DAEŞ, Esed'in Palmira'da bıraktığı silahlar ile Türkiye'ye saldıracak!

Yüzbinlerce insanın katledildiği Suriye'de vahşetin son sahnesi Halep'ti. Orada da tam bir kıyım yapıldı. Nihayet ateşkes sağlandı; geride kalan bir avuç insan, tahliye edilmeye başlandı. Son gelen haberlere göre ise rejim güçleri ve Şii milisler ateşkesi ihlal ediyor, sivillere ateş ediyor.

Kadim şehir Halep'te bunlar yaşanırken arkasına Rus desteğini alan Esed, Palmira'da TSK ve ÖSO'ya karşı şeytani bir plan yaptığı ve uygulamaya geçtiği anlaşılıyor.

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Mehmet Acet "Dikkat! Yeni kirli planlar devrede" başlıklı yazısında bu şeytani planının ayrıntılarını korlarıyla paylaştı.

Dolmabahçe'deki terör saldırı nedeniyle Anadolu Ajansı'nın önceki gün geçtiği bir hberin doğal olarak gözlerden kaçtığını belirten Acet, "Haber, Beşşar Esed rejimi ve müttefiklerinin Palmira (Tedmur) kentinin bilinçli bir şekilde DAİŞ'e terk edilmesini anlatıyordu." bilgisini verdikten sonra meselenin Türkiye'yi daha fazla ilgilendiren kısmıyla ilgili olarak şunları yazdı:

Esed rejimi Palmira'da, anti-tank ve yüksek çaplı uçaksavar gibi ağır silahları DAÄ°Åž'e terk ederek çekilmiÅŸti. 

Ajansa konuşan Türk güvenlik kaynakları, örgütün rejim tarafından bilinçli bir şeklide silahlandırıldığı sonucuna vardıklarını söylüyorlardı.
 
Daha kötüsü, bu silahların Suriye'de savaÅŸan Türk Silahlı Kuvvetleri ve ÖSO'ya karşı kullanılması gibi bir oyun planı vardı. 
...

KÄ°MÄ°N ELÄ° KÄ°MÄ°N CEBÄ°NDE?

Neresinden baksanız, ÅŸeytanca bir oyun planı ile karşı karşıyayız. 

Kurguya göre DAÄ°Åž, bu silahları güya rejim ve müttefikleri ile savaÅŸtıktan sonra elde etmiÅŸ oluyor. 

Uçaksavarlar, anti-tanklar Fırat Kalkanı'na katılan Türk savaÅŸ uçaklarını, tanklarını hedef aldığı zaman bunu rejim deÄŸil, DAÄ°Åž yapmış olacak. 

Ama günün sonunda DAİŞ'ten daha fazla, büyük katil ve soykırımcı Esed bu işten karlı çıkmış olacak.
 
Buradan şunu anlıyoruz.

Ajansın görüş aldığı 'Türk güvenlik kaynakları' bu ÅŸeytani planı fark ettikten sonra, “Tezgahın farkındayız” demek için meseleyi alenileÅŸtirme kararı almıştı. 

Böyle bir tehdit uygulamaya konursa, neyin ne olduÄŸunun ÅŸimdiden herkes tarafından bilinmesi gerektiÄŸini vurgulamak için. 

REJİM HALEP'TEN SONRA EL BAB'A MI YÖNELECEK?
...
Öncelikle ÅŸunun altını çizelim. 

Rejim, Türkiye'nin orada bulunmasından hiç hoÅŸnut deÄŸil. 

Esed, kendi topraklarında, kendi insanlarına karşı toplu katliamlar yaparken, Türkiye'nin Fırat Kalkanı ile ele geçirilen bölgelere 'yaÅŸama umudu' taşıması onları fena halde rahatsız ediyor. 

İçlerinden biz öldürürken siz nasıl yaÅŸatırsınız diye geçiriyorlar. 

Türk F-16'ları El Bab'ı kontrol eden DAÄ°Åž mevzilerine dönük operasyonları son günlerde artırmış durumda. 

Türkiye destekli ÖSO birliklerinin kenti ele geçirmek için yüklendiÄŸini biliyoruz. 
Ama bir sorun daha var. 

Rejim birlikleri de El Bab kentinin güneyinde birkaç kilometre mesafede konuÅŸlanmış durumda. 
Geçen hafta BaÅŸbakan Binali Yıldırım'ın Rusya gezisine katılmıştım. 

Moskova'da sohbet ettiÄŸimiz BaÅŸbakan'a, “El Bab'ın bir kapısına biz dayandık, diÄŸer kapısına rejim, bu kentin akıbeti ne olacak?” diye sormuÅŸtum. 

Yıldırım, önce “Putin ile bunların hepsini konuÅŸtuk ama fazla detay vermeyeyim” demiÅŸ, sonra ÅŸu kısa bilgiyi bizimle paylaÅŸmıştı:

“Bizim El Bab'dan daha ileriye gitme gibi bir niyetimiz yok. Onlar da (Rus tarafı), rejimin bu konuya müdahil olmaması yönünde gayret gösterecekler.”

Bu sözler bize şunu gösteriyordu.

Türkiye, Esed rejimiyle sahada doÄŸrudan karşı karşıya gelmek ya da savaÅŸmak istemiyordu. 
Ancak karşı tarafın aynı özenli tutuma sahip olmadığı yukarıda anlattıklarımızdan anlaşılıyor. 

“Palmira'da DAÄ°Åž'in eline geçti” süsü verilen ağır silahlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı kullanılırsa eÄŸer, ÅŸunu hep beraber bilelim ki, aslında bu silahları DAÄ°Åž deÄŸil, Esed rejimi bize doÄŸrultmuÅŸ olacak.