Güncel
Vakit Sabır-Sebat ve Direnç Vakti- Abdullah Yıldız
Bir yandan İstanbul ve Kayseri’de yaşadığımız can yakıcı kayıplar, diğer yandan “Sadece ‘Rabbimiz Allah’tır’ dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılan” (Hacc 22/40) Halepli ve Arakanlıkardeşlerimizin çektikleri dayanılmaz acılar ve işkenceler, Kur’ân’ın bize öğrettiği şu duayı akla getiriyor:
“Rabbimiz, üzerimize sabır-sebat-direnç yaÄŸdır, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirlere karşı bize yardım et!” (Bakara2/250)
Kur’ânî tarih bilinci, nice ÅŸanlı direniÅŸin diriliÅŸe dönüştüğünü öğretir bize: Hz. Musa’nın (a.s) zalim Firavun yönetimine baÅŸkaldırışı... Bir avuç Ashab-ı Kehf’in Roma zulüm düzenine karşı ayaklanıp maÄŸaraya sığınmaları... Gaddar Ashâb-ı Uhdûd’un ateÅŸ hendeklerine attığı müminlerin direniÅŸleri...
Allah Rasulü (s), Tevhid mücadelelerinin uzun, sabırlı, çileli ve zahmetli yollardan geçtiÄŸini hatırlatır ashabına. Habbab b. Eret’in (r.a), putperest iÅŸkencelerinden ÅŸikâyet etmesi üzerine şöyle buyurur:
“Sizden önce öyleleri vardı ki, kendisi için hazırlanan çukura konuyor, sonra bir testere ile vücudu başının ortasından ikiye bölünüyordu. Bazılarının etleri, demir taraklarla taranıyordu. Ama bütün bunlar yine de onları dinlerinden döndüremiyordu. Yemin ederek söylüyorum ki, Allah bu dini tamamlayacaktır... Fakat siz acele ediyorsunuz.”(Buhari, Menakıb 25)
İngiliz sömürgeciliğine direnen ünlü lider Gandhi der ki:
“Kazanmamız belki yıllar sürecek, fakat yine de yılmayacağız.”
Polonya’da direnişçi işçi hareketinin (Solidarity) lideri Vaclav Havel de, ‘gerçeÄŸi’ bıkmadan söyleyip direnerek beklemeyi içeren umutlusabır sürecinden söz eder:
“...yarın veya öbür gün, daha öbür gün bir sonuca ulaşıp ulaÅŸmayacağı üzerine kafa yormadan sırf yapılması gereken doÄŸru davranış olduÄŸu için sadece gerçeÄŸi söyleyerek direnmek... Bu tür bekleyiÅŸ, … zafere ulaşıp ulaÅŸmayacağı ya da yüzüncü kez bastırılıp bastırılmayacağına bakmaksızın, meydan okuyucugerçeÄŸi tekrarlamanın kendi içinde bir anlam taşıdığı inancından kaynaklanır…”
Evet, tembelliğe ve edilgenliğe dönüşmeyen sabır, umutsuzluğa ve yılgınlığa dönüşmeyen sebat, inkıtaa uğramayan uzun solukludireniş, hakkı-hakikati savunarak hak yolda sabit-kadembekleyiş...
Biz müminlere düşen de; Allah’a dayanıp güvenerek sonu zaferle taçlanacak uzun soluklu direniÅŸ için sebat etmektir! Asla umutsuzluÄŸa, şüphe ve tereddüde kapılmadan sabretmek! Eza ve cefaları, zulüm ve haksızlığı yapanların kesinlikle yenilgiye mahkûm olduÄŸunu bilerek direnmek! Kâdir olan Allah’ın, iman edenlere yardım vaadini hep hatırda tutarak yola devam etmek! Yılmadan, bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden, miskinliÄŸe düşmeden kararlı bir ÅŸekilde cehd ve gayreti sürdürmek!...
İşte zafere ulaşmanın, dünya ve ahiret saadetini elde etmenin değişmez anahtarları!
Tarih boyunca yeryüzünde adaletsizce ve haksızca egemenlikler tesis eden güç ve servet sahibi zorbalara bilgece seslenen Halil Cibran; “Siz, Babil’in bahçelerini zayıfların iskeletlerinin üzerinde yükselttiniz; Ninova’nın saraylarını fakirlerin mezarlarının üstüne diktiniz. Ä°ÅŸte Babil ve Ninova; devenin çöl kumları üzerindeki ayak izlerinin bir benzeri oldu...” der ve devamla, o zalimlerin “sert zayıflıkları”nın geçiciliÄŸine karşın mazlumların “uysal güçleri”nin derunundaki kalıcılığa dikkat çeker.
Bosna Müslümanlarına tarihin en vahÅŸi katliamını uygulayan zalim Sırpların sert zayıflıklarına karşı uysal güçle direnen BoÅŸnakların “bilge kralı”Aliya Ä°zzetbegoviç der ki:
“Her baÅŸarılı mücadele, sadece ortak ve organize edilmiÅŸ, uÄŸruna kurban verilmiÅŸ mücadeledir”.
Åžimdi “kurban verenler” olarak “uyanık ve hareketli” olma vaktidir.
Ve ÅŸu ilahi uyarılara uyarak Hak Yol’da ısrarla yürüme vaktidir:
“Onların kurdukları tuzaklardan ötürü canını sıkma!” (Neml 27/70)
“GevÅŸemeyin ve üzülmeyin; eÄŸer gerçekten iman etmiÅŸseniz, üstün ve galip gelecek olanlar sizlersiniz.” (Âl-i Ä°mran 3/139)
“Kâfirlere ve münafıklara boyun eÄŸme; onların ezalarına aldırış etme ve Allah’a tevekkület. Vekil olarak Allah yeter.” (Ahzâb 33/48)
“Siz kendinize bakın! Siz doÄŸru yolda olduÄŸunuz takdirde sapan(lar) size asla zarar veremez.” (Maide 5/105)
Zulmün iyice koyulaÅŸtığı ve mazlumların “Allah’ın yardımı ne zaman!” yakarışlarının ayyuka çıktığı ÅŸu günlerde, Rabbimizin “Dikkat edin: Allah’ın yardımı yakındır!” (Bakara 2/214) müjdesini iÅŸitir gibiyiz…
(Bakınız: bu konuları genişçe ele aldığımız “DireniÅŸten DirliÅŸe” kitabımız; Pınar yayınları.)
YENÄ° AKÄ°T
Henüz yorum yapılmamış.