Sosyal Medya

Coğrafyamız

ABD'den Ankara'ya Suriye yalanları

Obama yönetimi, 2011 başından itibaren Suriye politikasında Ankara’yı defalarca yanılttı. Bunu kimi zaman kendi politikalarından geri adımlar atarak, kimi zaman da Ankara’ya tutmaya niyetli olmadığı sözler vererek yaptı.



Ä°LK AYAKLANMA Ä°LK YARDIM

Suriye'de Mart 2011'de başlayan ayaklanma ülke genelinde çatışmalara döndüğünde, ABD, muhaliflere doğrudan yardım etti ve rejimi devirmek için bölge ülkelerini de harekete geçirdi.

ESED'E İLK ÇAĞRI

Amerika Başkanı Obama, ayaklanmalar başladıktan altı ay sonra, sığınmacı sayısı henüz binlerle ifade edilirken ve iki bine yakın sivil hayatını kaybetmişken Esed'e ilk kez çekilme çağrısı yaptı. "Suriye halkının geleceği kendi halkı tarafından belirlenmeli ve Esed, onların bu yolda gitmesini engelliyor. Suriye halkının iyiliği için Esed'in iktidardan çekilme vakti" dedi.

ANKARA O GÃœNLERDE NE YAPIYORDU?

Amerikan yönetimi bu aylarda Türkiye'ye rejimle temaslarını sürdürdüğü için tepki gösteriyor, rejimin devrilmesi için harekete geçmeye çağırıyordu. Ankara ise o sırada Şam yönetimi ile ülkede kansız bir geçiş dönemi olabilir mi, arayışındaydı.

KRÄ°TÄ°K TARÄ°H: ÅžUBAT 2012 

Yaklaşık bir yıl sonra, 2012 başlarında dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Birleşmiş Milletler toplantılarında muhaliflere daha fazla destek verilmesi çağrısı yapıyordu. 1 Şubat'ta Suriye konulu bir BM toplantısında "'Şimdi önümüzde iki seçenek var, ya Suriye halkıyla dayanışma içerisinde olacağız ya da orada devam eden şiddetin suç ortağı olacağız" diyordu. Yani Amerikan yönetimi rejimin devrilmesine tamamen angaje olmuştu.

OBAMA GERÄ° ADIM ATTI

2011'den itibaren Esed'in çekilmesi gerektiÄŸini açıkça dile getiren Obama yönetimi, sonraki aylarda iÅŸ bunun gereÄŸini yapmaya geldiÄŸinde tereddüt etti. 21 AÄŸustos 2012'ye gelindiÄŸinde ise askeri seçeneÄŸi tek bir durumda deÄŸerlendireceklerini açıkladı: Kimyasal ya da biyolojik silah kullanımı. Obama, Esed rejimine bunun ABD için "kırmızı çizgi" olduÄŸunu net olarak vurguladıklarını söylüyordu.

REJÄ°MÄ°N KÄ°MYASAL SÄ°LAH KULLANMASI

Askeri müdahale için bölge ülkelerini harekete geçirmeye çalışan ancak zaman içinde geri adım atan Washington'ın kırmızı çizgisi de aşıldı. Haziran 2013'te rejim, köşeye sıkıştığı bir aşamada kimyasal silaha da başvurdu.

ABD NE YAPTI?

Pek çok ülke gibi Türkiye de o aşamada Amerikan yönetiminin artık harekete geçeceğini düşündü. Yönetim bu yönde işaretler de verdi. Ancak son anda yine geri adım attı. Rusya'nın Suriye'deki kimyasal silahları ülke dışına çıkarma önerisi de askeri müdahaleye başvurmaktan çekinen Obama'ya geri çekilme imkanı verdi.

REJÄ°M ve RUSYA ARTIK EMÄ°NDÄ°

Hem rejim hem de Rusya, Amerika'nın Şam'daki rejime hiçbir şekilde müdahale etmeyeceğinden emin oldular. O tarihten sonra Rusya'nın rejime desteği arttı ve Suriye'deki manevra alanı genişledi. Suriye sahasını takip eden diplomatların aktardıklarına göre, Obama'nın bu geri çekilişi Ankara'da çok ciddi rahatsızlık yarattı. Zira Washington Suriye politikasında bir kez daha Ankara'yı yüzüstü bırakmıştı.

ABD'NÄ°N GERÄ° ADIMI

Al Jazeera'ye isminin verilmemesi kaydıyla konuÅŸan üst düzey bir Türk diplomat, “O dönem Obama birden yön deÄŸiÅŸtirdi ve ‘barış elçisi' gibi bir rol oynamaya karar verdi” diyerek ABD'nin attığı geri adımı özetliyor. Bunun da sahanın adeta Rusya'ya bırakılması anlamına geldiÄŸini söylüyor.

"ARTIK DÃœNYAYI ABD KURTARMAYACAK"

ABD'li diplomatlar bir süre öncesine kadar Türkiye'yi Suriye sahasında savaÅŸmaya teÅŸvik eden söylemlerde bulunurken ABD'nin “Artık dünyayı Amerika kurtarmayacak” tavrı, Türkiye açısından Obama yönetimine güvenilmeyeceÄŸinin ilk ve en büyük kanıtı oldu.

ABD'DEN IŞİD'E İLK SALDIRI

IŞİD, 2014'te Suriye'de bazı bölgeleri ele geçirmişti. Bu bölgelere Türkiye sınırı da dâhildi. Washington yönetimi, Suriye'de ilk hava operasyonlarını da Eylül 2014'te IŞİD'e karşı gerçekleştirdi.

ANKARA'NIN GÜVENLİ BÖLGE HAMLELERİ

Bu sırada Ankara, Suriye'de bir güvenli bölge oluşturulması için uluslararası topluma uzun süredir çağrı yapıyordu. Muhalefetin içindeki ılımlı grupları da bir araya getirerek eğitmek ve silah yardımı yapmak için Washington'la görüşmeler sürüyordu.

İNCİRLİK ÖNCESİ

23 Eylül'de ABD öncülüğündeki uluslararası IŞİD'le mücadele koalisyonu operasyonlara başladığında, Türkiye henüz İncirlik Üssü'nü açmamıştı. Bunun için bazı şartları vardı.

ANKARA'NIN Ä°NCÄ°LÄ°K ÅžARTLARI

İncirlik açılmadan önce Türkiye'nin en önem verdiği iki şart; Suriye'de güvenli bölge oluşturulması ve muhaliflere ciddi bir destek sağlanmasıydı.

EĞİT-DONAT

Suriyeli muhaliflerin Türkiye'de eğitilmesi ve silah yardım yapılması konusu, 2015 başında sonuca bağlandı. Eğit-donat programı diye adlandırılan program konusunda Mayıs ayında anlaşma sağlandı. Ancak Amerika'nın fazla seçici davranması sebebiyle eğitilen muhaliflerin sınırlı sayıda kalması, eğitilip Suriye'ye geri dönen muhaliflerin silahlarına Nusra Cephesi gibi grupların el koyması sonucu ABD desteği kesti. Belki daha doğru bir ifadeyle zaten bu desteği hiç vermemişti.

"SADECE IŞİD'E KARŞI..."

Eğit-donat programıyla ilgili bir başka sorun da, rejime karşı savaşmak üzere muhaliflerin safına katılmış savaşçılara imzalatılan belgelerde, sadece IŞİD'e karşı mücadele maddesinin yer almasıydı. Seçilen az sayıda muhalifin bir kısmı da bu belgeyi imzalamayı reddettiği için programa katılmadı.

İNCİRLİK AÇILDI

Temmuz 2015'te ABD, Suriye'de güvenli bölge oluşturulması konusunda Ankara'ya taahhütte bulundu. Böylece 23 Temmuz'da İncirlik Üssü koalisyon uçaklarına açıldı. Türk yetkililer, İncirlik'in bu şartla açıldığı, 90 kilometrelik sınır hattı boyunca rejim uçaklarına da yasaklanacak bir uçuşa yasak bölge oluşturulacağı bilgisini basınla paylaştı.

MUHALİFLERE MÜHİMMAT SÖZÜ

O dönemde üst düzey bir görevde bulunan başka bir Türk yetkilinin verdiği bilgiye göre ABD, İncirlik Üssü açılırken sınır hattı boyunca muhaliflere hem hava operasyonları, hem mühimmat desteği vereceği konusunda söz verdi. Ancak Cerablus-Mare hattındaki IŞİD mensuplarının Türkiye sınırına yaptıkları havan mermisi saldırılarına rağmen bu destek gelmedi. Muhaliflerin sınır bölgesini IŞİD'den temizlemesi için askeri heyetler neredeyse her hafta bir araya gelerek harita üzerinde detaylı planlara çalıştı. Ancak uzlaşmaya varılan bu planlar, Amerika sözünü tutmadığı için hiçbir zaman hayata geçmedi.

PYD'YE MENBİÇ'TE DE DESTEK VERDİ

ABD, Suriye'de IŞİD'e karşı hava operasyonlarına baÅŸladığı Eylül 2014 sonrasında, karada da PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'yi desteklemeye baÅŸladı. Ekim ayında Kobani'de IŞİD'e karşı savaÅŸtığı gerekçesiyle PYD'ye havadan yardım gönderdi. Bu yardımın gönderilmesi öncesinde ErdoÄŸan'ı arayan Obama, PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde tek taraflı olarak ilan ettiÄŸi kantonlara destek verilmeyeceÄŸini, sadece IŞİD'le mücadele kapsamında kısıtlı yardım verildiÄŸini söylemiÅŸti. Bir kez daha doÄŸru söylemiyorlardı. PYD'ye verilen destek Kobani'yle sınırlı kalmadı. Kobani ve ardından sınır hattında bulunan Tel Abyad PYD'ye bırakılırken Washington durumdan memnundu. Türkiye'nin sınır hattında beklediÄŸi ve kendisine taahhüt edilen destek verilmezken Amerika, Mayıs 2016'da daha güneyde bulunan Menbic'e operasyon baÅŸlattı. Menbic'de kara gücü olarak YPG'yi kullanan ABD, IŞİD'e yönelik hava bombardımanını bu bölgede artırdı. YPG'nin güçlendiÄŸi ve kantonlarını birbirine yaklaÅŸtırdığı bu operasyonlar için Ä°ncirlik Ãœssü kullanılmaya devam etti. PYD, Kobani ve Afrin kantonlarını birleÅŸtirme hedefine yönelik ciddi bir adım atmış oldu. Ankara'nın ‘kırmızı çizgi' olarak açıkladığı Fırat'ın batısına PYD'nin geçmemesi ÅŸartı Washington yönetiminin doÄŸrudan desteÄŸiyle aşılmış oldu. Amerika, Suriye sahasında Türkiye ile deÄŸil PKK/PYD ile iÅŸbirliÄŸi yapmayı tercih ediyordu. Bu sırada Washington ve Pentagon'dan yapılan açıklamalar, Menbic'de savaÅŸan gruplar içinde Arap unsurların çoÄŸunlukta olduÄŸu ve Menbic'i Menbiclilerin yöneteceÄŸi yönündeydi. Ancak bu güçlerin başını YPG çekiyordu ve aldıkları bölgelerde PYD liderliÄŸinde idari konseyler kuruluyordu.

YPG MENBİÇ'TEN ÇIKMADI

Ankara, bölgenin IŞİD'den temizlenmesinin ardından YPG unsurlarının Fırat'ın doÄŸusuna geri çekilmesi ÅŸartını koÅŸtu. 13 AÄŸustos'ta Menbic IŞİD'den temizlenmiÅŸti. Ankara YPG'nin geri çekilmesi ısrarını sürdürdü. ÇavuÅŸoÄŸlu 15 AÄŸustos'ta yaptığı bir açıklamada “Bizzat Obama'nın sözü var. Menbic operasyonu bittikten sonra oradaki koalisyonun içindeki PYD'lilerin tekrar Fırat Nehri'nin doÄŸusuna geçeceÄŸine yönelik ABD'nin sözü var. Åžimdi ABD'nin bu sözü tutması gerekiyor” dedi.

Ancak ABD'den YPG'nin Menbiç'ten geri çekilmesiyle ilgili bir adım gelmedi. Pentagon'dan yapılan hiçbir açıklamada net bir tarih verilmedi. Bunun yerine bölgede kalan IŞİD unsurlarının temizlenmesi çalışmalarının sürdüğü, bu çalışmalar bittikten sonra YPG'nin çekileceği gibi muğlak açıklamalar geldi.

24 AÄŸustos'ta Ankara'ya resmi ziyarette bulunan ABD BaÅŸkan Yardımcısı Joe Biden, YPG'nin Fırat'ın doÄŸusuna çekileceÄŸini, aksi takdirde ABD'den destek göremeyeceÄŸini ifade etti. Bir gün sonra DışiÅŸleri Bakanı Kerry de ÇavuÅŸoÄŸlu'nu arayarak YPG'nin çekilmeye baÅŸladığını söyledi. Ancak bugüne kadar sadece “YPG çekilecek, çekiliyor” açıklamalarının devamı geldi. YPG hâlâ Menbic'de.

Suriye sahasına hâkim olan Türk diplomat, ABD'nin yıllar içinde Suriye'de geri planda kaldığını ve IŞİD'le mücadelede de YPG ile işbirliğini yaptığını hatırlattıktan sonra ekliyor: Stratejik hatalar taktik uygulamalarla giderilemez.

EL BAB'A DESTEK VERMEDÄ°

Türkiye, Ä°ncirlik sonrası ABD'den destek bulamadığı için baÅŸlayamadığı sınır bölgesindeki operasyona kendi göbeÄŸini keserek 24 AÄŸustos'ta baÅŸladı. TSK'nın Özgür Suriye Ordusu'nu desteklediÄŸi Fırat Kalkanı Operasyonu'nun hedefi Cerablus-Mare hattını IŞİD'den temizlemek ve PYD'nin kantonlarının birleÅŸmesini engellemekti. Sınırdan yaklaşık 20 kilometre güneye kadar operasyona ABD savaÅŸ uçakları da hava bombardımanıyla zevahiri kurtarır nitelikte kısıtlı bir destek verdi. Ancak bu destek, TSK güneye indikçe azaldı. PYD'nin ilan ettiÄŸi Afrin ve Kobani kantonları arasında kalan El Bâb ilçesine yönelik operasyon baÅŸladığında ise ABD'nin desteÄŸi kesildi. Daha en başından Türk askeri yetkilileriyle temaslarında 20 km'den öte güneye inilmesine karşı olduklarını açıkça söylüyorlardı. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “El Bâb'a gitmemizi istemiyorlar” dedi. Ankara'ya göre Washington kantonların birleÅŸmesi çabasında PYD'nin fiilen arkasında duruyor bu sebeple El Bâb'daki TSK varlığından rahatsız oluyordu.

EL BAB'IN UZAMASININ SEBEPLERÄ°NDEN BÄ°RÄ°: ABD

Üst düzey diplomatik kaynak, El Bâb bölgesinde devam eden operasyonun bu kadar yavaşlamasının sebebinin de ABD'nin attığı adımlar olduğunu söylüyor:

“Kim ne derse desin, Fırat Kalkanı Harekâtı DAEÅž'e karşı ve sınırlarımızı korumaya yönelik bir hareket, tamamen meÅŸru müdafaa temeline dayanıyor. ABD ise destek vermek yerine, tam tersine PKK'nın Suriye'deki baÄŸlantılarıyla iÅŸbirliÄŸi yapıyor. Bir yandan Musul'daki operasyonu zayıflattı, bir yandan belli aralıklarla Rakka'ya yönelik hava bombardımanını durdurdu. Bu dönemlerde DAEÅž'in en vurucu, en kanlı elemanları El Bâb'a kaydı. ÖSO ve TSK'nın iÅŸi zorlaÅŸtı. ABD dolaylı yollardan da olsa DAEÅž'e destek olmuÅŸ oldu. El Bâb harekâtının uzamasının sebeplerinden biri de ABD'dir.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.