Sosyal Medya

Kürsü

Zulüm Çarkı Acımasız İşliyor - Ali Haydar Haksal

Yüreklerimiz dağlı. Soluk almada güçlük çekiyoruz. Batı, bütün kurumları ve topyekûn Müslümanların üzerine abanmış durumda. En doğudan en batıya bu böyle.



Müslümanların uyanışı, dirilişi, bir araya gelişi engelleniyor. Kendi açmazlarını ve çıkmazlarını örtmek için zulme yöneliyor.
Batı, kendi düşüncesinden hem hoÅŸnut hem deÄŸil. HoÅŸnut deÄŸil, çünkü düşüncesi tatmin etmiyor. Yollar arıyor, izmler üretiyor, yeni çıkış yolları deniyor, sonuç gene aynı. Tatminsizlik. Ä°deolojiler üretiyor yetmiyor. Kapitalizm, komünizm, faÅŸizm, milliyetçilik, muhafazakârlık, saÄŸ, sol, ılımlı, radikal… Sonuç deÄŸiÅŸmiyor. Marksizm’den Maoizm’e yönelindi, sonuç alınamadı. Kısır döngü, hep aynı yere çıkılıyor. Ä°nsanda büyük bir boÅŸluk var. Ä°slâm’a yönelmekten baÅŸka seçeneÄŸi yok. Bu kendileri için bir son ve asıl büyük tehlike. O zaman Ä°slâm’ın olumsuzlanması gerekiyor. Müslümanlar üzerinde oyun oynanıyor. Müslümanlar da ne yazık ki bu oyuna gelir ve tuzaÄŸa düşüyor.
 
Kilise güven vermiyor. Zaten bu güvensizlik Hıristiyanlığın en üst makamı olan Papalık tarafından da onaylanmış oluyor. Laik devletin dini devletten daha önemli ve iyi olduÄŸunu belirtiyor. Hıristiyanlığın insanlığı tatmin etmediÄŸinin itirafıdır bu. Avrupalı güvenmediÄŸinden, çocuklarını kiliseden uzak tutuyor. Papayı Güney Amerika’dan seçti. Rahipler genelde oralardan getiriliyor. Ä°nanç boÅŸluÄŸu bir baÅŸka yönelime giriyor. Nihilizm ve son çare kendileri için zararsız olan Budizm tek seçenek kalıyor.
 
Müslümanlardan devÅŸirilen terör örgütleri ise Müslümanlara en büyük zararı veriyor. VahÅŸi, sadece insanları öldüren, iÅŸkence edenler olarak görünüyor. BoÅŸluktaki insanların Ä°slâm’a yönelimleri engellenmiÅŸ oluyor.
Batı ruhuna sahip olan Müslüman görünümlüler ise onlardan farksız. Onları tanıdıktan sonra Müslüman olma gereÄŸi ve ihtiyacı kalmıyor. Çünkü benzer hayat onlarda var zaten. Ä°slâm’ın metafizik derinliÄŸi, ruhu dinlendiren, tatmin eden huzuru göz ardı olmuÅŸ oluyor. Hatta böyle bir dünyanın varlığından habersiz olunuyor.
 
Ä°nsanlık için tek kurtuluÅŸ Ä°slâm. Ä°slâm’ın yüceliÄŸini görseler, oradaki huzur ve mutluluÄŸu kısmen yaÅŸasalar sorun kalmayacak.
İnsanlığın önünde tabiî ki büyük engeller bulunuyor. Önce kendileri. Tüketim çarkına kapılan ve orada mutlu olmaya ve huzur bulmaya yöneliyor. Tatminsizlik başını alıp gidiyor. Huzursuzluk ve güvensizlik oluşuyor. Kendini en sahih Müslüman olarak görenler de bu hayattan vazgeçmiyor. Zaman zaman kimi yapay çıkışlar ise bir sonuç getirmiyor.
 
Batı, emperyal gücünü korumak ve daha da azmanlaştırmak için acımasızlaştıkça acımasızlaşıyor. Çünkü Batı silâhtan, tüketimden, insanlık için yararlı ya da zararlı ne varsa onlardan yararlanıyor.
Bunların üzerinde güçler var. Onlar bir kere insanların rahat hareket etmelerini engelliyor. NATO, BM, AB gibi kurumlar başlıca engel. Bütün tezgâh ve oyunlar da onlardan kaynaklanıyor.
 
Müslümanlara soluk aldırılmıyor ve alabildiğine acımasız. İnsanlığın bu kadar duyarsızlaşması ya da hiçbir şey yokmuş gibi durması onların asıl yüzlerini gösteriyor.
Nedense bütün olaylar Müslümanların yaÅŸadığı coÄŸrafyada yaÅŸanıyor. Arakan, Filistin ile Halep, gözlerimizin önündeki en son örnekler. Bu vahÅŸilik ve acımasızlık Batı’nın herhangi bir beldesinde ve bölgesinde yaÅŸansa neler olurdu, nasıl karşılanırdı
 
Müslümanları uyandıracak, kendine getirecek bir dokunuÅŸ gerekiyor. Ä°srafil’in suru gibi ÅŸiddetli bir sese gereksinim var. Ä°nsanların ruhları derinden sarsılmalı ve titremeli. Müslümanların uyanışını saÄŸlayan, sahih bir gençlik gereksinimi var. Samimi, çıkarsız, idealist. Çok okuyan, düşünen ve çok çalışan bir gençlik. Hayatın acılarını ve çilesini göze alabilecek bir gençlik. Ä°nsanlığın buna gereksinimi ve var, baÅŸka seçenek de yok.
 
MÄ°LLÄ° GAZETE

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.