Ucuzlukta alışveriş
Bazılarında bu durum heyecan ve rekabet hissini tetiklerken bazılarında da nabız atışı yavaşlar, alışveriş günlük endişe ve sorunlardan uzaklaşmayı ve rahatlamayı sağlayan bir etkinlik haline gelir.
Alışverişe arkadaşlarınızla giderek davranışlarınızı daha iyi kontrol edebileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tersine bunun alışverişi körükleyici etkisi olur genellikle.
Son pişmanlık
Arkadaşla gitmek, alış veriş yapan diğer insanlarla karşılaşmak ve internette başka insanların fikirlerini okumak kişide bağlantı duygusunu artırarak tereddüt halinde bile satın almayı kolaylaştırır.
Bunun farkında bile olmazsınız çoğu zaman. Bu durum hızlanan kalp atışı ve gerilen kaslardan ziyade beyin dalgaları ve büyümüş göz bebekleriyle kendisini gösterir.
Bu güdüden kurtulmak için indirimlerden uzak durmak, internette alışveriş yaparken hemen ucuzluk bölümüne girmemek, mağazada ise her eşyanın etiketine bakmayıp sadece ilgilendiğiniz şeyin fiyatına bakmak etkili olabilir.
Uzmanlar bu konuda sakin olmayı ve mantıklı düşünmeyi öneriyor. Ayrıca satın aldıktan sonra hissedilen pişmanlık duygusunu düşünmek de işe yarar.
Satın alma güdüsüne teslim olmak bazıları için büyük bir sorundur.
Montreal Bankası’nın 2012’de yaptığı bir araÅŸtırma, Kanada’da gereksiz alışveriÅŸ için harcanan paranın yılda ortalama 3000 dolara yakın olduÄŸunu gösterdi. BaÅŸka bir araÅŸtırma Amerikalıların yüzde 75’inde gördüğünü satın alma durumunun gözlendiÄŸini, bunların yüzde 10’unun ise bir tek parçaya 1000 dolardan fazla para ödediklerini ortaya koydu.
nsanlar neden parayla ilgili bir konuda ani kararlar verir? Bu dürtüye nasıl karşı konulabilir?
Kıtlık dürtüsü
San Francisco Devlet Ãœniversitesi’nden psikoloji doçenti Ryan Howell satın alma dürtüsünün biraz hayatta kalma içgüdüsüyle baÄŸlantılı olduÄŸunu söylüyor. Bu insanın avcılık ve toplayıcılık döneminden kalma bir dürtüydü ve istedikleri bir ÅŸeyi gördüklerinde bir daha karşılarına çıkmayabileceÄŸi kaygısıyla hemen toplamalarını gerektiriyordu.
Günümüzde böyle bir sıkıntı yok. Satın alma gücümüz olduğu sürece istediğimiz hemen hemen her şeyi istediğimiz zaman alabiliyoruz. Fakat özellikle ucuzluk dönemlerinde atalarımız gibi davranmaya devam ediyoruz. Bir eşyada etiketin yarısı işaretini gördüğümüzde bu dürtü devreye giriyor. Howell, o eşyayı o an satın almazsak bir daha o fiyata bulamayacağımız duygusuna kapıldığımızı söylüyor.
‘Terapi’ mi?
Bir diÄŸer neden de satın alma yoluyla kendini iyi hissetme duygusudur. Michigan Ãœniversitesi’nden Doçent Scott Rick ‘alışveriÅŸ terapisi’ olarak ifade edilen olgunun gerçek olduÄŸunu ifade ediyor. Bazıları kendilerini üzgün hissettiklerinde mutlu olmak için alışveriÅŸe çıkıyor; böylece hayatlarında kontrolü elde tuttukları duygusu tazeleniyor.
Rick yararı olmakla birlikte böylesi ‘terapi’lerin masraflı olduÄŸunu söylüyor. Onun yerine kitap raflarını yeniden düzenleme ya da gardırobu toparlayıp eskileri eskiciye verme gibi etkinliklerin de aynı ÅŸekilde iÅŸe yarayacağını vurguluyor.
Bazı araştırmalarda da dokunmanın para konusundaki kararları etkilediği görüldü. Bir nesneye dokunduğumuzda sahip olma duygusu tetiklenir ve onu kaybetmek istemediğimiz için ihtiyacımız olsa da olmasa da satın alma yoluna başvururuz.
Dürtüye karşı koymak
Uzmanlar bu türden içgüdülere biraz disiplinle karşı konulabileceğini söylüyor. Satın almadan önce böyle bir dürtünün olduğunu kabul ederek 24 saat beklenmesi tavsiye ediliyor. Eğer ertesi gün aynı şeyi hala istiyorsanız ve maddi olarak gücünüz yetiyorsa satın alabilirsiniz. Ama büyük ihtimalle ilginiz ve o yoğun satın alma duygusu geçmiş olacaktır.
Bir diğer tavsiye de alışveriş için ne kadar para harcadığınızı yakından takip edin. Ne kadar para ödemek zorunda olduğunuzu düşünmek yoluyla sadece gerçekten ihtiyacınız olan şeyleri almanız kolaylaşacaktır.
Henüz yorum yapılmamış.