Sosyal Medya

Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimsenin hayat biçimi tehdit altında değildir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 33. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan konuşmasında, "Türkiye'de etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan birisi daha var mıdır bilemiyorum" diye sordu.



Erdoğan'ın konuşmasında dikkat çeken bir başka mesaj ise şu oldu: "Ezana tahammül edemeyenlerin müezzinin üzerine yürümesi ne kadar yanlışsa, namaz kılmayana baskı da yanlıştır." Erdoğan ayrıca, "Türkiye'nin hayat biçimi yüzünden en çok saldırıya maruz kalmış kişi bu kardeşinizdir. Hakkımda demediklerini bırakmadılar, eşime çocuklarıma saldırdılar. Benim gibi Karadeniz kökenli, Kasımpaşa'da yetişme, biri bile yasal haklarımı kullanmamın dışında bir yola başvurmadım" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

‘TÃœRK MÄ°LLETÄ° TERÖR ÖRGÃœTLERÄ° ÃœZERÄ°NDEN ADETA ATEÅžLE Ä°MTÄ°HANA TABÄ° TUTULUYOR'

İstanbul Ortaköy'deki bir eğlence mekanını basan terörist, aralarında yabancı misafirimizin de bulunduğu 39 kişiyi katletti, 71 kişiyi yaraladı. Kardeşlerim, Türkiye ve Türk milleti terör örgütleri üzerinden adeta ateşle imtihana tabi tutuluyor. Defalarca maruz kaldığımız bu imtihanın, günümüzdeki versiyonu farklı terör örgütlerinin aynı amaç için kullandığı, asimetrik bir saldırı şeklinde karşımıza çıkmıştır.

Bu saldırılarla başa çıkabilecek güce ve kararlılığına sahibiz. Her mücadele gibi bu asimetrik saldırılarda maalesef kayıplarımız oluyor. Toprağa düşen her can kor bir ateş gibi yüreğimizi yakıyor. Biliyorum ki milletimizin öfkesi büyüktür. İnanın bana bizler de en az sizler kadar öfkeli ve yaralıyız.

‘Ä°ÅžTE BU OYUNA GELMEYECEĞİZ'

Bu saldırıların asıl amacı bizim duygularımızın aklımızın önüne geçirmektir, bizi birbirimize düşürmektir. Toplumumuz içinde var olan o fay hatlarını kırma amacı güdenler her fırsatı deÄŸerlendirmekten çekinmiyor. Ä°ÅŸte bu oyuna gelmeyeceÄŸiz. Gerekirse kan kusup kızılcık ÅŸerbeti içtik demesi pahasına soÄŸukkanlılığımızı muhafaza edeceÄŸiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeÅŸ olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. 1900'lerin başında Osmanlı nüfusunun 15 milyonu Müslüman, 5 milyonu diÄŸer inançlardan olmak üzere yaklaşık 20 milyondu. Biz sadece balkanlardan çekilirken en az iki milyonun üzerinde kayıp vermiÅŸ bir milletiz. Birinci Dünya Savaşı'ndaki kayıplarımız da yine milyonlarla ölçülüyor. © REUTERS/ JONATHAN ERNST Trump'a göre Reina saldırısı Meksika sınırına duvarı haklı çıkardı

‘TESLÄ°MÄ°YET GEREKÇESÄ° ASLA OLAMAZ'

Böylesine bir milletin üç beş terör örgütü kullanılarak gerçekleştirilen saldırılar can yakıcı olsa da teslimiyet gerekçesi asla olamaz. Tıpkı Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında olduğu gibi, mücadeleye yeniden başlayacak ve zafere ulaşacak gücümüz her zaman vardır, ben buna inanıyorum. Kaçmak namertlerin işidir, bizim milletimiz her zaman mert olmuştur, meydanları gümbür gümbür inletmiştir. Zaman zaman ifade ettiğim gibi bugün Türkiye yeni bir istiklal mücadelesi içindedir. Kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan, buranın altını çiziyorum, bir Sevr tezgahı yeniden önümüze getirilecek. Tüm vatandaşlarımızın bu bilinçle meseleye yaklaşması, üslubunu, tavrını sözünü ona göre belirlemesi gerekiyor.

‘TÃœRKÄ°YE TERÖRE TESLÄ°M OLDU' DEMEK, TERÖRÄ°STLE, TERÖR ÖRGÃœTLERÄ°YLE AYNI SAFTA YER ALMAKTIR'

Çok açık konuÅŸuyorum. "Türkiye teröre teslim oldu" demek, teröristle, terör örgütleriyle aynı safta yer almaktır. Çünkü terör örgütlerinin tüm amacı, birilerine iÅŸte bu sözü söyletmektir. Bu sözü ifade eden kiÅŸi siyaset yapmıyor, sadece kendi ülkesinin karşısında oluÅŸturulan ÅŸer ittifakının deÄŸirmenine su taşımış oluyor. 

‘ETNÄ°K KÄ°MLÄ°K ÃœZERÄ°NDEN SÄ°YASET YAPILMASINA BENÄ°M KADAR KARÅžI OLAN YOK'

Türkiye'de etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı olan yok. Tüm siyasi hayatım bununla mücadele ile geçmiştir.

BENİM KADAR KARŞI ÇIKAN BİRİ DAHA VAR MIDIR BİLEMİYORUM'

DEAÅž'a karşı en etkili mücadeleyi veren ülkeyi, hâlâ bu alçak örgüte destek saÄŸlıyor diye suçlamak, Türkiye'ye saldıranların istediÄŸi türden bir zihniyettir. Bu milletin arasına fitne sokmak için her türlü yola baÅŸvuruyor. Türkiye'de etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan birisi daha var mıdır bilemiyorum. Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçmiÅŸtir. Ãœlkemizde yıllarca Kürt sorunu kavramını istismar edenlerin dertlerinin Kürt kardeÅŸlerim olmadığı çukur siyasetiyle ortaya çıkmıştır. Åžimdi gerçekler ortaya çıkıyor. Mezhepçilik üzerinden kendilerine alan açmaya çalışanların dertlerinin de aslında bu vatandaÅŸlarımızın olmadığı, her cinayetle o da ortaya çıkıyor. Her konuda olduÄŸu gibi bu meselede de yanlış yapan varsa, hesabını güvenlik ve adalet kurumlarına verir, zaten veriyor da. Bölücü örgüte, FETÖ gibi IŞİD gibi örgütlere, fiili yazılı destek verenlere ne yapılıyorsa, hayat tarzı üzerinden milletimizin bir kesimini istiskal etmeye çalışanlara aynı müdahale yapılacaktır. 

‘GAZÄ°ANTEP'LE ORTAKÖY SALDIRISI ARASINDA ALLAH AÅžKINA NE FARK VAR?'

DEAŞ'ın Gaziantep'te bir kına töreninde yaptığı ve yarıdan fazlası çocuk 56 vatandaşımızın katlettiği canlı bomba saldırısıyla, her yönüyle profesyonel olduğu belli olan Ortaköy saldırısı arasında Allah aşkına ne fark var? Ortaköy hakkında yazanlar, Gaziantep'teki o 56 kişiyle ilgili ne yazdılar, ne söylediler, soruyorum. O da büyük bir vahşet katliam değil miydi, orada niye sustunuz? Orada niye konuşmadınız? İşte bizim farklılığımız burası. Bizi Gaziantep'teki olay da canımızı yakar, Ortaköy'deki, Beşiktaş'taki, Kayseri'deki olay da canımızı yakar.

‘ORTAKÖY SALDIRISINA YAPILINCA, ORAYA SORU Ä°ÅžARETÄ°NÄ° KOYMAMIZ GEREKÄ°YOR'

Bunların hepsi terör eylemidir. Gaziantep saldırısına gösterilmeyen bu türden tepkiler, yapılmayan değerlendirmeler, Ortaköy saldırısına yapılınca, oraya soru işaretini koymamız gerekiyor. Hemen bunu yaşam biçimlerine vesaire buraya kaydırmanın hiçbir anlamı yok. Bunlar ülkemizdeki siyasi iradeyi bir kenara öteleme, ülkemizi bölge operasyonundan başka bir şey değildir, veya zihin karıştırmaktan başka bir şey değildir.

‘SALDIRGAN, PAZAR YERÄ°NDE AYNI EYLEMÄ° YAPSA, YÄ°NE BENZER TAVIRLAR SERGÄ°LENECEK MÄ°YDÄ° ACABA?'

Saldırgan orada değil de, mesela pazar yerinde aynı eylemi yapsa, yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba? Buradaki amacın Ortaköy'de ölenlerin yasını tutmak değil, değerler üzerinden bir çatlak oluşturup toplumu kutuplaştırmak olduğu çok açıktır. En iğrenç istismar, Ortaköy saldırısında olduğu gibi ölü bedenler üzerinden yapılmaya çalışılan istismardır. Bir kez daha söylüyorum. Kimsenin hayat biçimi sistematik bir tehdit altında değildir. Buna asla müsaade etmeyiz. Aksini iddia eden varsa somut örnekleriyle bunu ortaya koymak mecburiyetindedir. Ben 6-8 Ekim olayları sırasında, sakalından dolayı dövülüp hayatını kaybeden insanlara örnek verebilirim. Kıyafetleri yüzünden aşağılanmış kadınlarımıza kızlarımıza dair örnekler verebilirim. Şayet olay gerçekse, faili tespit edilip cezalandırılıyor. Bize göre de böyle olmalıdır. 79 milyonun cumhurbaşkanı olarak, herkesin hakkını korumak benim görevimdir.

‘ŞÖYLE GÄ°YÄ°NMEK Ä°STÄ°YORDUM GÄ°YÄ°NEMEDÄ°M DÄ°YEN VAR MI?'

Bu kardeşiniz İstanbul'da 4.5 yıl belediye başkanlığı yaptı. 2003 yılının mart ayından 2014 Ağustos'a kadar da 11 yılı aşkın kesintisiz başbakanlık görevini yürüttüm. 2.5 yıldır da cumhurbaşkanı olarak hizmet veriyorum. Görev verdiniz ben de görevimin gereğini yerine getiriyorum. Buradan milletime soruyorum. Yaptığım her işin, attığım her adımın, ağzımdan çıkan her sözün kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği bu uzun sorumluluk döneminde, hayat tarzı baskısı altında kalan acaba tek kişi var mıdır? Hepinize sormak isterim. Kim, ben şu şekilde yaşamak istiyordum yaşamadım, ya da şöyle giyinmek istiyordum giyinemedim diyen var mı?

 ‘KAMU GÃœCÃœNÃœ KULLANARAK HAYAT TARZINA MÃœDAHALE SAYILABÄ°LECEK BÄ°R YOLA BAÅžVURMADIM'

Birileri sosyal medya, birileri Facebook'tan, birileri köşelerinde utanmadan sıkılmadan bunları yazabiliyorlar. Bu yalanı, istismarı yapanların kendileri en başta olmak üzere, kimin gezdiğine içtiğine aldığına sattığına karışılmıştır? Herkes gibi ben de tasvip etmediğim görüntüleri, ifadeleri eleştirmişimdir. Bunu da bireysel ifade özgürlüğümün sınırları dahilinde söylemişimdir. Ama kamu gücünü kullanarak hayat tarzına müdahale sayılabilecek bir yola başvurmadım. Bu yolda uygulamaya tevessül etmedim. Kurucusu olduğum siyasi partinin bu yönde bir adımı hiçbir zaman olmamıştır. Zira 14 yıl önce bu yola, bu kararlılıkla çıktık. Bugün de cumhurbaşkanı olarak böyle bir yola başvurduğuma dair en küçük bir örnek gösterilemez.

‘HAYAT BİÇİMLERÄ°NE SAYGI ANLAYIÅžI TEK YÖNLÃœ DEĞİLDÄ°R KARÅžILIKLIDIR'

Farklı bir davranış bekleyenler, daha çok beklerler. Biliyorum ki dünyada ve ülkemizdeki herkesin aynı hayat biçimine sahip olma mecburiyeti yoktur. Hayat biçimlerine saygı anlayışı tek yönlü değildir. Karşılıklıdır. Ezan okunmasına tahammül edemeyenlerin müezzinlerin üzerine yürünmesi ne kadar yanlışsa, namaz kılmayanlara da baskı aynı şekilde yanlıştır.

‘Ä°STÄ°KLAL MÃœCADELEMÄ°ZÄ° TESCÄ°LLÄ° ALÄ° KEMAL'LERE RAÄžMEN BAÅžARIYA ULAÅžTIRACAÄžIZ HİÇ MERAK ETMEYÄ°N'

Milletin varlığına birliÄŸine yönelik saldırıların hesabını sormak da bizim en baÅŸta gelen görevimizdir. Hiçbir sıfat, konum bu hesabın sorulmasına mani deÄŸildir. Daha da ötesi bu ülke ve bu devlet, hem ekmeÄŸini yiyip hem de kendisine ihanet edenleri sırtında taşımak mecburiyetinde bırakılamaz. Biz milletimizle birlikte yürüttüğümüz istiklal mücadelemizi tescilli Ali Kemal'lere raÄŸmen baÅŸarıya ulaÅŸtıracağız hiç merak etmeyin. 

‘KÄ°MSENÄ°N SOKAÄžA ÇIKIP DA BU İŞİ KENDÄ° BAÅžINA YAPMA HAKKI YOKTUR'

Vatandaşlarımdan şu gerçeği unutmamalarını istiyorum. Türkiye'de bir hukuk devletidir. Hesap sormayı yaptırıma dönüştürecek tek gerçek hukuk. Kimsenin sokağa çıkıp da bu işi kendi başına yapma hakkı yoktur. Tüm kesimleri dikkatli olmaya, hukuka riayet etmeye davet ediyorum.

‘BENÄ°M GÄ°BÄ° KARADENÄ°Z KÖKENLÄ°, KASIMPAÅžA'DA YETÄ°ÅžME, BÄ°RÄ° BÄ°LE YASAL HAKLARIMI KULLANMAMIN DIÅžINDA BÄ°R YOLA BAÅžVURMADIM'

Türkiye'nin hayat biçimi yüzünden en çok saldırıya maruz kalmış kiÅŸi bu kardeÅŸinizdir. Hakkımda demediklerini bırakmadılar, eÅŸime çocuklarıma saldırdılar. Benim gibi Karadeniz kökenli, KasımpaÅŸa'da yetiÅŸme, biri bile yasal haklarımı kullanmamın dışında bir yola baÅŸvurmadım. Bazı ÅŸeyleri elle düzeltmek mümkün deÄŸilse, dilimizle, eÄŸer bu da mümkün deÄŸilse kalbimizle buÄŸz ederek mücadelemizi yürüteceÄŸiz. Burada meÅŸru olmayan yöntemleri kullanmak hele hele ÅŸiddete baÅŸvurmak kesinlikle yoktur. Ãœlkemizde kimlerin ÅŸiddete baÅŸvurduÄŸunu görüyoruz deÄŸil mi? Bölücü terör örgütü PKK, FETO, DHKP/C bunların neler yaptığını görüyoruz. Ve bunların siyasi uzantıları ÅŸiddetle belli bir yere gelebildiler. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.