VahÅŸete bakarken - Ahmet TAÅžGETÄ°REN

Ä°ki:SaÄŸduyulu bildiÄŸim kalemlerin bile, olaya “Hayat tarzı katliamı” yorumu yapmaları öncelikle çok peÅŸinci bir yaklaşımı sergiliyor. Ve terörün aynı zamanda akıl tutulmasına yol açtığı izlenimini veriyor.

Üç: Olaydan bir Sünni - Alevigerilimi çıkarmak için seferber olmak, böyle bir yangına benzin taşımaya hazır bir halet-i ruhiyenin yansıması olarak görülüyor.

Dört: Hutbelerde, kürsülerde, yılbaşı kutlamaları üzerine yapılan uyarıları Reina cinayeti gibi olaylara zemin hazırlayan malzemelere dönüştürmek, öncelikle, bu tür vaaz ve hutbelerin ne tür bir amaçla sunulduÄŸunu görmemekten kaynaklanıyor. Bu alanı iyi bildiÄŸimi sanıyorum ve belirtmek istiyorum ki, yılbaşı ve benzeri olaylar karşısında gösterilen duyarlılık, daha çok, modern akımlar karşısında Müslümanların kiÅŸilik aşınması, baÅŸkalaÅŸma, dönüşme riskine yönelik uyarı mahiyetindedir. Bir iç kaygı alanıdır. Bu tavır, aslında, dindar insanlar arasında da yılbaşı gibi kolay tüketim alanlarında bir dönüşüm yaÅŸandığı gerçeÄŸini de ortaya koyar. Kendi kendisi olma, öyle kalma çabasının bir yansımasıdır. Hoca kürsüye ya da minbere çıkar ve huzurundaki insanlara hitap eder: “Kendi deÄŸerleriniz üzerinde titiz olun, Ä°slam dışına benzemeyin, farkında olmadan dönüşüyorsunuz, dikkat edin” der. Ortada falanca hocayı dinledi, gitti silahları kuÅŸandı ve ölüm kustu gibi bir durum mu var Allah aÅŸkına? Ortada bütün güvenlik uzmanlarının birleÅŸtiÄŸi profesyonel bir cinayet makinası var, ne diyor, güvenlik uzmanı Abdullah AÄŸar:“Tam bir katil. Ä°nsan etine çok ateÅŸ etmiÅŸ. Masum insanlara ateÅŸ etme konusunda hiç tereddüdü yok. Yakın mesafe ve meskun mahallerde tecrübeli.” Bu tipin “Yılbaşı kutlamalarını eleÅŸtiren hutbe dinledi ve katliam yaptı” bir iliÅŸkiye baÄŸlanması mümkün mü?

BeÅŸ: Åžunu da biliyoruz ki,  terörü Ä°slam’ın üzerine sarmak isteyen bir kumpas var. Uluslararası ortamda var, onun içerde pazarlayıcıları var. DEAÅž’ın nasıl bir cinayet makinası olduÄŸu ve Ä°slam’a mal edildiÄŸi hususu ayrıca incelenmeye deÄŸer. Ama onun üzerinden içerde bir “Ä°slamofobi” oluÅŸturmak için Reina vahÅŸetini kullanmak, kesinlikle kötü niyetin yansımasıdır.

Altı: Reina vahÅŸetinde konuyu, “Müslümanlar ve Ötekiler” alanına çekmek, katilin gerçek hüviyetini ve amacını gizleme sonucunu da doÄŸuracaktır ki, bu da cinayeti planlayan odağın hesapları arasında olmalıdır. Onun için herkes vahÅŸeti yorumlarken durduÄŸu yere de bakmalıdır.

Yedi: VahÅŸete karşı tavırda, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı’nın yaptığı açıklama, islami duruÅŸ açısından çok nettir:“Bir pazar veya mabette yapılmasıyla bir eÄŸlence yerinde yapılmasının herhangi bir farkı yok. Bu, bir vahÅŸettir, dehÅŸettir, cinayettir ve katliamdır.” Evet, Müslümanca tavır budur.

Sekiz: Türkiye üzerinde oynanıyor. Hedef alınmış durumdayız. Öncelikle “Güvenli ülke” imajı, onunla birlikte ekonomi vuruluyor. Kim veya kimler tarafından ve hangi sebeplerle hedef alındığımızı doÄŸru okumak hayati önemdedir. Hedef alındığımız konularda nelerin vazgeçilmez nelerin ihmal edilebilir olduÄŸunu görmek, hangi alanlarda vurulacağımızı görmek ve ona karşı kendi kendimizi tahkim etmek de hayati önemdedir. Dost - düşman ayrımı yapmak hayati önemdedir. Dost - düşman ayrımı yaparken yanlışlardan kaçınmak hayati önemdedir. Mücadele stratejisini belirlerken kuvvet deÄŸerlendirmesi yapmak hayati önemdedir.

Dokuz:İç barış, iç barış, iç barış. Tepeden tırnaÄŸa herkesin en duyarlı olması gereken konu budur. Bu alanda sancılıyız. Yaralarımız var. Ve doÄŸrudan CumhurbaÅŸkanlığı zemininde iç barış projesi üzerinde çalışılmalıdır.