Sosyal Medya

Güncel

Önce caiz, şimdi haram - Taha Kılınç

Aviv-Kudüs arasında sefer yapan bir yolcu otobüsüne 6 Temmuz 1989 günü düzenlenen saldırı, Filistinlilerin artık yeni bir eylem aşamasına geçtiğini gösteriyordu. Sonradan İslamî Cihad Hareketi tarafından üstlenilen olayda Abdulhâdî Ganim adlı bir Filistinli, yolcu olarak bindiği otobüsün şoförünü seyir esnasında etkisiz hale getirerek direksiyona geçmiş, aracı bir vadiye sürerek 16 yolcunun ölümüne yol açmıştı. Hayatını kaybedenler arasında iki Kanadalı ile bir ABD'li de bulunuyordu. Eylem, İsrail polis kayıtlarına Filistinliler tarafından gerçekleştirilen “ilk intihar saldırısı” olarak geçti.



1989'dan 2008'e kadar devam eden benzer eylemlerin yarıya yakını Hamas tarafından, diğerleri de Fetih, İslâmî Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'yle diğer örgütler tarafından düzenlendi. 2000 yılında İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron'un Mescid-i Aksâ'ya yaptığı provokatif ziyaret, Filistinlilerin saldırılarının da zirveye çıkmasına neden oldu.

Bu olaylarda -eylemciler hariç- en az 800 kişi hayatını kaybederken, İsrail'in resmi raporlarına göre saldırı sayısı 171'i buldu.

Birinci Ä°ntifada'nın yarattığı duygusal ve öfkeli atmosferde, Ä°srail hedeflerine düzenlenen bu eylemler Ä°slâm dünyasında genel bir destek buldu. Ancak 9 AÄŸustos 2001'de Kudüs'teki bir pizza restoranına Hamas tarafından düzenlenen bombalı saldırıda 7 çocukla hamile bir kadının da yaÅŸamını yitirmesi, büyük bir tartışma baÅŸlattı. “Bu eylemler gerçekten Filistinlilerin iÅŸine yarıyor mu?” ve “Ä°slâm, bu tür saldırılara cevaz verir mi?” soruları, tartışmaların döndüğü ana ekseni oluÅŸturuyordu.

Hamas, eylemlerine dayanak olarak Yûsuf el Karadâvî'nin konuyla ilgili fetvasını gösteriyordu. Filistin topraklarının iÅŸgal altında olduÄŸu gerçeÄŸinden hareketle, bu topraklardaki hedeflere saldırılabileceÄŸini kaydeden Karadâvî'nin fetvası, “Ä°srail'deki herkesin potansiyel asker ve iÅŸgalci” olduÄŸu biçiminde yorumlanmıştı. Dolayısıyla, “Ä°srail'e diz çöktürebilmek için” askerî hedeflerin dışındaki noktalara da saldırılabilirdi. Karadâvî'nin söz konusu fetvasının sadece “iÅŸgal altındaki Filistin toprakları için” geçerli olduÄŸu da özellikle vurgulanan bir husustu.

Ayrıca Hamas, uluslararası toplumun ve siyasilerin “intihar saldırısı” olarak isimlendirdiÄŸi eylemlere “istiÅŸhâd [ÅŸehit olma isteÄŸi] eylemi” adını veriyordu. Ä°slâm alimlerinin bir kısmı bu eylemlere cevaz verirken, bir kısmı da olayın kesinlikle 'haram' olduÄŸu düşüncesindeydi; ancak “istiÅŸhâd” ibaresi özellikle Arap kamuoyunda genel bir kabul gördü.

19 Nisan 2008'de Gazze sınırında düzenlenen saldırı, Hamas'ın son eylemi olarak kayıtlara geçti. O günden bu yana Filistin topraklarında “istiÅŸhâd eylemi” gerçekleÅŸtirilmiyor. Bunda hem Ä°srail'in verdiÄŸi acımasızca karşılığın, hem de bu tür saldırı yöntemlerinin Filistinlilere faydadan çok zarar getirdiÄŸi düşüncesinin payı var.

***

VerdiÄŸi fetva ile yaklaşık 20 yıl boyunca bu tür saldırıların düzenlenmesini destekleyen Yûsuf el Karadâvî, 24 Kasım'da -hem de Ä°stanbul'dan- yaptığı yeni bir açıklamayla dikkatleri üzerine çekti. Sarayburnu ve Ayasofya manzaralı röportajda Suudi davetçi Selman el Avde'nin sorularını cevaplayan Karadâvî, “Filistin topraklarında istiÅŸhâd eylemleri artık caiz deÄŸildir. Eskiden, Filistinlilerin kendilerini savunacak güç ve imkânları yoktu; bu tür eylemler de ellerindeki tek silahtı. Åžimdi ise durum deÄŸiÅŸti, artık iÅŸgale direnecek yeni vasıtalar var” diyordu.

Karadâvî'nin siyasi çizgisini yakından izleyenler için, yeni fetva oldukça ÅŸaşırtıcıydı. Hatta Karadâvî'ye “GeçtiÄŸimiz yıllardan bu yana, Filistinlilerin kendilerini savunma araçları noktasında nasıl bir geliÅŸme oldu?” sorusunu soranlar da çok oldu.

Hamas'ın elde ettiÄŸi, ama Ä°srail tarafından düzenli ÅŸekilde bombalanarak ortadan kaldırılan silahları saymazsak, Filistinlilerin Ä°srail'e karşı durumlarının fazla deÄŸiÅŸmediÄŸi ortada. Son “istiÅŸhâd eylemi”nden bu yana iki kez (2012 ve 2014'te) Gazze'nin altını üstüne getiren Ä°srail'in saldırılarını durdurmadığı da bir gerçek.

Yûsuf el Karadâvî, muhtemelen DEAÅž türü terör örgütlerinin, militanlarının üzerine bombalı düzenek sararak gerçekleÅŸtirdiÄŸi saldırıların arttığını görünce, özellikle Hamas'ın artık bu yöntemle anılmasını arzu etmedi. Karadâvî, dünya basınının “Sünni intihar bombacıları”na özellikle ilgi gösterdiÄŸini, bu eylemlerin bölgede giderek içinden çıkılmaz bir kısır döngüye neden olduÄŸunu da fark etmiÅŸ olmalı.

***

Hâlen Katar'ın başkenti Doha'da yaşayan Yûsuf el Karadâvî, siyasi içerikli ve güncel fetvalarıyla sık sık tartışma konusu olan bir isim. İsrail'in işgali altında bulunduğu sürece Kudüs'e gitmenin haram olduğuyla ilgili fetvası da bunlardan biri. İslâm dünyasında birçok hareket, kurum ve kişi, sırf bu fetva nedeniyle Kudüs'ü ziyaret etmiyor.


Adeta kendi kendini aÅŸarak “istiÅŸhâd eylemleri” konusunda tam aksi yönde fetva veren Karadâvî, belki Kudüs'le ilgili fetvasından da döner. Belki meseleye sadece siyasi açıdan deÄŸil, psikolojik ve sosyolojik açıdan da bakmayı deneyerek, günün birinde “Artık durum deÄŸiÅŸti. Gücü yeten herkesin Kudüs'e gidere Aviv-Kudüs arasında sefer yapan bir yolcu otobüsüne 6 Temmuz 1989 günü düzenlenen saldırı, Filistinlilerin artık yeni bir eylem aÅŸamasına geçtiÄŸini gösteriyordu. Sonradan Ä°slamî Cihad Hareketi tarafından üstlenilen olayda Abdulhâdî Ganim adlı bir Filistinli, yolcu olarak bindiÄŸi otobüsün ÅŸoförünü seyir esnasında etkisiz hale getirerek direksiyona geçmiÅŸ, aracı bir vadiye sürerek 16 yolcunun ölümüne yol açmıştı. Hayatını kaybedenler arasında iki Kanadalı ile bir ABD'li de bulunuyordu. Eylem, Ä°srail polis kayıtlarına Filistinliler tarafından gerçekleÅŸtirilen “ilk intihar saldırısı” olarak geçti.



1989'dan 2008'e kadar devam eden benzer eylemlerin yarıya yakını Hamas tarafından, diğerleri de Fetih, İslâmî Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'yle diğer örgütler tarafından düzenlendi. 2000 yılında İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron'un Mescid-i Aksâ'ya yaptığı provokatif ziyaret, Filistinlilerin saldırılarının da zirveye çıkmasına neden oldu.

Bu olaylarda -eylemciler hariç- en az 800 kişi hayatını kaybederken, İsrail'in resmi raporlarına göre saldırı sayısı 171'i buldu.

Birinci Ä°ntifada'nın yarattığı duygusal ve öfkeli atmosferde, Ä°srail hedeflerine düzenlenen bu eylemler Ä°slâm dünyasında genel bir destek buldu. Ancak 9 AÄŸustos 2001'de Kudüs'teki bir pizza restoranına Hamas tarafından düzenlenen bombalı saldırıda 7 çocukla hamile bir kadının da yaÅŸamını yitirmesi, büyük bir tartışma baÅŸlattı. “Bu eylemler gerçekten Filistinlilerin iÅŸine yarıyor mu?” ve “Ä°slâm, bu tür saldırılara cevaz verir mi?” soruları, tartışmaların döndüğü ana ekseni oluÅŸturuyordu.

Hamas, eylemlerine dayanak olarak Yûsuf el Karadâvî'nin konuyla ilgili fetvasını gösteriyordu. Filistin topraklarının iÅŸgal altında olduÄŸu gerçeÄŸinden hareketle, bu topraklardaki hedeflere saldırılabileceÄŸini kaydeden Karadâvî'nin fetvası, “Ä°srail'deki herkesin potansiyel asker ve iÅŸgalci” olduÄŸu biçiminde yorumlanmıştı. Dolayısıyla, “Ä°srail'e diz çöktürebilmek için” askerî hedeflerin dışındaki noktalara da saldırılabilirdi. Karadâvî'nin söz konusu fetvasının sadece “iÅŸgal altındaki Filistin toprakları için” geçerli olduÄŸu da özellikle vurgulanan bir husustu.

Ayrıca Hamas, uluslararası toplumun ve siyasilerin “intihar saldırısı” olarak isimlendirdiÄŸi eylemlere “istiÅŸhâd [ÅŸehit olma isteÄŸi] eylemi” adını veriyordu. Ä°slâm alimlerinin bir kısmı bu eylemlere cevaz verirken, bir kısmı da olayın kesinlikle 'haram' olduÄŸu düşüncesindeydi; ancak “istiÅŸhâd” ibaresi özellikle Arap kamuoyunda genel bir kabul gördü.

19 Nisan 2008'de Gazze sınırında düzenlenen saldırı, Hamas'ın son eylemi olarak kayıtlara geçti. O günden bu yana Filistin topraklarında “istiÅŸhâd eylemi” gerçekleÅŸtirilmiyor. Bunda hem Ä°srail'in verdiÄŸi acımasızca karşılığın, hem de bu tür saldırı yöntemlerinin Filistinlilere faydadan çok zarar getirdiÄŸi düşüncesinin payı var.

***

VerdiÄŸi fetva ile yaklaşık 20 yıl boyunca bu tür saldırıların düzenlenmesini destekleyen Yûsuf el Karadâvî, 24 Kasım'da -hem de Ä°stanbul'dan- yaptığı yeni bir açıklamayla dikkatleri üzerine çekti. Sarayburnu ve Ayasofya manzaralı röportajda Suudi davetçi Selman el Avde'nin sorularını cevaplayan Karadâvî, “Filistin topraklarında istiÅŸhâd eylemleri artık caiz deÄŸildir. Eskiden, Filistinlilerin kendilerini savunacak güç ve imkânları yoktu; bu tür eylemler de ellerindeki tek silahtı. Åžimdi ise durum deÄŸiÅŸti, artık iÅŸgale direnecek yeni vasıtalar var” diyordu.

Karadâvî'nin siyasi çizgisini yakından izleyenler için, yeni fetva oldukça ÅŸaşırtıcıydı. Hatta Karadâvî'ye “GeçtiÄŸimiz yıllardan bu yana, Filistinlilerin kendilerini savunma araçları noktasında nasıl bir geliÅŸme oldu?” sorusunu soranlar da çok oldu.

Hamas'ın elde ettiÄŸi, ama Ä°srail tarafından düzenli ÅŸekilde bombalanarak ortadan kaldırılan silahları saymazsak, Filistinlilerin Ä°srail'e karşı durumlarının fazla deÄŸiÅŸmediÄŸi ortada. Son “istiÅŸhâd eylemi”nden bu yana iki kez (2012 ve 2014'te) Gazze'nin altını üstüne getiren Ä°srail'in saldırılarını durdurmadığı da bir gerçek.

Yûsuf el Karadâvî, muhtemelen DEAÅž türü terör örgütlerinin, militanlarının üzerine bombalı düzenek sararak gerçekleÅŸtirdiÄŸi saldırıların arttığını görünce, özellikle Hamas'ın artık bu yöntemle anılmasını arzu etmedi. Karadâvî, dünya basınının “Sünni intihar bombacıları”na özellikle ilgi gösterdiÄŸini, bu eylemlerin bölgede giderek içinden çıkılmaz bir kısır döngüye neden olduÄŸunu da fark etmiÅŸ olmalı.

***

Hâlen Katar'ın başkenti Doha'da yaşayan Yûsuf el Karadâvî, siyasi içerikli ve güncel fetvalarıyla sık sık tartışma konusu olan bir isim. İsrail'in işgali altında bulunduğu sürece Kudüs'e gitmenin haram olduğuyla ilgili fetvası da bunlardan biri. İslâm dünyasında birçok hareket, kurum ve kişi, sırf bu fetva nedeniyle Kudüs'ü ziyaret etmiyor.



Adeta kendi kendini aÅŸarak “istiÅŸhâd eylemleri” konusunda tam aksi yönde fetva veren Karadâvî, belki Kudüs'le ilgili fetvasından da döner. Belki meseleye sadece siyasi açıdan deÄŸil, psikolojik ve sosyolojik açıdan da bakmayı deneyerek, günün birinde “Artık durum deÄŸiÅŸti. Gücü yeten herkesin Kudüs'e giderek Filistinli kardeÅŸlerine moral vermesi vaciptir” deyiverir. Bir umut…

YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.