Şimdi Halep kurtarılmış mı oluyor? - Beril Dedeoğlu

Daha sonra meseleye DEAÅž dahil olmuÅŸ, bu da Esad güçlerinin muhalifler karşısında desteklenmesinin en meÅŸru gerekçesini oluÅŸturmuÅŸtu. Suriye’nin bütünü için geçerli ne varsa, Halep’te görmek mümkün. Esad rejimi, toplumun sesini dinleme eÅŸiÄŸini kaçırdıktan ve kendisine yönelik muhalefeti bir tür mezhep savaşı içinden gördükten itibaren, “DEAÅž’a karşı” baÅŸlığı altında yürüttüğü faaliyetleri tüm muhaliflere yöneltti. Bu çerçevede Halep’in, çok kültürlü-çok etnili ve çok mezhepli yapıdan kurtarılması esas hedef haline geldi. Gayet tabi resmi tutum, Suriye’nin DEAÅž kast edilerek “terör”den temizlenmesi oldu, bu arada baÅŸka terör örgütleri ise mücadele kapsamına deÄŸil, müttefik kapsamına alındı.

Bir bölgenin tarihsel ve sosyolojik doğası değiştirilmeye kalkıldığında, askeri güçlerin karşısına askeri ya da yarı askeri güçlerin çıkması beklenemez. Doğal olarak hedef sivil halk olur.

Ateşler altında kalan insanlık

Halep’te sivil halk, önceleri biri DEAÅž diÄŸeri Esad ve ordusuyla organik baÄŸlar kuran Åžii milis güçler olmak üzere iki ateÅŸ arasında kaldı. Bu arada Suriye konusunun bütününde belirleyici oyuncu haline gelen Rusya, Esad’ın elini güçlendirecek her türlü yardımı yaptı; ABD’nin elinde sadece silahlı Kürt gruplar kaldı ve Türkiye de sahaya indi.

Bu geliÅŸmeler sonrasında Halep’teki sivilleri hedef alan saldırılar çoÄŸaldı. Bunun da ötesinde, DEAÅž’ın çevrelenmesi ve sıkıştırılması adına yapılan tüm giriÅŸimler sonucunda Halep halkı açlığa terk edildi, tanım yerindeyse bir “ekmeksiz alan” oluÅŸturuldu. Söz konusu alanın duvarlarını delip içeriye ulaÅŸmak, rejimin keyfine kaldı ve bu durum da Esad’ın Halep’i kazanması olarak taktim edildi.

Anlaşıldığı kadarıyla Esad, Ä°ran ve Rusya desteÄŸiyle Halep’i coÄŸrafi anlamda epeyce kontrolde tutuyor, ancak sosyolojik olarak kontrol edilemeyeceÄŸi düşünülmüş olmalı ki, insanların açlık ya da bombardımanlarla ölmesi, böylece denetlenebilir bir küçüklüğe ulaÅŸmaları deneniyor. Yine anlaşıldığı kadarıyla, geçici ateÅŸkeslerle insanların tahliye edilmesi için açılan koridorlar da, insanların öldürülmelerini kolaylaÅŸtıracak stratejik boÄŸazlar olarak görülüyor.

Kurtarma değil, ele geçirme

Esad’ın rejim baÅŸarısı için imza atmaya hevesli olduÄŸu Halep, muhtemelen “insanlığa karşı suç” kapsamında başını yiyecek yer olacak. Ancak Esad’ın Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması, Suriye’deki kaptanlığın Ä°ran’a geçeceÄŸi gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmeyecek. Ãœstelik, Türkiye ile Rusya, Halep’teki ateÅŸkes için uÄŸraÅŸa dursun, tıpkı Balkanlardaki insanlık dramında olduÄŸu gibi, her ateÅŸkes rejime ve Åžii milislere yarayacak. Bu arada rejim, terörle mücadele ettiÄŸini ileri sürüyor; ancak tüm dünya basını Esad güçleri ile muhalifler arasında bir mücadele olduÄŸunu kaleme alıyor. Demek ki Esad giderek DEAÅž’la mücadele edildiÄŸi konusundaki ikna yeteneÄŸini kaybediyor. O halde üzerine gidilmesi gereken konu bu.

Halep’in DEAÅž’tan kurtarıldığı yok, kimsenin insanları, en azından tüm Haleplileri kurtarmak gibi bir derdi de bulunmuyor. Dert ele geçirmekle ilgili. Dolayısıyla bu ÅŸekilde kurtarılmış bir Halep’in Türkiye sınırlarına yakın yeni tehlikeler anlamına geldiÄŸini, bunun da mezheplerle deÄŸil, devletlerarası mücadelelerle ilgili olduÄŸunu unutmamak gerekiyor.

STAR