Sosyal Medya

Güncel

Arap dünyasında yükselen Şiilik dalgası - Taha Kılınç

Moritanya Müftüsü Ahmed Habiburrahman, geçtiğimiz haftalarda başkent Nuvakşot'taki Ulu Cami'de verdiği cuma hutbesinde, ülkede hızlı bir şekilde yayılmakta olan Şiîliğe dikkat çekti. Şiîleri “kuzu postuna bürünmüş kurtlar” olarak tanımlayan Müftü, 'Ehl-i Beyt sevgisi' adı altında Moritanyalı gençlerin İran çizgisine kaydıkları uyarısında bulundu. Devlet Başkanı Muhammed Velid Abdülaziz'e de seslenen Habiburrahman, İran destekli Şiîleştirme faaliyetlerinin önüne geçilmesi için her türlü tedbirin alınmasını istedi.



Aynı günlerde benzer bir mesaj da Cezayir'den geldi. Dini Ä°ÅŸler ve Vakıflar Bakanı Muhammed Ä°sa, ÅžiîliÄŸin süratle yayıldığını kaydederek, ilkokul düzeyinde bazı öğretim kurumlarında gizli Åžiîlik eÄŸitimi verildiÄŸini tespit ettiklerini açıkladı. Ãœlkenin en büyük gazetelerinden eÅŸ-Åžurûk'un yayımladığı özel dosyaya göre ise, sonradan ÅžiîliÄŸi seçen binlerce Cezayirli genç, komÅŸu ülke Tunus'taki Kayravân kentinde düzenlenen 'merdiven altı' Muharrem ayı etkinliklerine katıldı. Kayravân'daki törenin gizli görüntüleri internete de düştü. 
Moritanya, Cezayir ve Tunus'tan sonra, Mısır ve Fas'ta da on binlerce kiÅŸinin ÅžiîliÄŸe intisap ettiÄŸi ve dini ritüelleri toplu halde yerine getirmeye baÅŸladığı belirtiliyor. Nijerya ise, zaten çoktandır ÅžiîliÄŸin en hızlı yayıldığı Afrika ülkesi olarak kabul ediliyor. Nijerya'da siyasi bir muhalefet hareketine de dönüşen Åžiîlik, Ä°brahim Yakub Zekzekî'nin liderliÄŸindeki bir cemaat tarafından temsil ediliyor. Bir diÄŸer Afrika ülkesi Sudan, Suudi Arabistan'ın baskısıyla Ä°ran BüyükelçiliÄŸi'ne baÄŸlı propaganda kurumlarını resmen kapatmış görünse de, ÅžiîliÄŸin Sudanlılar arasında da hâlâ revaç bulduÄŸu kaydediliyor. 
Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de sıcak çatışmalara müdâhil olarak nüfuzunu yayma savaşına giriÅŸen Ä°ran, Afrika ülkelerinde ise tıpkı Hıristiyan misyonerlerin yöntemleriyle faaliyet gösteriyor. Açılan kültür merkezleri, dil kursları, tanıtım gezileri, dini gün ve gecelerin ihya edildiÄŸi törenler vb. yoluyla, Åžiîlik Afrika'nın birçok noktasında kök salmaya devam ediyor. 
Cihadî-Selefîlik akımlarıyla zaten baÅŸları dertte olan bu ülkeler, ÅŸimdi bir baÅŸka cereyanın, fanatik biçimde Ä°ran'ın lobiciliÄŸini ve destekçiliÄŸini yapan ÅžiîliÄŸin kuÅŸatması altında bulunuyor. Her ikisi de birbirine rakip ve düşman olarak büyüyor üstelik. 
«««
Arap ülkeleri, cihadî-Selefîlik akımlarının ve 'Siyasal Ä°slâm' düşüncesinin halk nezdinde karşılık bulmasını önleyebilmek için, uzun yıllar tasavvuf ve tarikatlardan yardım almışlardı. Kendilerine geniÅŸ alan açılan ve yönetimler tarafından desteklenen bu tasavvufî yapılanmaların, özellikle gençlerdeki manevî ihtiyaçları karşılayabileceÄŸi, böylece herhangi bir siyasal sarsıntı oluÅŸmadan iÅŸlerin rayında yürüyebileceÄŸi düşünülüyordu. 
Fas Krallığı'nın uyguladığı model, belki de bu alanda ortaya konulan projelerin en baÅŸarılısıydı. Kadirî tarikatının Budşîşiyye koluna kucağını açan yönetim, ülkenin dört bir yanında tekke ve zaviyeler tesis etti. Budşîşilerin zikir ve semâ törenleri devlet televizyonlarından canlı yayınlanırken, kraliyet ailesi üyeleri ve devlet erkânı da sık sık bu törenlerde boy gösterdi. Ãœlkede zaten var olan tasavvuf geleneÄŸini baÅŸarılı bir ÅŸekilde modern döneme entegre eden Faslı yöneticiler, böylelikle geniÅŸ halk kitlelerini kontrol altında tutabildiler. 
Aynı örnekler belli ölçülerde Suriye, Mısır, Libya, Cezayir gibi ülkelerde de yaÅŸanmıştı. ÖrneÄŸin, 1964-2004 yılları arasında Suriye Müftüsü olarak görev yapan Åžeyh Ahmed Kuftârû, aynı zamanda bir NakÅŸibendî ÅŸeyhiydi. Baas rejiminin en üst düzeyde dini otoritesi olan Kuftârû'nun, manevî bir ÅŸahsiyet olarak saygı duyulan konumu, Suriye halkının Nusayrî rejime karşı duygusal direncini kıran noktalardan biriydi. Yine 2013'teki ölümüne kadar BeÅŸÅŸar Esed yönetimini savunan Saîd Ramazan el-Bûtî'nin Åžam'daki Hikem-i Atâiyye dersleri, binlerce kiÅŸinin takip ettiÄŸi tasavvufî bir ders halkasıydı. Bûtî'nin siyasi duruÅŸu da, tıpkı Kuftârû'nunki gibi Suriye halkının rejime bakışını derinden etkilemiÅŸti. Mısır eski Müftüsü Ali Cumua da, ÅŸimdiki Ezher Åžeyhi Ahmed Tayyib de tasavvuf yoluna intisabı bulunan önemli ÅŸahsiyetler. ÇeÅŸitli ülkelerden örnekler daha da çoÄŸaltılabilir. 
Ancak tüm bu modeller artık çöküşe geçmiÅŸ bulunuyor. Ekonomik sıkıntıların tetiklediÄŸi siyasi sarsıntılar, iletiÅŸim teknolojilerindeki geliÅŸmeyle orantılı olarak gençleri harekete geçiriyor. Resmî ideolojilerin kitleleri kontrol altında tutmak için vaz ettiÄŸi yöntemler ve öne çıkardığı ÅŸahsiyetler, yeni nesillerin heyecanlarına cevap veremiyor. 
*** 
Bir yandan silahlı hareketler ve oluÅŸumlar, diÄŸer yandan Åžiîlik cereyanının hızla yayılması, Arap dünyası baÅŸta olmak üzere bütün Ä°slâm ülkelerini önümüzdeki on yıllar boyunca ciddi iç çatışmalara sürükleyecek bir potansiyele sahip. 
Bununla baÄŸlantılı olarak, 'demokrasi' kavramının ve 'demokratik yönetim'lerin giderek daha çok tartışılacağı yeni bir döneme giriliyor. Ãœstelik 'tam demokrasi' iddiasındaki Batılı ülkelerin de birbirinden farklı sebeplerle kendi sistemlerini tartışmaya baÅŸladıkları bir dönem bu. 
Ä°slâm aleminin tefekkür ve teori geliÅŸtirme potansiyeline büyük ihtiyaç duyulacak. EÄŸer Müslümanlar, kendi bünyelerindeki devasa problemlerle boÄŸuÅŸmaktan düşünmeye fırsat bulabilirlerse…
 
YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.