Sosyal Medya

Kürsü

Ölümle aranız nasıl? - Hüseyin Akın

Ölüm bir haber olup gelip insanı bulunca hayatın temposu düşer, insan kelime dağarcığının aslında ne kadar az olduğunu fark etmiş olur. İsteriz ki ölüm haber olmasın da uzak bir yerde hep bir realite olarak kalsın.



Ölüme verdiğimiz tepki ölen insanın yaşamla kurduğu ilişkiye göre değişir.
Hayatın içerisinde çok fazla görünür olan kiÅŸilerin ölümü nasıl ölürse ölsün bir kaza ya da bir afet gibi algılanmaya müsaittir. 
‘Dünyaya ne güzel yakışıyordu ÅŸimdi ölmesini gerektirecek ne vardı?’ gibi cüretkâr bir soruyu sordurur adama. 
Bazı insanlar ise bu dünyaya ait deÄŸilmiÅŸ gibi yaÅŸarlar aramızda. 
ÇoÄŸu zaman biz onların aramızda olduÄŸunu bile fark etmeyiz. 
Kendilerini öne çıkarmak için hiçbir atraksiyonda bulunmazlar. 
Sadece varlıklarını deÄŸil, yokluklarını da anlayamazsınız bu kiÅŸilerin. 
Yokken bile hemen yanımızda ÅŸuradaymışlar gibi bir duygu oluÅŸtururlar. 
Ta ki ölüm haberlerini alıncaya dek.
 
Sanki ölümün kendisi getirmiÅŸtir ölen kiÅŸinin haberini, öylesine aracısız ve öylesine sade. Böyle kaç kiÅŸi tanıyorsunuz bilmiyorum. 
Ben kalmışlarımızın içinden de ölmüşlerimizin arasından da bir elin beÅŸ parmağı kadar insan tanıyorum böyle. 
En az oturup konuÅŸtuÄŸum, ama en fazla hafızamda kalan kiÅŸilerdi onlar. 
Ä°yi insanların iyi atlara binip gittikleri söylenir hep. 
Ben bu insanların giderken bile nasiplerine iyi atların düştüğünü sanmıyorum. 
Yaya yaÅŸadıkları bu dünyadan süvari ayrıldıklarına ihtimal vermiyorum. 
Aynı ÅŸekilde yürüye yürüye gittiklerini söylerseniz inanırım. 
Çünkü onlar giderken bile son nefeste Hakka yürürler.  
 
GeçtiÄŸimiz günlerde Rabbine kavuÅŸan Cahit Çollak aÄŸabey iÅŸte böyle bir insandı. 
Onunla en fazla üç beş kere karşılaşmış ve çok küçük zaman dilimlerini paylaşmışımdır. Bundan yaklaşık on yıl evvel TYB Bursa şubesine bir program için davet edildiğimde arkadaşlar beni onun mütevazı kitapçı dükkânına götürdüler.
Samimiyetin, içtenliÄŸin ve kardeÅŸliÄŸin en harbi ve hasbisini görmüştüm onda. 
Böyle insanlar insanın aklından hiç çıkmıyor nedense.
Ayrıca bu güzel insanlar hakkında tek bir kelime olumsuz konuÅŸanı görmedim ÅŸu ana kadar. Bu çok moral verici ümit aşılayıcı bir durum. 
 
Demek ki böyle karmaşık zamanlarda da herkesin gönlünde taht kurabilecek insan olmak hiç de imkansız değilmiş.
Kali (konuşması) ile hâli (duruşu-durumu) birbirini tamamlayanları ne kadar çok özlemişiz meğer.
Kısa konuÅŸan, dolu yaÅŸayan, seyrek gülen, gizli aÄŸlayan, gizli paylaÅŸan, mülkiyet kirine bulaÅŸmamış insanların neden bu dünyada uzun yaÅŸamadıklarını sorgulayacak deÄŸilim. 
Aklıma geleni söyleyecek olursam, dünya Allah’ın bu derviÅŸ gönüllü kullarına göre bir yer deÄŸil de ondandır herhalde. 
Çok görünenlerin, çok bağıranların, çok hoplayıp zıplayanların, daÄŸlar bayırlar aÅŸanların çok ve iyi yaÅŸadıkları sanılır. 
Ölüm haberleri gelip bizi bulunca biz onları yerlerinde bulamadığımızda birden sessizleşiverir dünya.
Çünkü bu dünyaya kayan ağırlıkları daha fazladır. 
Hemen seyyielerini unutur hasenelerini dillendirmeye başlarız.
Onlar yaÅŸarken hiç aklımıza gelmeyen güzel amelleri birden hafızamızdan dilimize sökün eder. 
 
Ölüm haberleri hayatı yavaÅŸlatır. 
O bir anlık duraksama hali iyi deÄŸerlendirilirse insanın muhtaç olduÄŸu hayat bilgisini fazlasıyla verebilecek güçtedir. 
Cahit Çollak aÄŸabey dünyada iken bize hem hayat hem de ölüm bilgisini telaÅŸsız, tantanasız, gerçek bir Müslüman kimliÄŸi ile göstermeyi baÅŸarmıştır. 
Acaba biz geride kalanlar bu bilgiyi malumata çevirmeden hayatımıza katmayı baÅŸarabildik mi? 
Bunu da ölüm gösterecek. Cahit aÄŸabey’e bir kez daha rahmet, ailesine ve sevenlerine baÅŸ saÄŸlığı diliyorum. 
 
MÄ°LLÄ° GAZETE

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.