Sosyal Medya

Güncel

DEAŞ Türkiye'ye niye saldırıyor? - Ceren Kenar

Bir problemi tahlil etmek, sorunu tespit etmek, neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamak açısından en önemli unsur olsa gerek.



Türkiye terörle etkin şekilde savaştıkça, terörün hedefi hâline geliyor.
 
Türkiye, Suriye'de iki terör örgütü ile savaşıyor: DEAŞ ve PKK.
 
Bu iki örgütün yapısal olarak benzer tarafları var. Çok kaba şekilde özetlemek gerekirse, iki örgütün de bir yandan Suriye'de alan kazanmak, toprak ele geçirmek için savaşan yarı konvansiyonel denilebilecek bir savaşçı timi mevcut. Diğer yandan ise şehirlerde sivilleri hedefleyen özellikle intihar bombacılarından oluşan hücre yapıları var.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu sahada bu iki örgüte kayıplar verdirdikçe, ikinci yapı Türkiye'deki şehirleri hedef alıyor.
 
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde “terör koridoru” olarak tanımladığı alanı temizlemesi, bu örgütlerin köşeye sıkışmış bir kedi gibi, ÅŸehirlerde eylem yapması ile sonuçlanıyor.
 
PKK'nın Beşiktaş, DEAŞ'ın ise Reina saldırısı da bundan kaynaklanıyor.
 
PKK sahada kaybettikçe, Kürt halkı nezdinde teveccüh bulamadıkça bu saldırılar ile güç göstermeye çalışıyor. Bir yandan da olası bir Türk-Kürt gerginliği oluşturarak, bu provokasyon üzerinden meşruiyet kazanmaya çalışıyor.
DEAŞ da Suriye'de alan kaybettikçe, Türkiye'nin terörle mücadele azmini kırmayı hedefliyor. Bunu Türkiye'de seküler ve mütedeyyin kesimler arasına nifak sokacak şekilde bir eylemle gerçekleştirmeye çalışıyor.
 
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın dünkü konuÅŸması tam da bu kötücül planı deÅŸifre eden buna karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiÄŸini içeren mesajlar taşıyor. “Bu saldırıların asıl amacı bizim duygularımızın aklımızın önüne geçirmektir, bizi birbirimize düşürmektir. Toplumumuz içinde var olan o fay hatlarını kırma amacı güdenler her fırsatı deÄŸerlendirmekten çekinmiyor. Ä°ÅŸte bu oyuna gelmeyeceÄŸiz. Gerekirse kan kusup kızılcık ÅŸerbeti içtik deme pahasına soÄŸukkanlılığımızı muhafaza edeceÄŸiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeÅŸ olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.” vurgusuna ek olarak kaydettiÄŸi “Ezana tahammül edemeyenlerin müezzinin üzerine yürümesi ne kadar yanlışsa, namaz kılmayana baskı da yanlıştır” cümlesi tam da Türkiye'nin ihtiyaç duyduÄŸu saÄŸduyuyu yansıtıyor.
 
Türkiye'deki etnik, dinî, mezhebi fay hatlarını hedefleyen, yaşam biçimi ve siyasi görüş ekseninde kutuplaşmayı arttırmayı hedefleyen terör örgütleri ile mücadele sadece güvenlik ekseninde olmaz.
Bu işin psikolojik, siyasi, kültürel ve moral bir yönü de var.
Bu saldırıların tüm Türkiye'yi, Türkiye'nin tüm renklerini hedeflediğini hatırlatmak, teröre karşı savaşın barbarlığa karşı bir medeniyet mücadelesi olduğunu hep akılda tutmak lazım.
 
TÃœRKÄ°YE GAZETESÄ°

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.