Güncel
Tahran yönetimi kırk yıllık çabalarının meyvelerini topluyor
Follow @dusuncemektebi2
Ortadoğu’da kurduğu ittifak ağını ‘direniş ekseni’ olarak adlandıran İran, son yıllarda savaşların sürdüğü Suriye, Irak ve Yemen’de nüfuzunu genişletmiş durumda. Konuyu değerlendiren İran uzmanı Hakkı Uygur’a göre, Tahran yönetimi kırk yıllık çabalarının meyvelerini topluyor. Ancak savaşlar sona erdiği zaman, İran’ın bu ülkelerdeki varlık sebebi de tehlikeye düşecek.
MEZHEP BİR ARAÇ
Ä°ran, OrtadoÄŸu’da kurduÄŸu ittifak ağını ‘direniÅŸ ekseni’ olarak tanımlıyor. Ä°ran’ın Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de bu ülkelerdeki devlet dışı müttefikleri üzerinden nüfuz elde ettiÄŸi görülüyor. Bu politikanın ne zaman ve nasıl oluÅŸtuÄŸunu, bugünlere nasıl geldiÄŸini açıklayabilir misiniz? Ä°kincisi, Suriye, Irak ve Yemen’de son yıllardaki çatışmalar direniÅŸ eksenini güçlendiriyor mu, zayıflatıyor mu?
16-12/20/aff-1482194115.jpgDireniÅŸ ekseni tabiri, Ä°ran’ın Suriye ve Lübnan ile iliÅŸkilerini tanımlamak için kullanmayı sevdiÄŸi bir tabir. Daha önce bu aktörlerin arasında yer verilen Filistinli Hamas örgütü, 2011 yılından itibaren Suriye devrimini aktif bir ÅŸekilde desteklediÄŸi için, Ä°ran tarafından Ä°srail’e karşı konumlandırıldığı iddia edilen bu eksenden dışlanmış durumda. Söz konusu aktörlerin arasındaki iliÅŸkiler 70’li yıllara kadar geri gider.
Mustafa Çamran ve Musa Sadr gibi isimlerin Arap ülkeleriyle ve liderleriyle kurdukları iliÅŸkiler, 79 devrimi sonrasında kurumsallaÅŸmıştır. Yine de gerek Mısır liderliÄŸindeki eÅŸ zamanlı dönüşüm, gerekse de Arafat liderliÄŸindeki FKÖ’nün, Ä°ran-Irak savaşının baÅŸlamasıyla birlikte Ä°ranla arasına mesafe koyması, Ä°ran’ı Arap dünyası karşısında yalnızlaÅŸtırmış ve Tahran’ın Åžam’dan baÅŸka bir müttefiki kalmamıştır.
Önce Ä°slami Emel, ardından Hizbullah örgütüyle birlikte etkinliÄŸini Lübnan üzerinde de artıran Ä°ran, Irak savaşının ilk safhalarında Suriye’den ciddi bir silah temini de saÄŸlamıştır. Humeyni’nin ölümüyle birlikte sınırları içine çekilen Ä°ran, saldırgan ve agresif söylem ve tavırlarının ülke için ne kadar yıkıcı sonuçlara yol açtığını görmüş, 1990-2003 yılları arasında bölgesel iÅŸbirliÄŸine önem vererek silahlı maceralardan uzak durmaya çalışmıştır.
Bununla birlikte 2001’deki Afganistan ve 2003’teki Irak iÅŸgalleri, Ä°ran’ın ABD ile doÄŸu ve batıdan komÅŸu olmasına yol açmıştır. Özellikle Irak’ın ardından sıranın kendisine geleceÄŸini düşünen Ä°ran, yıllardır yatırım yaptığı Bedir Örgütü ve sonrasında Mukteda Sadr liderliÄŸindeki Mehdi Ordusu gibi grupları ABD’ye karşı aktif savaÅŸ için ikna etmiÅŸ ve desteklemiÅŸtir. 2006 yılındaki Ä°srail-Hizbullah çatışması Ä°ran tarafından kendisine yönelik savaşın ilk adımı olarak deÄŸerlendirilse de Irak’ta kendisine yakın Åžii grupların iÅŸbaşına gelmesiyle oldukça rahatlayan Ä°ran, özellikle 2008’de Obama’nın seçilmesiyle birlikte derin bir nefes almıştır.
Yemen’de Körfez ülkelerinin yanlış yaklaşımlarının da etkisiyle tarihi olarak Ä°ran Åžiileriyle iliÅŸkisi bulunmayan ve Sünni mezheplere daha yakın olan Zeydi kabileler Ä°ran’ın kucağına itilmiÅŸ ve Arap Baharından sonra baÅŸkent Sana’yı ele geçirmiÅŸlerdir.
Lübnan’dan, Yemen’e, Suriye’den Irak’a geniÅŸ bir coÄŸrafyada etkin hale geldiÄŸini düşünen Ä°ran yönetimi aslında neredeyse yarım yüzyıla yaklaÅŸan çabaların meyvesini toplamaktadır. Bununla birlikte Ä°ran’ın bu kazanıyor görüntüsü geçicidir ve kendisine karşı çok daha geniÅŸ bir bölgesel ittifakın temellerinin atılmasına neden olmuÅŸtur.
Son dönemde uluslararası medyada Ä°ran’ın OrtadoÄŸu’da bir ‘Åžii Hilali’ oluÅŸturmaya çalıştığı yönünde yorumlar yapıldı. Ä°ran ise bu iddiayı reddetti. Ä°ran’ın dış politikasında mezhep ne ölçüde belirleyicidir?
Demografik olarak Åžii Hilali’nin ütopya olmasından daha önemli bir nokta olarak, Ä°ran’ın savunduÄŸu deÄŸerler ve ideolojinin ülke içinde bile meÅŸruiyetini tamamen kaybetmiÅŸ olduÄŸu gerçeÄŸi göz önünde tutulmalıdır. Dolayısıyla sıcak çatışma ortamı bittiÄŸinde söz konusu grupları birbirine baÄŸlayan pek fazla bir ÅŸeyin olmadığı anlaşılacak ve iç çatışmalar derinleÅŸecektir.
Ä°ran da tıpkı diÄŸer bölgesel güçler gibi kullanabileceÄŸi tüm argümanlara atıfta bulunmaktadır. Etnik zaaflarını örtmek için mezhebi vurguda bulunurken, mezhep farklılığı olan Kürtlerle Aryanlık temelinde bir söylem kullanması ilginçtir. Mezhep Ä°ran için iÅŸlevsel bir araçtır ve bölgedeki çatışmanın bu ÅŸekilde tanımlanması Ä°ran’a güç katmaktadır.
Irak’taki HaÅŸdi Åžabi güçleri son yıllarda sık sık gündeme geliyor. Ä°ran’ın HaÅŸdi Åžabi üzerindeki etkisi ne düzeyde?
HaÅŸd-i Åžabi temel olarak üç ana gruptan oluÅŸsa da alt grupların sayısı yüze yaklaÅŸmaktadır. Sistani ve Sadr’a baÄŸlı gruplarda fazla bir etkinliÄŸi olmasa da HaÅŸd’ı oluÅŸturan grupların kahir ekseriyeti doÄŸrudan Ä°ran tarafından belirlenen isimler tarafından yönetilmektedir. Ä°ran’ın özellikle Nuceba ve Ketaib-i Hizbullah gibi bazı örgütleri Irak dışında da kullandığı ve gelecektede kullanmak isteyeceÄŸi düşünülmektedir.
Suriye konusunda görüş ayrılıkları olsa da Türkiye ile Ä°ran’ın iliÅŸkileri bundan ciddi biçimde etkilenmedi. Ä°ki ülke iliÅŸkilerinin geleceÄŸine dair öngörünüz nedir?
Suriye konusunda Ä°ran ve Türkiye tamamen karşıt kutuplarda yer alsa da iliÅŸkilerini toptancı bir yaklaşımla bozmadılar ve asgari hasarla süreci atlatmayı baÅŸardılar. Bununla birlikte özellikle Halep’in tahliyesi esnasındaki geliÅŸmeler ile Türk-Rus yakınlaÅŸması Ä°ran’ı rahatsız etmiÅŸ durumda. Yine Ä°ran temsilcilikleri karşısındaki gösteriler de Tahran hükümetinin tepkisini çekiyor. Türk kamuoyundaki, özellikle de Ä°ran’ın iyi liÅŸkiler geliÅŸtirmek için 35 yıldır çaba harcadığı muhafazakar kesimlerdeki Ä°ran karşıtlığının en üst seviyeye çıkması dikkat çekici. Ä°ki ülke iliÅŸkilerinin yakın zamanda ciddi bir deÄŸiÅŸim göstermesini beklemiyorum, ancak son örnekte görüldüğü gibi Suriye krizine siyasi bir çözüm yolu bulunması, Ä°ran’ın bu ülkedeki müdahalesinin zeminini yok edeceÄŸinden, Ä°ran bu süreci baltalamaya çalışabilecektir.
ESAD’IN DURUMU KUVEYT’TEN ÇIKARILAN SADDAM GÄ°BÄ°
Ä°ran’ın, Pakistanlı ve Afgan mültecilerden oluÅŸan milis gruplarıyla Suriye’de Esad rejiminin yanında savaÅŸtığı biliniyor. Peki bu gruplar savaÅŸ bittikten sonra ne olacak? Ä°ranlı askerler ve milis gruplarının Suriye’de kalıcı olacağını düşünüyor musunuz?
Bu grupların Suriye’de kalacağını düşünmüyorum. Bugün itibariyle Esed rejimi tüm Suriye’de hakimiyet saÄŸlasa ve ülkede tek bir silahlı muhalif kalmasa bile, rejimin hiçbir meÅŸruiyeti kalmamış durumdadır. 2011 öncesi Türkiye, Fransa, Suudi Arabistan gibi ülkelerin mali yardımlarıyla ayakta duran rejimin ekonomik, sosyal ve siyasal tabanı yok olmuÅŸ haldedir ve bu, Kuveyt’ten çıkarılan Saddam Hüseyin’in durumunu anımsatmaktadır. Paylaşım planları tamamlandığında, küresel ve bölgesel güçler anlaÅŸmaya vardığında Esed ve destekçilerinin siyasal hayatları sona erecektir.
NÜKLEER ANLAŞMANIN İPTALİ DÜŞÜK OLASILIK
ABD’nin müstakbel baÅŸkanı Donald Trump ve yakın ekibi, Ä°ran’la yapılan nükleer anlaÅŸmaya karşı olmalarıyla biliniyor. Önümüzdeki dönemde nükleer anlaÅŸmanın bundan nasıl etkileneceÄŸini ve genel anlamda Ä°ran-ABD iliÅŸkilerinin nasıl olacağını öngörüyorsunuz?
Donald Trump’ın seçilmesi Ä°ran’ın beklemediÄŸi ve hoÅŸlanmadığı bir sonuç oldu. Tahran’daki beklenti Clinton’ın seçimleri kazanması durumunda Obama’nın politikalarının süreceÄŸi ve Ä°ran’ın bölgede alan kazanmasının desteklenmeye devam edileceÄŸiydi. Yine de Trump’ın seçim kampanyası ya da öncesindeki Ä°ran karşıtı söylemlere bakarak nükleer anlaÅŸmanın iptali gibi büyük bir beklentiye girmek doÄŸru olmayabilir. Toptan bir Ä°ran karşıtlığı yerine yeni ekip Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan konularının herbiri için farklı tutumlar takınabilir, kabinenin muhtemel üyelerinin Halkın Mücahitleri gibi örgütlerle iliÅŸkileri göz önüne alındığında Ä°ran muhaliflerine yönelik destekler artırılabilir. Yine Trump’ın Ä°srail destekçiliÄŸi düşünüldüğünde Hizbullah’ın zor günler yaÅŸaması muhtemeldir. Buna karşın Ä°srail’in, arkasına sınırsız bir destek aldığını düşünerek Kudüs ve Mescid-i Aksa hususlarında önemli provokasyonlar düzenlemesi ve Ä°slam dünyasının farklı aktörlerinden buna sert tepkiler gelmesi halinde Ä°ran Washington açısından tekrar öngörülebilir ve rasyonel hasım kategorisine girebilir.
KARAR
Henüz yorum yapılmamış.