Bana paralele en yakın parti hangisi derseniz, CHP derim - Abdurrahman Dilipak

CHP hep “sistem içi” olmuÅŸtur. Uluslararası sistemin tetikçiliÄŸini, taÅŸeronluÄŸunu yapmış, bu misyonu gereÄŸi darbelerin yanında, içinde olmuÅŸtur. Locaların yanında, sözde işçiden yana gibi gözükmüş ama özde sermayenin yanında yer almıştır.

Biliyorsunuz, tek bir kiÅŸiye ÅŸefaat etme yetkisi verilse Gülen’in ÅŸefaat edeceÄŸi kiÅŸi Ecevit’tir. Bu arada; CHP’li Gülek’in de, Gülen, ABD yolcusu olduÄŸunda ÅŸefaat ettiÄŸi kiÅŸi de Gülen’dir..

Bakın, Baykal’ın da, KılıçdaroÄŸlu’nun da “arz-ı ihlas ettiÄŸi makam” bir.

ErdoÄŸan’a kim siyaset yasağı getirdi ise Allah onu onların sırtında Meclise taşıdı. Tıpkı Erbakan’ı Ä°sviçre’ye gönderenlerin sırtında onu Ankara’ya getirdiÄŸi gibi..

Erbakan’ı 28 Åžubat öncesi iktidara taşırken Tansu Çiller bir gecede hidayete ermiÅŸti, ErdoÄŸan’ı iktidara  taşırken de hidayete erme sırası Baykal’daydı..

Sahi, Demirel “Morisson” mu idi, “Nurlu” mu idi. “Çoban Sülü” müydü? Bu alemde kim kimdir belli olmayabiliyor.. Sizin “Tekin Alp” zannettiÄŸiniz zat “Moiz Cohen” diye biri olabiliyor. Siz Åžeyh zannediyorsunuz, adam Captagon tüccarı çıkıyor.. Melek zannettikleriniz ÅŸeytan, ÅŸeytan zannettiklerinin melek ya da kahraman zannettikleriniz hain, hain zannettikleriniz kahraman olabiliyor. Bir imparatorluÄŸu yıkıyorlar, o ülkenin halkına zafer diye kutlatabiliyorlar.. Sakın “Åžeytan bizi Allah’la aldatmasın”. Celladımıza aşık olmayalım sakın. Kaçtığımızı zannettiÄŸimiz ÅŸeye doÄŸru koÅŸmayalım da!

Demirel’e “Çoban Sülü” diyenler de Ecevit’e KaraoÄŸlan diyenler aynı çevreler olmasın sakın. Ä°mam-Hatibe giden Sünni çocuklar, saÄŸ partilerin ucuz oy deposu olacaktı, Ecevit’in peÅŸinden giden Alevi çocuklar da sol partilerin ucuz oy deposu olacaktı.. Sonra öğretmenle imam kavga edecekti. SoÄŸuk savaşın pankreas güreşçileri kırmızı ile yeÅŸili birbirine kırdırıp aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaÅŸları üzerinde kendilerine iktidar ve servet üreteceklerdi..

Ali Bulaç, Zaman’daki köşesinde bu müjdeyi veriyor ve Türkiye’nin demokratik çoÄŸulculuÄŸu için bunun bir fırsat olduÄŸunu yazıyordu. “Anavatan”dan (!?) gelen haberler bu yöndeydi çünkü!

Bu işin Sağcısı, Solcusu, İslamcısı, Alevisi, Sünnisi, Marksisti, Liberali yok..

Bekri Mustafa fıkrasını biliyorsunuz, “Ayasofya’ya imam oldu deyin, onlar gerisi anlar” demiÅŸ ya. Sisi’nin tarikat örgütlediÄŸi bir zamandan söz ediyoruz..

ErdoÄŸan BaÅŸbakan olacak, ama Baykal CumhurbaÅŸkanı olacaktı. FETÖ de, MÄ°T ve emniyet istihbarat üzerinden ErdoÄŸan’ı kuÅŸatacaktı.. ErdoÄŸan aslında “kafesteki” aslan gibi çıkartılacaktı Çankaya’ya. Özel kalem müdürünü ile Baykal’ın onayı olmadan atayamayacaktı. Baykal, bir sübap, filtre, fren olacaktı ErdoÄŸan’ın önünde.

Ama ErdoÄŸan Çankaya’ya Gül’ü gönderdi ve kafesin kapısı açık kaldı. Döndü MÄ°T ve emniyette bir operasyon yaptı. ErdoÄŸan kontrol dışı kaldı. Baykal da rolünü iyi oynayamadığı için cezalandırıldı. Dün 28 Åžubat’ta Erbakan’a “Beceremedin, bırak git” diyen sesin sahibi bu kez aynı sözü Baykal’a söyledi. O da gitmek istemeyince gönderildi. Sonuçta zaten bir kasetlik canı varmış.

Baykal apartopar gönderilince, hemen yerine uygun biri bulunamadı.. CHP’de liderlik iddiasında çok adam var da, horozu çok mahallede sabah geç olur. Kimi getirecek olsanız öteki karşı çıkıyor. Sonuçta uygun bir isim bulunana kadar yedekteki joker kullanıldı. O da KılıçdaroÄŸlu idi.. KılıçdaroÄŸlu’nun gücü güçsüzlüğünde.. Kimi getirecek olsanız adam kök salar. Yarın deÄŸiÅŸtirmek isterseniz sorun çıkartır.. KılıçdaroÄŸlu’nun sosyolojik tabanı yok. Arkasından aÄŸlayan olmaz.. Daha “uygun” biri bulunduÄŸunda, ya da PR çalışması yapılıp yerine yeni bir isim getirmek için zamana ihtiyaç vardı. CHP’ye geçici protez olarak KılıçdaroÄŸlu getirildi, ama  kimi getirseniz, bir baÅŸka grup buna karşı çıktığı için KılıçdaroÄŸlu yerinde kaldı..

Åžu dev telsiz antenlerine benziyor KılıçdaroÄŸlu. Kökü yok, ama herkes bir tarafa çekince o ayakta kalıyor.. KılıçdaroÄŸlu’nun gücü güçsüzlüğündedir.. KılıçdaroÄŸlu olmadan da olmuyor, KılıçdaroÄŸlu ile de.. Bu da CHP’nin dilemmasıdır.. CHP’nin “zehri dermanında gizlidir.”

Hani Kılıçdaroğlu da gönderseniz, gelen gideni aratacak gibi.

Bu FETÖ denen yapı bir garip.. İşin içinde CIA, MOSSAD, MI6, Vatikan Jandarmaları olunca bunların nerede başlayıp nerede bittikleri belli olmuyor.. Bunların bölgedeki ajanlarının hemen hepsi bir şekilde bu yapı ile ilişkili ve iç içe.. Sonuçta kimin eli kimin cebinde belli değil..

Baykal ya da KılıçdaroÄŸlu’nun Gülen’le tanışıp tanışmadığı ya da kitaplarını okuyup okumadığı, o saçmalıklara inanıp inanmadığı hiç önemli deÄŸil..

KılıçdaroÄŸlu’nun danışmanı FETÖ’cü imiÅŸ, onda da ByLock çıkmış. Ne var bunda! O ByLock, KılıçdaroÄŸlu’nun adına kayıtlı olsa ya da olmasa ne yazar. BaÅŸkalarının, bu iÅŸle hiç alakası olmayanların, hatta kendi adlarına bu tür bir telefon kaydı olduÄŸunu bilmeyenlerin üzerine kayıtlı bir sürü ByLock var. “KılıçdaroÄŸlu’nun canlı ByLock’u var” demek ki..

Cansız ByLock taşımak suç, canlı ByLock taşımak değil..

Bakın, bu kriptolar bir alem.. Bunlar baÅŸka istihbarat örgütlerine mensup, farklı dinlerden adamlar da olabilir. Onların buradaki iÅŸbirlikçileri de bu yapıya hizmet edebilir.. Din, ideoloji, ahlak filan unutun.. Hemen yanlarında menfaat iliÅŸkisi kurarak kontrollerine aldıkları çok daha fazla insan var. 3. halkada ise tehdit ve ÅŸantajla, ipnozla biyonik robot ya da zombi haline getirdikleri adamlar var.. Ötekiler bunların eline su bile dökemez. SohbetmiÅŸ, himmetmiÅŸ, ders halkasıymış. Bunlar yeÅŸil kabuk. Aspirinin etken maddesi saliselik acid’dir.. Geri kalanı, katkı maddesi, koruyucu, tatlandırıcı, renk maddesi falan..

Bakın, birilerinin Gülen’ciliÄŸi, o bildiÄŸiniz tiplere benzemez. Seküler Gülenciler, Gülen’in hizmet ettiÄŸi makama hizmet ederler..

Bana sorarsanız Paralel yapının siyasi ayağı deÅŸifre olacak olursa, CHP de AK Parti’den daha az FETÖ’cü çıkmaz. Selam ve dua ile.. 

YENÄ° AKÄ°T