Sosyal Medya

Güncel

Terör, nereden, nasıl, hangi saikle gelirse gelsin bir kötülük biçimidir - İsmail Kılıçarslan

Kazanamazlar. Kazanamayacaklar. Zira 'zulüm ile abâd olunmaz' denmiştir ve çok doğru denmiştir.



Terör, nereden, nasıl, hangi saikle gelirse gelsin bir kötülük biçimidir ve bugün kazanıyor gibi görünse de, bugün üstünlük kendisindeymiş gibi dursa da asla bir sonuca ulaşamaz, iyileri yok edemez. Buna gücü yetmez.

Sözgelimi İsrail sorununu alalım ele. 1947'den bugüne yapmadık zulüm, almadık can bırakmayan bir terör biçiminin adıdır İsrail. İsrail'e 'kazanan' diyebilir miyiz peki? Hayır. Zira İsrail'in orada kaldığı son güne, yani yıkılıp biteceği son ana kadar çekeceği bir sıkıntı vardır: 'Varlık sıkıntısı.' Orada haksız nedenlerle olduğunu bilmenin huzursuzluğu, bir an boş bulunsa Filistinlilerin birer kabus olup üzerlerine çökeceğini bilmenin sıkıntısı, uluslararası desteklerini yitirdikleri gün işgal ettikleri topraklarda bir gün bile kalamayacak olduğunu bilmenin acısı İsrail'i en genel manada bir 'kaybeden' yapıyor. 'Hadi canım sen de' mi dediniz? Herhangi bir İsrailliye 'Amerika, İngiltere, Rusya v.b. sizden desteğini çekerse ne olur?' sorusunu sorun bakalım. Alacağınız cevaptan sonra konuşalım.

Kötülüğün doğası kendisini her seferinde yeniden icat etmek zorunda kalan, her seferinde 'yapmak için müthiş bir enerji' gerektiren bir şeydir. Yapanı yordukça yorar. Tüketir.

Sözgelimi IŞİD'i alalım ele. Bir 'uluslararası prodüksiyon' olduğuna zerrece şüphe etmediğim bu kötülük organizasyonu öyle ya da böyle yolun sonuna gelecektir. Çünkü o düzeyde bir kötülük kendini devam ettirebilecek enerjiyi üretemeyecektir bir noktada. Tıkanıp kalacaktır. Ürettiği 'Haşhaşi aklı'nın ve ortaya çıkardığı 'Sabbahi müritler'in sonu gelecektir. En kaba tabirle söyleyecek olursak 'geldikleri yolun sonunda' onları büyük bir dünya cehennemi karşılayacaktır. Haricilere öyle olmuştur, Haşhaşilere öyle olmuştur, Moğollara öyle olmuştur, Haçlılara öyle olmuştur. Onlara da olacaktır.

Elbette bir IŞİD mensubunu nelerin motive ettiÄŸini biliyorum. Bunları, o bilgiye sahip olarak yazıyorum. Haricileri, HaÅŸhaÅŸileri, MoÄŸolları, Haçlıları nelerin motive ettiÄŸini de biliyorum fakat. O büyük motivasyonlarına raÄŸmen tükenip gittiklerini de…

Kötülük sürekli yöntem değiştirmek zorundadır. Her yöntem değişikliği kötülük organizasyonlarının ecelini hızlandırır.

Sözgelimi İran rejimini alalım ele. İran rejimi artık Müslüman katlettiğini, Sünnilerin kanını döktüğünü inkar etmiyor. Aksine, her vesileyle bunun altını çiziyor. Çok meraklıysanız video paylaşım sitelerinden İranlı askerlerin, Şii Arap milislerin çektiği görüntüleri izleyin. Orada salt ve nedensiz 'Sünni düşmanlığı' göreceksiniz. Hz. Hüseyin'in intikamını aldıklarını söyleyen bir ahlaksızlar sürüsü göreceksiniz. Hz. Ebubekir'e, Hz. Aişe'ye, Hz. Ömer'e ve Hz. Osman'a ağız dolusu sövmekten çekinmeyen bir aptallık biçimi göreceksiniz. Kötülük aptallıkla birleşince adına 'İran rejimi' denirmiş, onu göreceksiniz. Ve elbette bu kötülüğün devam edemeyeceğini fark edeceksiniz. İran rejiminin ya şimdi dost bildikleri ülkeler tarafından ya da şimdi düşman bildiği Sünniler tarafından yerle bir edileceğini, o günün çok uzakta olmadığını fark edeceksiniz. Zira bu düzeyde bir kötülüğün sürdürülebilir olmadığını hissedeceksiniz.

Örnekleri çoÄŸaltmak mümkün… Ancak sanırım maksat hâsıl oldu.

Bu profesyonel kötülerin karşısında kazanacak olan amatör iyilerdir. Buna hiç kuşkum yok. Kötü çok, iyi azdır ve biz az olanın çok olanı mağlup edeceği bir zaman diliminde yaşamaktayızdır. Buna da hiç kuşkum yok.

Bakara Suresinin 249. ayetini hatırlayalım: 'Tâlût, ordu ile hareket edince 'şüphesiz Allah, sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim onu tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka' dedi. İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçince geride kalanlar 'bugün bizim Câlût'a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok' dediler. Allah'a kavuşacaklarını kesin olarak bilerek ırmağı geçenler ise şu cevabı verdiler: 'Allah'ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir.'

Amatör iyilerin asıl imtihanı ırmaktaki sudur. O sudan içmez ve o sınavı geçerlerse zafer müyesserdir. Çünkü cevher olan iyiliktir ve kötülüğü her daim yenecektir.

Ne diyordu Russo: 'Şimdi hafızım. Ben tam anlamadım. Talut, yanındaki küçücük toplulukla o haşmetli, kibirli, korkutucu Calut'u yenmiş he mi? İşte akledenler için bunda ibretler vardır.'

YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.