Kürsü
Reina katilinin katledilme tehlikesi - Rahim Er
Follow @dusuncemektebi2
Yılbaşı gecesinde Ortaköy'deki bir gece kulübünde 39 kişiyi katleden Abdülkadir Mâşerîpov adlı terörist, Esenyurt'taki bir apartman dairesinde yakalandı. Polis ve istihbaratımızın 16 gün gibi kısa bir sürede böyle bir tecrübeli ve tehlikeli cânîyi canlı olarak yakalaması çok yüksek başarıdır.
Katille birlikte biri siyâhî olmak üzere muhtelif memleketlerden 3 kadınla ev sahibi de yakalandı. Teröristin 4 yaşındaki oğlu ise muhafaza altına alındı. Hücre evinde ayrıca 194 bin ABD doları, iki drone ve tabancalar vs bulundu. Teröristin yine küçük olan kızıyla karısı ise daha evvel ele geçirilmişlerdi.
Polis, teröristin saklandığı yeri 4-5 gün evvel tesbit etmesine rağmen hemen baskın yapmayıp burayı bu kadar süre gözetim altında tuttuktan sonra 16 Ocak gece yarısından bir saat kadar evvel harekete geçti ve çarpışmaya fırsat vermeden faili kıskıvrak yakaladı.
Katil, 1983 Özbekistan doğumlu. Doğduğu tarihte SSCB dağılmadığı için Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, henüz devletleşmemişti. Zaten buralarda nüfuslar iç içe geçmiştir. Özbek doğumlu bir Kırgız olduğu anlaşılıyor. Yakalandığı ev de bir Kırgız'a ait. Terörist, Afganistan ve Pakistan'da eğitim görmüş. Bir yabancı ülkede hem de korunan bir mekâna girip bir ânda 39 kişiyi katledecek kadar tecrübeli, ölmeyen mağdurun üstüne tekrar sıkacak kadar gaddar ve kısa sürede kaçıp saklanacak kadar profesyonel ve aranmasına rağmen Zeytinburnu'na gidip oğlunu yanına getirecek kadar da soğukkanlı biridir. Rusça, Çince, Türkçe, Arapça bildiği söyleniyor.
Artık, tereddüde mahal kalmamıştır ki katil, DEAŞ örgütü mensubudur. Bunda şüphe yoktu. Muamma olan, DEAŞ militanlarının bu katliama kadar kendilerini canlı bomba olarak patlatırken bu eylemde teröristin katliamı yaptıktan sonra kaçıp izini kaybetirmesidir. Bu, örgütün yeni bir taktiği midir, yoksa evli olduğu için kendisi mi bu şekli tercih etmiştir? Burası henüz meçhul.
Malum olansa DEAŞ adlı örgütün Haçlı dünyası tarafından hem Müslümanlar ve hem de İslamiyet gözden düşsün diye algı operasyonu unsuru olarak kurulup bölgeye sevk edildiği ve o bünyede yer alan bu gibi çılgın katillerin de özel olarak yetiştirildiğidir. Bazı devletlerle terör örgütlerinin bize karşı iş birliği içinde oldukları saklanamaz bir gerçektir. Eğer bu katil, züğürt bir terörist olsaydı onda değil 197 bin dolar, bin dolar bile zor çıkardı.
Şu para dahi çok şeyi isbata kâfidir.
İsmine asla layık olmayan bu cânî, konuştukça çok hakikatler ortaya çıkacak, çok başkentin uykusu kaçabilecektir. İşte bunu engellemek maksadıyla katili ortadan kaldırmak isterler. Büyük bir başarıya imza atan emniyet ve istihbaratın şimdi bu mes'eleye dair göstereceği en büyük hassasiyet diri yakaladığı teröristi elinde bir ânda ölü bulmamasıdır. Maşa olarak kullanılan katil, konuşmasın diye kendisini kullananlar tarafından öldürülür. Trabzon meb'usu Ali Şükrü Bey'in katili Topal Osman'dan J.F. Kennedy'nin katiline kadar onlarca misal vardır.
Emniyet ve istihbaratımız övgü ve ödüle layıktır. En büyük ödül ise milletin dua ve takdiridir. 15 Temmuz'un baş faillerinden Adil Öksüz, şayet yurt dışına kaçırılmadıysa emniyet unsurlarımız, kazandığı bu yüksek mânevî takviye ile onu da kısa süre sonra yakalayabilir.
Bu meselenin bir de ibretlik tarafı var:
Ortaköy'de o katliamın yapıldığı gece, daha neyin ne olduğu anlaşılmadan kanlar yerde akarken, herkes üzüntü içindeyken bazı düşüncesizler "bir kısım vatandaşların hayat tarzlarına müdahale ediliyor" diyerek küçük politik hesaplarla yazıp-konuşarak bu cinayete hiç farkında olmadan destek vermişlerdi. Bunu yapanlar, ümit ederiz ki ortak mülk ve değerimiz olan vatanımızla istikbalimize kastedildiğini görecek şuuru bugün olsun kazanmışlardır.
Bir gerçek daha var:
Mahkeme, farz edelim ki yargılama sonunda konu mankeni teröristi, öldürdüğü her insana karşılık 39 kere ağırlaştırılmış hapse mahkûm etsin. İyi ama adalet tecelli etmeyecek ki... 39 ağırlaştırılmış mahkûmiyet, bir idâm cezası etmez.
TÃœRKÄ°YE GAZETESÄ°
Henüz yorum yapılmamış.