız bir cumhurbaşkanı mı istiyorsun, yoksa taraflı bir cumhurbaşkanı mı istiyorsun?" karşılığını verdi.
TBMM'de açık bir oylamanın yapıldığını savunan Kılıçdaroğlu, "Bire bir kontrol ediliyor, Sayın Davutoğlu, Sayın Cemil Çiçek dahil pek çok AKP milletvekili tek tek kontrol ediliyor. Diğer milletvekillerinin kullandıkları pullar ellerinden alınıyor, 'Sen oraya beyaz attıysan, yeşille kırmızıyı getir bakalım' diye" ifadelerini kullandı.
"Gâzilik unvanı elinden alınıyor"
"Teklifte bir bölünme riski var mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Var tabii. Cumhurbaşkanı bir kararnameyle birçok ili kapsayan düzenleme yapabiliyor. Örneğin bütün Trakya'da, Kırklareli, Tekirdağ ve Edirne'yi tek il yapabilir. Vatandaş bundan çekinmez mi?" değerlendirmesini yaptı.
"Koalisyona karşı ama yukarıda koalisyon kuracak"
"Nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bütün bu gerçekleri köy köy, kasaba kasaba vatandaşa anlatacaklarını belirtti.
AK Parti ve MHP arasında koalisyon olacağı iddiaları ve Devlet Bahçeli'nin bu konudaki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, "Koalisyona karşı ama yukarıda koalisyon kuracak" değerlendirmesini yapan Kılıçdaroğlu, MHP'nin bir "evet" kampanyası yürüteceğini düşünmediğini aktardı. Kılıçdaroğlu, "AKP'liler ne söyleyeceğini biliyor ama MHP ne diyecek?" ifadesini kullandı.
Nutuk'u herkesin okumasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Biz bu anayasa değişikliğiyle geleceğimize, tarihime ihanet ediyoruz. Yazık günâhtır. Bu ülke bu kadar savrulamaz. Bir kişi çıkıp da 'ben milli iradeyim' diyemez. Kimsiniz de siz kendinizi milli irade ilân ediyorsunuz?" dedi.
"Baskılara rağmen halk 'hayır' diyecektir"
Kılıçdaroğlu, teklifin bir kişinin egosunu tatmin etmek için yapılan düzenleme olduğunu da savunarak, "Özür dilerim ama bir deli geldi oturdu oraya diyelim. Ülke ne hâle gelir? Hakimi, valiyi, milletvekilini o belirleyecek... Devletin temel omurgası alt üst olacak" dedi.
Halk oylaması olması durumunda ise propaganda koşulların eşit olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, iktidarın bu süreçte her kurumu baskı altına almasının kendilerini endişelendirdiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Bütün bu baskılara rağmen, halk buna kesinlikle 'hayır' diyecektir. Neden? Çünkü halk kendi geleceğini, çocuğunun geleceğini düşünecektir. Bu düzenleme çıksın, hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmaz" dedi.
"Darbeden hükümetin haberi vardı"
Türkiye'nin 140 yıllık bir parlamento geleneği olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, sistemdeki eksikliklerin düzeltilebileceğine işaret etti.
Kılıçdaroğlu, "Ülke zor bir süreçten geçiyor. FETÖ, PKK, DEAŞ, ekonomi zorda. Niye bu değişikliği şimdi yapıyorlar?" sorusuna, "20 Temmuz'da bir darbe yapıldı Türkiye'de, OHAL ilân edildi. 20 Temmuz gerçek darbeydi,15 Temmuz FETÖ'nün kontrollü bir darbe girişimi. Yani bu darbeden hükümetin önceden haberi vardı. 20 Temmuz'da OHAL ilân edildi ve gerçek darbe oluşturulmaya çalışıldı ve bütün koşulları ortaya kondu" yanıtını verdi.
Türkiye'nin baskıcı bir yönetimin içine girdiğini savunan Kılıçdaroğlu, 12 Eylül ve 1971 darbe dönemindeki uygulamaların bugün de geçerli olduğunu iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Neredeyse iki kişi sokakta yan yana yürüyemeyecek. Ne oldu Türkiye'de? Niye bunlar yapılıyor?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Anayasa değişikliğine OHAL rejimi altında gidilir mi? Başbakan 'Bunu tercih etmeyiz demişti" sorusuna, "Başbakanın elinde değil ki. Başbakan, kendi başbakanlığını sonlandırma mücadelesi yapıyor. Başbakan yok ki ortada. Bir kişi var, bir kişi ne derse o oluyor. 'Fiili durum' sözcüğünü kim kullandı en çok? Sayın Bahçeli, sonra Sayın Binali Yıldırım kullandı. Yani bir fiili durum var. Bir kişi var, sarayda oturuyor ve bu anayasaya uymuyor. O zaman ne yapmam gerekiyor? O anayasaya uymuyorsa, anayasayı ona uyduralım" yanıtını verdi.
"IŞİD terör örgütünün listesinde olan da benim"
Suikast iddialarının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, koruma ekibinin gelen istihbaratlar üzerine gerekli güvenlik önlemlerini aldığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, teröre her zaman karşı olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
"PKK terör örgütünün doğrudan hedef aldığı lider benim, doğrudur. IŞİD terör örgütünün listesinde olan da benim. Bunu da gayet iyi biliyoruz biz. Bu da söyleniyor bize. Ama bu bizim inandığımız yoldan dönmemizi sağlamaz. Biz inandığımız yolda yolumuza devam edeceğiz. Teröre karşı duracağız. Terörün bir insanlık suçu olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Bize karşı bu yapılıyor doğrudur, zaman zaman hükümet kanadından bu tür duyumlar bize aktarılıyor."
Kaynak: AA
Henüz yorum yapılmamış.