Sosyal Medya

Güncel

Gece kulübü, yaşam tarzı değil yaşam alanıdır - Sibel ERASLAN

Son yaşadığımız Ortaköy saldırısında, tam 39 kişi feci şekilde yaşamını yitirdi. Toplumun vicdanını kanattı şehrin ortasında maruz kaldığımız bu kan dondurucu facia.



Her kesimiyle insanımız, lanet okudu geceyi kana bulayan mihraklara... Nasılsa benim çocuÄŸum kurtuldu diyen yok aramızda, hepimiz kendi evimize, kendi ailemize, kendi evladımıza karşı iÅŸlenmiÅŸ büyük bir felaket olarak gördük son yaÅŸananları...

Toplum acısını da öfkesini de sahiplenmektedir. Bu facia falancaların başına geldi, filancalara indi darbe diye bakılmadı, bakılmıyor... Bu çok önemli... Oysa içinden geçtiÄŸimiz terör facialarının tek gailesi katliam deÄŸil. Bizi bize düşürecek ince planlar içeriyor hepsi de bizleri katlederken.  

Artarda sokulduğumuz terör ve katliam baskınları, artık güvenlik sorunu olmaktan çıktı. Artık hepimiz biliyoruz ki; canına kastedilen savaş açılmış bir toplumuz. Bu sarsıntıyı yekvücut olarak, birbirimize kenetlenerek aşabiliriz ancak...

***

Ortaköy’de gece kulübüne karşı gerçekleÅŸtirilen saldırıyı, sembolik deÄŸeri açısından belirli bir sınıfa karşı iÅŸlenmiÅŸ cinayet ÅŸeklinde ifade edenler oldu. Hatta ana muhalefet partisi, bu saldırının yaÅŸam tarzını hedef aldığını zikretti. DiÄŸer gece kulüplerine nazaran daha pahalı ve medyatik olması dışında homojen bir kesime hitap etmiyordu oysa mekan. Nitekim vefat edenler içinde yabancı uyruklular bir hayli çok, onların çoÄŸunluÄŸu da ÅŸehrimize gelen Arap misafirler. Vefat eden kiÅŸileri yeknesak manada sınıflaÅŸmaya koyabileceÄŸimiz belirgin bir gösterge yok. Bu zenginlere karşı iÅŸlenmiÅŸ bir suçtur, bu ilericilere, solculara, CHP’lilere karşı iÅŸlenmiÅŸ bir suçtur diyebilmek ilk elden kolay deÄŸil. Ana muhalefet partisi bu konuda büyük sorumsuzluk iÅŸliyor...

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nınyılbaşı kutlamaları ile ilgili beyanatı gündemde. Oysa beyanattaki temel fikir, yılbaşı kutlamalarının bir alışveriÅŸ çılgınlığına dönüşmemesi, israfa yol açmaması ÅŸeklinde. Ne demeliydi Diyanet? Herhalde neon lambaları eÅŸliÄŸinde Noel kutlamasına davetler çıkaracak hali yoktu... Ayrıca Prof. Mehmet Görmez Bey’in facia sonrası yaptığı açıklamalar çok önemli. Bir sosyal mekan olarak gece kulübünün, bir yaÅŸama alanı olduÄŸunu vurguladı, bu elim faica isterse camide, isterse pazar yerinde olsun fark etmez, masum insanların canına kastedilmiÅŸtir, biz bunu lanetliyoruz dediler... Ä°ÅŸitebildik mi acaba...  

Bizim ayrışmaya, toplumu kamplaştırmaya değil birleşmeye, yaralarımızı birlikte sarmaya ihtiyacımız var.

***

“Hayat tarzı”büyük iddialar taşımıyor mu sizce de.

Mutlak ve homojen biri misiniz her konuda?

Böyle olsaydı, her ÅŸey ezberlenebilir, her ÅŸey planlanabilir, her ÅŸey öngörülebilir olurdu. Ama ruh diye bir ÅŸey var, heveslerimiz, hayallerimiz, zaaflarımız, neÅŸemiz, kederimiz var, kırılganlıklarımız kadar coÅŸkularımız ve umudumuz da var. Her ÅŸey yatışmış, her ÅŸey karara ermiÅŸ, her ÅŸey dingin, her ÅŸey kendinden emin deÄŸil içimizde. Ruhtan baÅŸka, nefsimiz var, kalbimiz var, aklımız var. Bunların hepsi de karışıyor hayattaki rotamıza. Bir de kültür var mesela bizi çekip çeviren, ailemiz, arkadaÅŸlarımız, toplum, eÄŸitim, din, sanat, medya, internet, var... İçeriden ve dışarıdan maruz kaldığımız sayısız dokunuÅŸla kuruluyor hasılı kelam “kendimiz” dediÄŸimiz ÅŸey...

Çok genel ve üstünkörü deÄŸil mi aslında, insanları, “bunlar” ve “ÅŸunlar” diye ikiye ayırmak.

***

Ä°lk kez 11 Eylül ile birlikte iÅŸitmiÅŸtik “YaÅŸam Tarzı” savaÅŸlarını. BaÅŸkan Bush, Ä°kiz Kuleleri yıkan teröristler için “bizim yaÅŸam tarzımıza karşı giriÅŸilmiÅŸ bir imha savaşıdır” demiÅŸti ve bir “ÅŸer ekseni” Ã§izerek, Küba, Kuzey Kore, Afganistan, Irak, Ä°ran, Filistin gibi coÄŸrafyaları ölümcül düşman ilan etmiÅŸti... “Bizler” ve “Barbarlar” diyordu BaÅŸkan Bush... 11 Eylül 2001’den bu yana yaÅŸam tarzı itibariyle “barbar” bulunanlara, demokrasi ve barışı getirmek adına, onları aydınlatmak ve düzeltmek adına, habire öldürüldükleri envai çeÅŸit savaÅŸ oyunlarını seyrediyoruz OrtadoÄŸu’da...

Uygarlarla Barbarlar arasındaki savaÅŸ veya iÅŸgal yöntemlerinden ibaret deÄŸil ama tek hikaye. “Barbarlar” da kendi aralarında ölümcül duvarlarını yükseltmiÅŸ haldeler. Åžiiler/Sünniler, Araplar/Kürtler, Farslar/Türkler... Kimse birbirini tam olarak sevmiyor, güvenmiyor.

Ä°slam sebep olmuyor buna...Ä°slamı; fobik bir nefret unsuru olarak konuÅŸlandıran batı zihni kendini gözdem geçirmeli. Müslümanların kendilerini kıstırdıkları baÄŸnazlıklar, ırkçılıklar, dinin yanlış yorumlarıyla ise bizim mücadele etmemiz gerekiyor..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.