Sosyal Medya

Güncel

Ortadoğu, gerçekten de akıl-sır ermez bir çelişkiler âlemi - Taha Kılınç

Mısır'da, devlet kontrolünde yayın yapan gazetelerden biri geçtiğimiz günlerde sürmanşetten Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz'i hedef aldı. Kral'a başlıkta “hain” diyen gazete, Suudileri Mısır'a verdikleri sözleri bozmakla itham ediyordu. Haberde Kral Selman'ın, müteveffâ ağabeyi Kral Abdullah'ın Kahire'ye vaat ettiği yardımları kestiği de belirtilerek, bütün bunların Mısır'a ihanet olduğu dile getiriliyordu.



Mısır-Suudi Arabistan ilişkilerini yakından izleyenler, son aylarda iki ülke arasında ciddi bir gerilimin yaşandığını gözlemliyor. 2013'teki darbenin ardından Suudilerin yardımlarıyla ayakta duran Abdülfettah Sisi yönetiminin, artık Riyad'dan bağımsız bir politika izlemek istediği zaten biliniyordu. Ancak Mısır gazetelerinde Kral Selman'a hakaretler yağdırılmaya başlanması, ikili ilişkilerde yeni bir dönemin de işareti.
Geçtiğimiz ekim ayında Mısır'a taahhüt edilen petrol akışını durduran Suudi Arabistan, konuyla ilgili herhangi bir gerekçe de göstermemişti. Mısır tarafı önce gelişmeye tepki gösterdi, ardından da durmaksızın uluslararası ilişkilerde ve bölgesel dengelerde Suudileri kızdıracak adımlar atmaya başladı. Bu adımların en dikkat çekenleri, Kahire'nin Suriye ve Yemen'deki çatışmalarla ilgili aldığı yeni pozisyonlar.
Darbe sonrasında Mısır, Suriye'de yaÅŸanan çatışmalar konusunda hep 'tarafsız' kalmaya çalışmıştı. Muhammed Mursi'nin Suriyeli muhalifleri açıktan destekleyen tavrına karşılık, Sisi yönetimi daha nötr bir duruÅŸu seçmiÅŸti. Ancak son haftalarda Kahire'den art arda gelen açıklamalar, Suriye'de BeÅŸÅŸar Esed rejimine açıktan ve net destek içeriyor. Bir Portekiz kanalına konuÅŸan Sisi'nin, “Bölgemizdeki çatışmalarda milli orduları desteklemeliyiz. Suriye'de de ülkenin resmi ordusuna desteÄŸi artırmalıyız” ÅŸeklindeki sözleri ilk iÅŸaret fiÅŸeÄŸi oldu. Ardından, Mısır'ın Esed ordusuna yardım için Suriye topraklarına asker gönderdiÄŸine dair haberler bile çıktı.
Sisi yönetiminin en az bunun kadar çarpıcı bir diğer adımı, Yemen devrik lideri Ali Abdullah Salih'in gizlice Kahire'de ağırlanmasıydı. Henüz resmen yalanlanmayan haberlere göre, Salih özel bir uçakla Mısır'ı ziyaret etmiş, yetkililerle görüşmüş, Yemen'deki son durumu istişare etmişti.
Suudi Arabistan'ın Suriye ve Yemen politikaları göz önüne alındığında, Mısır'ın bu iki ülkeyle ilgili attığı adımların Riyad'ı öfkeden çılgına çevirdiÄŸine şüphe yok. Mısır'ın son siyasi manevralarının, Suudiler tarafından Kahire'nin Tahran'a yaklaÅŸmakta olduÄŸu ÅŸeklinde yorumlandığı da kesin. Nitekim, Mısır DışiÅŸleri Bakanı Sâmih Şükrî'nin Ä°ran'ı ziyaret edebileceÄŸine dair haberler de Arap basınında yoÄŸunlaÅŸtı. Ä°ran, Suudiler petrol akışını durdurduÄŸunda “Mısır'ın ihtiyacını biz karşılayabiliriz” atağıyla da dikkat (ve tepki) çekmiÅŸti.
«««
Bölgedeki diÄŸer ülkelerin içinde bulunduÄŸu durumu da göz önüne aldığımızda, Mısır'ın Ä°ran-Rusya cephesine geçiÅŸe yaklaÅŸtığı söylenebilir. Nitekim bu ihtimal herkesi o kadar ürkütüyor ki, Arap basınında “Mısır, Suudi Arabistan'la iliÅŸkileri mutlaka düzeltmeli. Ä°ki ülkenin kavga etmesi, bölge için vahim sonuçlar doÄŸurur” temalı analizler de yoÄŸunlaÅŸmaya baÅŸladı.
Fakat Mısır geri adım atacak gibi görünmüyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nin sıkı desteğini arkasına alan Kahire, Suriye'de Esed rejimini ve Yemen'de ayrılıkçı Hûsîleri destekleyerek İran'ın himayesini de garantilemeye çalışıyor. Suudi Arabistan'la ilişkileri henüz koparmayan Sisi yönetimi, Riyad'ın yerine koyabileceği bir siyasi ve ekonomik cephe yaratma arayışında. Son haftalarda yaşanan gelişmelere bakılırsa, bu cephenin yeterince tahkim edildiğini gördüğü anda, Mısır'ın Suudi Arabistan'la münasebetleri askıya alması bile ihtimal dahilinde.
Böyle bir durumun ortaya çıkması, gerçekten de Arap dünyasını baştan aşağı sarsacak bir gelişme olacaktır. Tıpkı 1960'larda olduğu gibi Amerikan blokuna karşı Rusya (o zamanlar Sovyetler) blokunun netleşmesi, Ortadoğu'da yeni problemleri de beraberinde getirecektir.
Türkiye, giderek netleşen bu ayrışmada bir taraftan Suriye meselesinde İran ve Rusya'yla birlikte hareket ederken, Mısır'la darbe nedeniyle gerginlik içinde. Türkiye'nin Arap dünyasındaki en sıkı dostları Suudi Arabistan ve Katar da Mısır rejimiyle sorun yaşıyor. Önümüzdeki dönemde, Ankara'nın birbirine düşman kamplar arasında kalarak problemleri azaltmaya çalışma siyasetine odaklanması gerekebilir. Mısır'la ilişkilerin düzeltilmesi bugün mümkün görünmese de, tüm bu gerilimlerin azaltılması için zaman içinde Sisi yönetimiyle doğrudan temasa geçilmesi bir mecburiyet halini alabilir.
***
Bu yazıyı yazarken, ta 2014'ten bir haber düştü önüme, tesadüfen. Fransız haber ajansı AFP'nin Kahire mahreçli haberine göre, Muhammed Mursi ve beraberindeki 35 kişi hakkında yeni bir dava açılmış. Davanın gerekçesi de şu: Mısır'ı istikrarsızlaştırmak için, İran Devrim Muhafızları'na gizli bilgiler aktarmak ve İran hesabına casusluk.
Mursi, bu ve benzeri suçlamalara muhatap olarak hâlâ hapiste tutulmaya devam ediyor. Onu devirenler ise, İran'la stratejik ortaklık sularına yelken açmış bulunuyor.
Ortadoğu, gerçekten de akıl-sır ermez bir çelişkiler âlemi.
 
YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.