Ahmet TAŞGETİREN'den o algı operasyonuna cevap: Altıntaş Hürriyet okuruymuş!

BaÅŸlıktaki ifade de, ÅŸu yazdığım ilk cümle de herhangi bir bilgiye dayanmıyor. Attım sadece. Bu adam gazete okuyorsa, ki hayatının mutlaka bir gününde gazete okumuÅŸtur, öyleyse okuduÄŸu gazeteler arasında mutlaka Hürriyet de vardır, diyerek attım.

Ne demek “attım”? Bir makale sütunu “atmak” için kullanılır mı? Ãœstelik çamur atmak için, üstelik bir cinayetin hemen sonrasında, katille bir gazete arasında iliÅŸki kurarak çok kötü bir algıya yol açmak için?

İtirazlarınızda çok haklısınız. Bu sütunlar atmak için de, çamur atmak için de, üstelik bir kişiyi, kurumu katille ilgiliymiş gibi göstermek için de kullanılmaz.

Bunda anlaÅŸtıysak, o zaman Hürriyet’in Cumartesi günkü nüshasında yer alan bir medya cinayetine bakabiliriz.

Sayfa 26. Altında Nurettin Kurt imzası var. Ä°ki fotoÄŸraf yer alıyor. Birisi saÄŸ elinde silah, sol elinin iÅŸaret parmağı havada, aÄŸzı açık, belli ki en-Nusra sloganları atıyor. Bu Büyükelçiyi öldüren adam. Mevlüt Mert AltıntaÅŸ. Yanında bir küçük fotoÄŸraf var. Ãœzerinde Nureddin Yıldız yazıyor. FotoÄŸrafa bitiÅŸik bir yazı: ‘6 yaşında çocukla evlenilebilir’ demiÅŸti” ve büyük baÅŸlık: “Sohbetine gidiyormuÅŸ.”

Yani Büyükelçi’nin katili Nurettin Yıldız’ın sohbetine gidiyormuÅŸ.

Neredeki sohbetine?

Hacı Bayram Camii’ndeki sohbetine...

Nasıl?

Siz de karakter cinayetini görüyor musunuz?

Nureddin Hoca’nın Hacı Bayram Camii’ndeki sohbetine belki bin kiÅŸi katılıyor ve siz o bin kiÅŸinin içindeki Mert AltıntaÅŸ’ı bulup çıkarıyorsunuz.

Bu, Mert AltıntaÅŸ dosyası deÄŸil aslında, bu, bir katilin üzerinden Nureddin Yıldız’ı vurma dosyası. Haberde, dosyayı “tekmil” için malzemeler de ihmal edilmemiÅŸ; hemen orada burada Nureddin Yıldız’ı vurmak için üretilmiÅŸ ne varsa, iliÅŸtirilmiÅŸ.

Bu, bir Nurettin Kurt prodüksiyonu mu, baÅŸka odakların prodüksiyonu mu, bilmiyorum, ama cinayet haberlerinin yanı başına böyle bir karakter katlinin iliÅŸtirilmiÅŸ olması kesinlikle masum bir gazetecilik iÅŸi deÄŸil.

Pazartesi günü, Faruk Bildirici’nin Hürriyet’teki “Okur Temsilcisi” sütununa baktım, orada en küçük bir özeleÅŸtiri yok. Orada mesela, “Mevlüt Mert AltıntaÅŸ Nureddin Hoca’nın hangi vaazını dinledi, o vaazda onun karakterini etkileyecek ne söylendi, Hoca’nın vaazına gelen insanları seçme – bilme imkanı var mı, Hürriyet’in böyle hassas bir ortamda, olayla hiçbir alakası bulunmayan bir insanı alakalıymış gibi gösterecek bir haber kurgulaması ahlaki deÄŸil” gibi bir deÄŸerlendirmeye yer verilmedi.

Benim baÅŸlıkta ve yazının başında yaptığım, sadece bir mukabele-i bilmisil. Yani Hürriyet’e, sergilediÄŸi ahlaki zaafı kendisi üzerinden göstermek.

Hem bakın, “AltıntaÅŸ Hürriyet okuruymuÅŸ!” gibi bir haber yapılırsa, onu besleyecek çok daha zengin malzeme iliÅŸtirilebilir o habere. Diyelim Hürriyet’in Mursi ile ilgili “sübliminal” haberlerini hatırlayalım. Neydi o Hürriyet’in internet sayfasında ErdoÄŸan fotoÄŸrafı altındaki haberin baÅŸlığı: “Yüzde 52 oy aldı idam kararı verdiler” deÄŸil mi? “Mursi’yi söylüyorum Tayyip ErdoÄŸan anlasın” cinsinden bir kurgulama deÄŸil miydi o? Ve Tayyip Bey o haber üzerine ÅŸunları söylememiÅŸ miydi:

“Bugün bizi Mursi’nin akıbeti ile tehdit eden gazete, geçen yıl da Ziraat Bankası New York Åžubesi’ni itibarsız hale getirmeye çalışıyordu. OlaÄŸan, mutat bir denetimi ‘Amerika’dan Ziraat Bankası’na büyük darbe’ manÅŸetleriyle ve adeta sevinçle verdiler. Gafleti tembihle, cehaleti talimle çözebilirsiniz ancak ihanetin ilacı yoktur.”

Yaaa, neymiş, ihanetin ilacı yokmuş.

Burada bir mesele daha var ki onun açıklığa kavuÅŸması lazım: Nureddin Yıldız’ı kim servis etti Hürriyet’e ve N. Kurt’a, kim uÄŸraşıyor Nureddin Hoca ile? Bunun masum bir gazetecilik olmadığı o kadar açık ki... 

STAR