Sosyal Medya

Kürsü

Haçlılardan, Moğollardan ne farkın kaldı İran? - İbrahim Karagül

Atlas Okyanusu'ndan Pasifik kıyılarına kadar, yeryüzünün ana eksenini oluşturan Müslüman Ortak Kuşak'ta taş üstüne taş bırakmama kararı vermişler. Her ülke için ayrı planlar, projeler yapmışlar. Hiçbir ülkeyi, hiçbir bölgeyi istisna tutmamışlar.



Derin zaaf alanları belirlemiÅŸler, her müdahaleyi bu zaaf alanları üzerinden yürütme planları yapmışlar. Åžimdi; etnik çatışmalar, mezhep savaÅŸları üzerinden bütün o geniÅŸ coÄŸrafyayı büyük bir yıkıma sürüklüyor, 21. Yüzyıla yayılacak ÅŸekilde felaket ve kaossenaryoları uyguluyorlar.

Kimse kendini güvende hissetmesin. Hiçbir ülke iliÅŸkilerine güvenmesin. Hiçbir baÅŸkent bu büyük hesabın arkasına gizlenerek kendini koruyacağı, dahası bir takım kazanımlar içine gireceÄŸi hesabı yapmasın. Biz bu asırlık müdahalelerin daha ilk evrelerini yaşıyoruz. Biz, ülkelerimizdeki, topraklarımızdaki beyinsizler ve hainler yüzünden felaket üstüne felaket yaşıyoruz.

Bizi kan denizine sürükleyen kim?

Biz, 20. Yüzyıl boyunca hüküm süren Ä±smarlama rejimlerin tükenmiÅŸliÄŸinin, tayin edilmiÅŸ siyasi kadroların beceriksizliÄŸinin yol açtığı kan denizinde yüzüyoruz. Biz o yapay sınırların anlamsızlığı, zoraki devletçiklerin ihaneti, toplumsal baÄŸların yıpranmışlığı üzerinde bir hayat bulma, bir fidan büyütme, bir can aralığı keÅŸfetme mücadelesi veriyoruz.

Devletlerin örgütleÅŸtiÄŸi, siyasi ahlakın yerlerde süründüğü, terör örgütleri üzerinden coÄŸrafyanın talan edildiÄŸi, bin yıldır birlikte yaÅŸayanların birbirine boÄŸazlatıldığıkadim ÅŸehirlerimizinharabeye çevrildiÄŸi, kafasını kaldıran her ülkenin ağır bir ÅŸekilde cezalandırıldığı bir dönemin, bir tarih aralığının, bir talihsizlik çağının insanlarıyız.

Aynı zamanda kahramanlarıyız. Belki bütün bu kötülüklerin ardından, bu dibe vuruÅŸun ardından baÅŸlayacak, daha ÅŸimdiden iÅŸaretlerini ortaya koyan yeni yükseliÅŸ çağının, meydan okumanın, derin deÄŸiÅŸimin kahramanlarıyız.

Haçlılardan, Moğollardan ne farkınız kaldı sizin!

Halep ÅŸoku yaşıyoruz. Ãœlkelerin ahlaken nasıl iflas ettiÄŸinin, Müslüman kimliÄŸinin Ä°slam'ı en çok kullanan ülkeler ve örgütler tarafından nasıl deÄŸersizleÅŸtirildiÄŸinin, en basit insani hak ve ahlakın nasıl yerle bir edildiÄŸinin ÅŸokunu yaşıyoruz.

Kadınların, çocukların nasıl imha edildiğinin, yok edilen, harabeye dönüştürülen bir şehirden çıkışlarına bile izin verilmediğinin, katliamla kutsanan ülkeler ve onlara bağlı örgütler tarafından yaralılara bile merhamet gösterilmediğinin örneklerine tanık oluyoruz.

Kudüs'ü işgal edip bütün Müslümanları kılıçtan geçiren Haçlılardan ne farkınız var? Anadolu'da taş üstünde taş bırakmayan Haçlılardan ve Moğollardan ne farkınız var?Bağdat'ı yakıp yıkan, nehirleri kan nehrine dönüştüren Moğollardan ne farkınız var?

Ebu Gureyb'de esirleri köpeklere parçalattıranlardan, sadece Müslüman olduÄŸu için en ağır aÅŸağılamalara maruz bırakanlardan ne farkınız var? Filistin halkının kanı üzerinde kurulan, kanı ile beslenen Ä°srail'den ne farkınız var?

Siz kimsiniz, nesiniz, hangi dindensiniz?

Hadi onlar Hristiyan'dı, putperestti, Yahudi'ydi. Hep öyle dediniz, bizden uzak dediniz, düşman dediniz, yabancı dediniz, istilacı deniniz, bize öyle öğrettiniz.

Peki siz kimsiniz, siz nesiniz? Halep'te sizi nereye koyacağız sizi? Hangi medeniyete, hangi dine, hangi kültüre sığdıracağız sizi?

Hadi bu bir savaÅŸ diyelim. Muhalifler yenildi, diyelim. Halep'i ele geçirdiniz, diyelim. Ne yani herkesi kılıçtan mı geçireceksiniz, kurÅŸuna mı dizeceksiniz, toptan imha mı edeceksiniz? Ne istiyorsunuz? Bu, harabeye çevirdiÄŸiniz ÅŸehirde hiç mi canlı bırakmayacaksınız? Kadınların çıkışına, çocukların çıkışına engel oluyorsunuz, ambulanslara, yaralı taşıyan araçlara saldırıyorsunuz.

Siz söyleyin, biz size ne diyelim?

Sivil kıyıma giriÅŸiyorsunuz, toplu katliama yelteniyorsunuz. Siz nesiniz, kimsiniz, hangi ahlak ve geleneÄŸin ürünüsünüz? Müslüman öldürmekle mi ÅŸahlanacaksınız, masumları katlederek mi devlet olacaksınız, coÄŸrafyanın nefretini kazanarak mı saygı kazanacaksınız?

Yoksa bütün bunlardan vazgeçtiniz, yeni bir istilacı güç, yeni bir iÅŸgalci güç, intikamcı güç olarak mı tanımlayalım sizi? Siz söyleyin, biz size ne diyelim? Biz, Halep'te masumlara yaptıklarınızı gördükten sonra bundan sonra bu coÄŸrafyada neler yapacağınıza dair ne düşünelim?

Halep: İran'ın Srebrenica'sı..

Türkiye, Rusya ile ateÅŸkes saÄŸlayarak bir nefes aralığı oluÅŸturdu. O dar alana sıkıştırılmış, enkaz altında kalan insanlarısaÄŸ salim dışarı çıkarmak için bir yol açtı. Ä°ran, Suriye ordusu içindeki bütün unsurlarıyla, Suriye içine yerleÅŸtirdiÄŸi bütün terör örgütleriyle buna karşı çıktı. Olmadı, engelleyemedi.

Bu sefer sivilleri taşıyan konvoylara saldırdı, yaralıları taşıyan ambulanslara saldırdı. SavaÅŸtan, katliamdan kaçan sivilleri katletti. Belki onlar orada kalsaydı, Halep'te kalsaydı bir çeÅŸit Srebrenica yaÅŸayacaktık ve bu Ä°ran'a baÄŸlı terör örgütleri üzerinden uygulanacaktı.

O çirkin mezhep söylemi ve Pers imparatorluğu..

Hal böyle iken, biz İran'a hiç mi bir şey demeyelim, Tahran'ın bu acımasızlığına hiç mi itiraz etmeyelim, hiç mi isyan etmeyelim? Bu nasıl bir devlettir, nasıl bir rejimdir?

Çirkin bir mezhep söylemi Ã¼zerinden bütün silahlarını Müslümanlara doÄŸrultanbütün gücünü Müslüman toprakları ilhak etmede kullanan, mezhep fanatizmi üzerinden terör örgütleri kurup ülkelere saldırtan bu devletin hiç kutsalı yoktur?

Bu, mezhep savaşı deÄŸil, biliyoruz. Ä°ran bir Fars emperyalizmi hayali yaşıyor, biliyoruz. Bu iÅŸgalci ve yayılmacı planlarını mezhep üzerinden servis ediyor, biliyoruz. Bütün coÄŸrafyanı imha edecek bir nükleer güce dönüştürülmek istenen mezhep savaÅŸlarının baÅŸ tetikçiliÄŸini oynuyor, bunu da biliyoruz.

Bu büyük istila hesaplarını kullanarak Kızıldeniz'den Afganistan'a kadar bir Pers imparatorluÄŸu kurmaya çalışıyor ve korkunç bir güç zehirlenmesi yaşıyor, hepsini biliyoruz.

Sen önce kendi etnik haritana bak

Ama bu ülkenin yüzde ellisinden fazlası Fars kökenli deÄŸil. Azeri, Arap, Kürt, Türkmen, Beluci ve diÄŸerlerinin nüfusu Fars kökenlilerden fazla. Ãœlkenin etnik kırılganlığı bölgedeki her ülkeden daha hassas. Dünyadaki bütün Åžii kökenlileri birer silahadönüştürüp bulundukları ülkeleri istikrarsızlaÅŸtırıyor.

Basra Körfezi ülkelerini, Yemen'i, S. Arabistan'ı hedef alıyor. Türkiye'ye karşı PKK dahil terör örgütlerini destekliyor, besliyor. Devrim'den bu yana Müslüman toplumların kendisine verdiÄŸi moral desteÄŸini onlara kan olarak geri iade ediyor.

Ama Ä°ran, ilk kez bu kadar açık bir ÅŸekilde Müslüman toplumları hedef almaya baÅŸladıIrak'ta korkunç mezhep katliamları yaptı. Åžimdi bunu Suriye'de yapıyor. Mezhep kimliÄŸi arkasına gizlediÄŸi o ahlaksız savaşı o boyutlara vardı ki, sonunda masumları, savaÅŸtan kaçanları, kadınları, çocukları katletmeye, toplu infazlar yapmaya baÅŸladı.

Mekke'ye de saldıracak..

Tahran'ın Suriye'deki meselesi Suriye deÄŸildir. Åžam rejimini korumak deÄŸildir. Irak'ı ele geçirdi, Suriye'yi de ele geçirip sınırını Akdeniz kıyılarına kadar uzatmaktırYemen'i de ele geçirip sınırı Kızıldeniz kenarına uzatmaktır. En nihayetinde de Mekke'ye ele geçirip savaşı Ä°slam'ın kalbine yerleÅŸtirmektir.

Biz mezhepçi bir dil kullanmayacağız. CoÄŸrafyamıza o gözle bakmayacağız. Ä°ran halkını o söylemle suçlamayacağız. Ä°ran'ın bu anlaksız iÅŸgal giriÅŸimlerine karşı Tahran rejimine yönelteceÄŸiz oklarımızı. Her ÅŸeye raÄŸmen Ä°ran'da yaÅŸayan vicdan sahiplerinin ses vermesini bekleyeceÄŸiz. Onların insan duyarlılıklarına hitap edeceÄŸiz.

Savaşı İslam'ın kalbine İran'la yerleştiriyorlar

Ama Tahran rejiminin coÄŸrafyayı ateÅŸe veren bu istilacı politikalarına, bu saldırgan tutumuna karşı en keskin tepkilerimiziortaya koyacağız. Bütün gücünü Müslüman ülkelere ve toplumlara yönelten böyle bir rejimi mahkum edeceÄŸiz, suçlayacağız, onun Batılı istila dalgasıyla ortak bir ÅŸekilde Müslümanları vurmasının önüne geçmeye çalışacağız.

On yıl önce “SavaÅŸ Ä°slam'ın kalbine yerleÅŸecek” diyenler bunu Ä°ran üzerinden tezgahlayacaklarmış, yeni yeni anlıyoruz. Etrafındaki bütün ülkelerin istikrarsızlık alanlarını tahrik eden Ä°ran'ın bütün bu tahriklerine raÄŸmen bizler o “iç savaÅŸ” tezlerine yenilmeyeceÄŸiz ama bu, hiçbir ÅŸey yapmayacağımız anlamına gelmemektedir. Zaten kendisi yapacağını yapmış, coÄŸrafyada yalnızlaÅŸmış, yabancılaÅŸmış, bir dış düşman haline gelmiÅŸtir.

Halep düşmedi, Moğolları hatırla..

Halep düşmedi. Böyle savaÅŸlar bitmez. Böyle savaÅŸların sonu gelmez. Bugün gidenler yarın geri döner. Bugün kazandık zannedenler yarın yenildiÄŸini anlar. Åžehirleri, ülkeleri, milletleri imhaya giriÅŸenler hiç bir zaman kazanamaz.

Bugün Tahran yönetimine MoÄŸolları hatırlatmak geliyor içimden, Haçlıları hatırlatmak geliyor. Bu coÄŸrafyanın intikamının nasıl bir ÅŸey olacağını hatırlatmak geliyor. Yeni bir Pers Ä°mparatorluÄŸu'nun sadece bir hayal olduÄŸunu hatırlatmak geliyor.

Gün gelir evinde vurulursun

Sen bu yola böyle dolu dizgin gidersen, sen coÄŸrafyadaki bütün Ã¼lkeleri, ulusları, ÅŸehirleri arkasından vurursan gün gelir içeriden vurulursun, evinde çökersin, bir gün gelir ayakta kalma mücadelesi verirsin, demek geliyor.

Mezhep Savaşı, Batı'nın coÄŸrafyayı yok etmek için keÅŸfettiÄŸi bir nükleer güçtür. Nükleer savaÅŸ kadar yakıcıdır. Aman dikkat! Bu felakete sürüklenmemeye dikkat. Bu tuzaÄŸa düşmeyeceÄŸiz. O mezhep dilini kullansın biz onun gizlediÄŸi askeri hedeflerine, siyasi hedeflerine, jeopolitik hesaplarına savaÅŸ açacağız, onunla mücadele edeceÄŸiz.

Müslüman ülkeler Türkiye'ye güç vermeli

Atlantik'ten pasifik kıyılarına kadar, yeryüzündeki Müslümanlar Türkiye'ye destek vermeli. Bu ilke, ahlak, vicdan hareketine, mücadelesine katkıda bulunmalı. Ayakta kalan, Son Kale'ye omuz vermeli. Bütün ülkelerin, toplumların böyle bir sorumluluÄŸu vardır.

Yeryüzünden dik duran, doÄŸruları haykıran, böyle bir siyasi akla, kadroya, lidere ve toplumsal ÅŸuura sahip Türkiye güçlü durmalı. Dışarıdan ve içeriden yok etmeye ayarlı bütün felaket senaryolarına karşı Türkiye'yi yalnız bırakmamalı. Türkiye'nin Ã¶ncülük ettiÄŸi kaynaÅŸtırıcı, birleÅŸtirici siyasi söyleme, güç verdiÄŸi dirence, tarihsel sorumluluÄŸa herkes katkıda bulunmalı.

Türkiye'den başka umut kalmamıştır

CoÄŸrafyanın baÅŸka umudu kalmamıştır. Bu rüzgar tersine dönecekse, Türkiye bu iÅŸin merkezinde olacaktır. Türkiye yalnız kalırsa, daha çok ülke parçalara ayrılacaktır. Ä°ran'ın Pers rüyaları, mezhep fanatizmiyeni büyük tehdit olarak öne çıkmıştır. Bu yeni tehdide karşı, bölgeyi sakinleÅŸtirecek Ã¼lke Türkiye'dirKuzey Afrika'dan Pakistan'a, Endonezya ve Malezya'ya kadar her ülke, bu tarihi sorumlulukla yüzleÅŸmek zorunda kalacaktır.

Bu umut, Türkiye umudu, yüzyılımızı, coÄŸrafyamızı kurtaracak, ayaÄŸa kaldıracak, çatışma alanlarını refah alanlarına çevirecek, kurtuluÅŸ yolunu gösterecek tek umuttur. Yoksa tarihin akışını da, coÄŸrafyanın tamamını da kaybedeceÄŸiz…

Ama biz biliyoruz ki Türkiye, kimse olmasa da, yapayalnız kalsa dadirenecek, mücadeleye devam edecektir. Çünkü Tarih boyunca hep böyle yapmıştır.

YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.