Sosyal Medya

Güncel

Acı geçer, acısı geçmez - İbrahim Tenekeci

İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden bir mezartaşı hatırlıyorum. Roma döneminden kalma. Taşın üstünde yazan: “İyi ve kimseye acı çektirmemiş.”



Ä°yi bir insan olmanın kadim ölçüsü: Kimseye acı çektirmemek. Sıkıntı ve eziyet vermemek.

İnsanlar insanlara eli, dili ve hatta davranışlarıyla acı verebiliyor. Mesela yüzümüzde beliren alaysı bir ifade. Küçük bir mimik hareketinin karşımızdaki insanda oluşturduğu büyük yankıyı ölçme imkânımız var mı? Yok.

Ãœzülmek, aynı zamanda bitkin ve dermansız kalmak anlamına da gelir. Yani insanın insanı yahut insanlığı tüketmesi. Devamı: Kopmak, dağılmak. Bir insanı üzdüğümüz / kırdığımız vakit, onun kopup gitmesine, dağılmasına sebep olabiliyoruz. Dayanıklı olan kalıyor, olmayan gidiyor.

Herkes ektiÄŸini biçer. Ekmeyenler ise baÅŸkasının hakkına, emeÄŸine, nasibine göz diker. Haset eder. Evet, üzüntü kaynaklarımızdan biri de bu acı durumdur. Kıyıcı 'olmak veya olmamak.' Bunun ortası yoktur. Tarafsız kalamaz, çekimser duramazsınız. “Bana bulaÅŸmasın” diye uzak durduÄŸunuz ÅŸey, size çoktan ulaÅŸmıştır bile.

Müslüman, kendisinden emin olunan kiÅŸidir. BindiÄŸimiz araç bizi nereye götürüp bıraktı? Artık aramızdaki itimat duygusunu bile 'kredi' kelimesiyle ifade ediyoruz. “Onun bende kredisi kalmadı” gibi. Bir acı daha!

Acımasız insanlarla beraber acı dolu bir çağın içindeyiz. Acımasızlığa yardım ve yataklık yapan örgütler, ülkeler, kurumlar.

Gün akÅŸamlıdır elbette. Bazı günler ise hiç bitmeyecekmiÅŸ gibi uzun sürüyor. Geçmeyen zamanlardan geçiyoruz. Gün bitmek üzereyken yeniden baÅŸlıyor. 15 Temmuz gecesi, büyükelçinin sırtından vurulması, cepheden gelen zalimlik haberi…

BildiÄŸim budur: Acı geçer, acısı geçmez. Kalır. Kahır.

***

Yurdumuzu muazzam bedeller ödeyerek kurduk ve koruduk. Kayıplarımız belki de kazancımızı geçmiştir. Acımız sevincimizden çoktur muhtemelen. Ne yapacağız? Bu böyledir deyip teslim mi olacağız? Pişmanlık mı duyacağız?

DiriliÅŸ dizisini seyrederken bir ÅŸey dikkatimi çekti. Dizide hiç köpek göremedim. Åžunu dedim kendi kendime: 'Türk köpeksiz yapamaz.'

Bunun birden fazla anlamı var. İsterseniz sözlüğe bakalım: Alçak, aşağılık, başkalarına yaltaklık eden kimse. Hain, namert.

Can alıyor, acı veriyorlar. Öte yandan, tetikte durmamızı da saÄŸlıyorlar. Bu illetten kurtulmak için millet oluyoruz. Allah bilir ya; zorluk deÄŸil de daima rahatlık yaÅŸasaydık, çoktan dağılıp gitmiÅŸtik. Acı, insanları birbirine yakınlaÅŸtırır. Millî ve dinî kaynaÅŸmaya vesile olur.

Ne yazık ki acının ve acımasızlığın örnekleri her geçen gün çoğalıyor. Şeytanın aklı vardır fakat iyiliğe, güzelliğe çalışmaz. Sırf kötülük için yeni yöntemler geliştiriyorlar. Merhamet garip kaldı.

Bin yıldır buradayız ve 'acının omuzlanışını' yaşadık, yaşıyoruz. Bir Acıya Kiracı'ydık, evsahibi olduk.

Ä°nsan insanın evvela gönlüne muhtaçtır. Tutunmak, bir ihtiyaçtır. Ä°nsan insana tutunur. Erlik, sadece savaÅŸla olmaz. Gönülleri almakla, ihya etmekle de olur. Tarihimiz ve talihimiz gönül erleriyle doludur.

“Muazzam bedeller” dedik. Çanakkale savaşı sırasında ve bir karşı taarruz esnasında, birkaç saat içinde on bin vatan evladı ÅŸehitlik mertebesine yükselmiÅŸtir. 'Düşmüştür' demeyelim. Åžehitlik kavramı ile düşmek kelimesi ayrı dünyalara mahsus.

O yıllarda sosyal medya olsaydı ve tepkilerden etkilenme yaÅŸansaydı, ÅŸimdi biz Çanakkale Zaferi'ni kutlayabilir miydik? Bir de ilave yapalım: Yüz yıl önceki toplumsal yapımız ile bugün arasında fazla bir fark aramayınız. Bulamazsınız.

Sosyal medya, kara haberleri paylaşan ama acıyı paylaşmayan insanlardan geçilmiyor. Onlardan biri olabilir miyiz? Olmayalım inşallah.

***

Aylardır çok üzgünüm. Acı çekiyorum. Şunu anladım: Üzüldükçe güçleniyorum. Zalimleri ve hainleri gördükçe cesaretim artıyor. Acı çektikçe acımasız olmuyorum fakat.

Durum: Terör örgütlerinden biri, sınır ÅŸehrimize bomba yaÄŸdırıyor. Ciddi kayıplarımız var. Ä°stek: “Devlet bu saldırıları durdursun.” Ãœlkemiz bunun için ileri adım atıyor. Ä°tiraz: “Bizim orada ne iÅŸimiz var?”Askeri harekat düzenlemeyip de mesela anlaÅŸma yoluna gidilseydi, bu kez ÅŸunu diyecekti: “Türkiye, terör örgütüyle masaya oturamaz.”Acı olan ve veren, bunların hepsini aynı kiÅŸinin söylemesi. Sayıları az deÄŸil. Böylece acımız ve azmimiz katlanmış oluyor.

Niyeti bozuk olanları dışarda tutarak söyleyelim: İnsanların kafası karışabilir, fakat devlet aklının karışmaması gerekir.

Bunu da kendimize ayıralım: Ã–lenle ölemeyiz ama bir gün biz de öleceÄŸiz. Ona göre yaÅŸayalım, yaÅŸatalım.

YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.