Hakkın itibarını halkın iltifatına fedâ etmek, ne zamana kadar? - Selahaddin E. ÇAKIRGİL

Ama, bir takım kimseler var ki, bizim kesin doğru olduğuna inandığımız temel değerler sistemimizle diledikleri gibi oynuyorlar.. Ve kime yakınacağımızı, kime şikayet edeceğimizi bilemiyoruz.

***

Bazı kişiler etraflarına yığınla insanı topluyorlar.. Gittikleri her yerde kendilerini onbinler karşılıyor, yani yok sayılamazlar..

Ä°ki yıl kadar önce Diyanet Ä°ÅŸl. BaÅŸk. Mehmed Görmez Hoca yaptığı bir  konuÅŸmada ilginç tespitlerde bulunmuÅŸ ve özet olarak, 'Belirli bir Ä°slamî eÄŸitim formasyonundan geçmiÅŸ akademisyenlerimiz bir konferans için bir büyük ÅŸehre gitseler, birkaç yüz kiÅŸi ancak gelir. Ama kendilerine ÅŸeyh veya seydâ denilen ve belirli bir Ä°slamî eÄŸitim formasyonundan da  geçmemiÅŸ kimseler gittiklerinde, onları binlerce insan karşılar.

Bu durumun sosyolojisini tahlil etmek, kavramak zorundayız..'demişti.

***

90 yılı aÅŸkın zamandır, ülkemiz ve halkımız, müdahaleci- totaliter laiklik anlayışının gereÄŸi olarak, Ä°slam'a kendi istedikleri mânâ ve ÅŸekli vermek için her zulmü yaptılar. Halkımız da, ya bilmediÄŸinden, ya da 'Aman, ülke ve halkımız zarar görmesin..'  deyip b,u gibi en katı ve zâlimane müdahaleler karşısında buhranı zamana yaymak gibi bir taktiÄŸi esas alarak,  bu zulüm uygulamalarını münasib zamanlarda deÄŸiÅŸtirmeyi düşündü. 

Zaman bu yöntemi de tamamen boÅŸa çıkarmadı ve bugün, devletin başında bulunanlar, her ne kadar 90 yıllık kemalist-jakoben- totaliter laikliÄŸin kurallarıyla hâlâ da kuÅŸatılmış olsalar bile,  en azından halkın inancıyla, inancından kaynaklanan kültürüyle ve örfüyle geçmiÅŸteki gibi bir düşmanlık içinde olmayıp, tersine, mevcud yapıyı yıkmadan durumu ıslah etmeye çalışıyorlar.

Ama, bu durumu bilerek veya bilmeyerek kötüye kullananlar yok mu?

***

Dün F. G. bir takım kanunî sınırlar içinde gözükerek nicelerinin iyi niyetlerini suistimal etmediler mi ve ülke için büyük bir gaile oluşturmadılar mı?

O halde, aynı yılan deliÄŸinden tekrar ısırılmamak feraset ve basireti bize her alanda dikkatli olmayı hatırlatıyor.

Sözgelimi, birisi çıkıyor..

Satranç oynayanları seyredenlerin bile domuz yiyenlere benzediğinisöylüyor..

AÄŸzı fren tutmaz birileri çıkıyor, 'sahih olmadığı bilinen hadis rivayetlerini bile,  Hz. Peygamber'e hürmeten reddetmemek gerektiÄŸini' söyleyip, reddedenlerin kafir olacağını söylüyor.

Birisi çıkıyor, Hz. Peygamber (S)'in abd / kul,  yani insan bir peygamber olduÄŸunu yok sayıp, onu yüceltmek adına;insanı yüceltmek için gönderilen Ä°slam'ı, insanı köleleÅŸtirmek ve aÅŸağılamak için gönderilmişçesine, en akıl dışı rivayetleri utanmadan tekrarlıyor ve insan idrarından ve sair beden artıklarından ÅŸifâlar üretiyor, cehennem ateÅŸinin bunları yakmayacağını söyleyebiliyorsa...

Birisi çıkıyor, bir müslüman Ahiret'te sorgulanmak üzere götürülürken, eÄŸer,  'ben filan tarikatın filanca kolundanım..' derseymiÅŸ, onu hemen azad edip, doÄŸru, Cennet’e gönderileceÄŸini muÅŸtuluyorsa..

***

Birisi çıkar, müridleri aracılığıyla ortalığa, 'baÅŸka ÅŸeyhler kul hakkı hariç, diÄŸer günahları bağışlatır, bizim ÅŸeyhimiz kul hakkını da bağışlatır.. ' müjdesini (!) yayarsa...

***

Bir diÄŸeri çıkıp,  'Peygamber'i görmek isteyen benim ÅŸeyhime baksın,

 aynen ona benzer..'; bir diÄŸeri,  'Allah'ın nûru ÅŸeyhimizin simâsında tecelli etmiÅŸtir..' derse..

Bir diÄŸeri,'Cehennem ateÅŸinin yakmadığı kefenler’ satmaktan  söz ederse.. Bir diÄŸeri,Ä°bnSinâ ve Farabî gibi bin yıl geride kalanlarıtekfir eder, onların  kâfir olduklarını  keÅŸfederse..

Bir diÄŸeri hadis diye bir arabça metin okuyup sonra da, ‘Bunu hadis kitaplarında bulamazsınız; bunları ehlullah ve evliyaullah âlem-i mânâda alırlar..’ derse, o zaman Allah ve Peygamber’le görüştüğüne dair iddiaları baÄŸlılarınca yayılan ve Pensilvanya Åžeyhi’nden ne farkı kalır bunların, Allah aÅŸkına?

SaygıdeÄŸer Diyanet Ä°ÅŸl. BaÅŸkanı, elinizdeki imkanlar sınırlı olsa bile, Hakk'ın itibarını halkın iltifat veya tehdidine fedâ etmeyiniz, n’olur..

STAR