Kültür Sanat
Mehmet Akif ve Necip Fazıl
Yeni Şafak yazarı Erol GÖKA bugün ki yazısında Mehmet Akif ve Necip Fazıl'ın benzerlik ve farklılıklarını yazdı. İşte o yazı;
Birçokları gibi ben de Aliya Ä°zzetbegoviç ve Nurettin Topçu arasındaki benzerlikleri görmüş, bunun üzerine bu köşede “Ä°zzetbegoviç ve Topçu” baÅŸlıklı yazıyı yazmıştım. Gerçekten de “DoÄŸu ve Batı Arasındaki Ä°slam” ve “Ä°syan Ahlakı” arasında, “özgürlük”, “irade” ve “sorumluluk” vurgusu anlamında müthiÅŸ bir benzerlik vardı. BenzerliÄŸin nedeni, aynı batılı kaynaklardan beslenmelerinden ziyade, varoluÅŸsal tavırlarını belirleyen ortak Ä°slami zemindi. Şüphesiz benzerlikleri kadar farklılıkları da bulunuyordu. Mesela Aliya, Bergson'u daha çok beÄŸeniyordu, modern bilimsel düşünceye daha yatkın, mistisizme ise uzaktı. Topçu ise tasavvuf baÄŸlısı, vahdet-i vücuttan yana düşünce ve yaÅŸantısıyla öne çıkıyordu. Aliya ve Topçu'nun farklılıklarına raÄŸmen, Batı düşüncesine karşı Ä°slam ortak zemininden benzer düşünceler üretmelerinin önemine deÄŸinerek bitirmiÅŸtim yazımı.
Aliya ve Topçu baÅŸ tacımız, onların benzerlik ve farklılıklarını tartışmaya devam etmemiz kültürümüze muazzam bir katkı saÄŸlayacaktır. Ama henüz gündeme bile getiremediÄŸimiz, ÅŸahikadaki iki baÅŸka devimiz daha var: Mehmet Akif ve Necip Fazıl. Oldukça geç tanıdığım ama hemen kardeÅŸleÅŸtiÄŸim ÅŸehidimiz Erol Olçok ile hemen her karşılaÅŸmamızda, millet ile devleti kucaklaÅŸtırmanın yanında bir görevimizin daha bulunduÄŸu söylüyordum. Bana göre entelektüel iktidara talip olabilmek için yerine getirilmesi ÅŸart olan bu görev, Mehmet Akif ve Necip Fazıl büyüklerimizin ÅŸahıslarında temsil edilen gerilimimizi gidermek, farklılıklarımızı zenginliÄŸe dönüştürmekti. Onlar, sadece büyük ÅŸairlerimiz deÄŸil, tarih ve gelenek okyanusumuzda zihnimizin farklı kıyılarına vuran düşünce dalgalarının mümtaz isimleriydi. Akif merhumu, Ä°stiklal Marşı'nın yanı sıra “inancımızı asrın idrakine söyletme”; Ãœstadı ise “Sakarya” ÅŸiiri ile birlikte “Büyük DoÄŸu” bahislerinde de gündeme getirmeli diyordum. Åžehit kardeÅŸim Olçok, konuyu her açtığımda, o yerinde duramaz cevvaliyetine raÄŸmen, hep sessizce dinledi.
Evet, dostlarla sohbetlerde dile getirdim ama yazmaya bir türlü cesaret edemedim bu hayati konuyu. Belki biraz canımız acıyacak, birbirimizi üzecektik ama bu sayede bizi ayıran tüm hususları, DoÄŸu-Batı, gelenek-modernlik, saÄŸcılık-solculuk, medeniyet-kültür ve en önemlisi tasavvuf etrafındaki meseleleri, hepsini enine boyuna deÄŸerlendirme fırsatı yakalamış olacaktık. Birisi yapmalıydı ama bu kiÅŸi ben olmasam iyi olurdu…
MeÄŸer aynı dertle dertlendiÄŸimiz dostlar varmış. Genç düşünürümüz Ercan Yıldırım, geçenlerde “Ä°slamcılığın Ä°ki Kurucusu: Mehmet Akif-Necip Fazıl” kitabını neÅŸrediverdi. Ãœstelik benim dost meclislerinde ancak kalbim çarparak dile getirebildiÄŸim hususları, çok ustalık ve incelikle ele alıp tatlı sonuçlara baÄŸlayarak…
“Osmanlı Ä°slamcılığının en önemli temsilcisi, prototipi Mehmet Akif'tir. Cumhuriyet Ä°slamcılığının öncüsü, kurucusu, temel tezlerini, yöntemlerini, üslubunu veren bariz karakteri Necip Fazıl'dır” diyor Yıldırım. Aranızda birçokları, benim gibi fazla genellemeci, keskin bulabilir bu fikri. “Ä°slamcılık” lafzının kullanılışına itiraz edebilir ama bu topraklar modernlikle karşılaÅŸalı beri Müslümanlıktan taviz vermeden Batının meydan okumasına düşünce planında cevap vermeye çalışanlar arasında en öne çıkan ve temsil gücü en yüksek olan ikisinin Mehmet Akif ve Necip Fazıl olduÄŸuna ÅŸek şüphe yoktur. Kendi adıma, mutlaka konuÅŸmalıyız dediÄŸim en yukarıdaki iki ismin onlar olması da aynı nedenledir.
“Akif, öncelikle 1699'dan sonra ortaya çıkan 'beka kaygısı'nı, devletin varlığını sürdürüp sürdüremeyeceÄŸi endiÅŸelerini, ümmetin emperyalizme köle olma korkusunu yaÅŸamış, bu yönde harekete geçerek, ilmi, siyasi, edebi faaliyetlerde bulunarak yoÄŸun aktivizm hareketi içinde olmuÅŸtu. Necip Fazıl ise beka kaygısını, sadece devletin ve vatanın nezdinde yaÅŸamamış, Ä°slam'ın da Tek Parti uygulamaları sonucu yok olabileceÄŸi endiÅŸesini gütmüş, DP ile bir nebze rahatlasa bile sürekli olarak yeniden Tek Parti'ye dönüş olacağı korkusunu hissetmiÅŸti. Bugün Ä°slamcılar iktidarda olmanın verdiÄŸi ağırlığın altında her iki öncü Ä°slamcının kaygılarını toptan yaÅŸamaktadır” diyor kardeÅŸim Ercan Yıldırım. Müsaade ederse, (“Ä°slamcılık” lafzını kolay ve geniÅŸ kullanışını bir kez daha eleÅŸtirmenin yanı sıra) ÅŸunu da ilave etmek istiyorum: Sadece kaygılarını toplu olarak yaÅŸamıyoruz, onlar sayesinde, ÅŸimdi daha umutvarız. Modernlik ve demokrasi konusunda hem teorik hem pratik daha kapsamlı bir külliyata ve tecrübeye sahibiz. En iyisi de kahir ekseriyetimiz, hem Mehmet Akif'i hem Necip Fazıl'ı seviyor, büyük beraberliÄŸi saÄŸlayacak kuÅŸatıcı düşünceyi arıyoruz…
EROL GÖKA
Henüz yorum yapılmamış.